Haliç Dayanışması imzasıyla yapılan yazılı basın açıklamasında, "Anlaşıldığı kadarı ile daha önce Sulukule ve Taksim Yayalaştırma Projesi gibi örneklerini yaşadığımız bir oldu-bitti oyunu, Haliç Tersaneleri için de sahneye konulmak istenmektedir" deniliyor; kültür ve tabiat varlıklarının korunması konusuna ilişkin mevcut yasal mevzuatın SİT alanları, içlerinde yer alan tescilli yapılar ve bunların ayrılmaz parçaları durumundaki taşınır ve taşınmazlar üzerindeki her türlü tasarrufu, yetkili Koruma Kurulları’nın izin ve onayına tabi kıldığının altı çiziliyor.
Haliç Dayanışması'nın açıklaması şöyle:
"Kamuoyu tarafından HALİÇPORT olarak bilinen 'Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi'nin, Haliç peyzajını ve 558 yıllık geçmişi olan TERSANE-İ AMİRE’yi (Haliç Tersaneleri) parçalayacak, kimliğini yok edecek büyük bir tehdit oluşturduğunu; kamuya ait ve özgün değerlerini koruyan bir sit alanının imara açılması anlamına gelen bu projenin, bitişiğindeki Okmeydanı, Kasımpaşa ve Galata üzerine yapacağı etkilerle, çok büyük çaplı bir rantsal dönüşümün önünü açacağını daha önce kamuoyu ile paylaşmıştık.
558 yıllık endüstri mirasımızın, Haliç’in peyzaj değerlerinin, tersane alanındaki arkeolojik varlıkların, tarihi yapıların, çevresindeki kentsel dokunun ve tersane alanındaki kamu mülkiyetinin, ancak kamu yararı yaklaşımıyla korunabileceğine olan inançla ve tehdit altındaki kamusal mirasın doğru değerlendirilmesini ve tersanelerin üretim-istihdam potansiyelinin geliştirilerek geleceğe taşınmasını savunmak üzere, AKP’nin rantsal dönüşümüne karşı bir araya gelen tersane emektarları, sendikalar, meslek kuruluşları ve bunların mensupları, mahalle sakinleri ve derneklerinin oluşturduğu HALİÇ DAYANIŞMASI olarak konuyu aynı zamanda yargıya da taşımıştık ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi kanalıyla kamu yararına açıkça aykırı olan bu ihalenin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle İdare Mahkemesi’nde dava açılmıştı.
Son günlerde muhtelif medya organları aracılığıyla kamuoyuna yansıyan haberlerden;
· 02.07.2013 tarihinde gerçekleşen ihalenin ardından, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile yüklenici firma arasında 25.09.2013 tarihinde imzalanan sözleşme ve 08.11.2013 tarihinde yapılan “yer teslimi” işlemi ile tersane alanının yüklenici firma uhdesine tevdi edilmiş olduğu,
· İhalenin kapsadığı alanın önemli bir bölümünü oluşturan Camialtı Tersanesi’nin boşaltıldığı, gemi yapımında kullanılan muhtelif makina ve teçhizatın ise satıldığı,
öğrenilmiştir. Anlaşıldığı kadarı ile daha önce Sulukule ve Taksim Yayalaştırma Projesi gibi örneklerini yaşadığımız bir oldu-bitti oyunu, Haliç Tersaneleri için de sahneye konulmak istenmektedir. Oysa, çok iyi bilinmesi gerektiği üzere, kültür ve tabiat varlıklarının korunması konusuna ilişkin mevcut yasal mevzuat; SİT alanları, içlerinde yer alan tescilli yapılar ve bunların ayrılmaz parçaları durumundaki taşınır ve taşınmazlar üzerindeki her türlü tasarrufu, yetkili Koruma Kurulları’nın izin ve onayına tabi kılmakta; aksi davranışları cezalandırmaktadır.
İlgili Koruma Kurulu’nun bilgisi/onayı dışında yürütülen
· 'kentsel sit alanı' ve 'korunması gereken tarihi sit' olarak tescil ve ilan edilmiş söz konusu alan ve içindeki yapılarla ilgili 'yer teslimi' vb. her türlü tasarruf ile · tescilli yapı durumundaki atölyelerde mevcut bulunan makina ve teçhizat ile tescilli kızaklara ait vinçlerin ve tersanelerde gemi üretiminde kullanılan her türlü cihaz, ekipman, araç-gereç vd.nin satışı, devri, yer değiştirmesi vb. işlemlerin
2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Hakkında Kanun’un İzinsiz Müdahale ve Kullanma Yasağı başlıklı 9. maddesinde 'korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında, her çeşit inşai ve fiziki müdahalede bulunmak, bunları yeniden kullanıma açmak veya kullanımlarını değiştirmek yasaktır' biçiminde ifade edilen yasa hükmüne açık aykırılık oluşturduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Dahası, bu hükme aykırı iş ve işlemlerin doğrudan suç kapsamında olduğu; sözkonusu suçun karşılığı olarak öngörülen cezaların, aynı yasanın 11 Ekim 2013 tarih ve 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girmiş olan 6498 sayılı Kanun ile değiştirilmiş olan Cezalar başlıklı 65. maddesi ile belirlendiği unutulmamalıdır.
HALİÇ DAYANIŞMASI ve bileşenleri olarak konuya ilişkin girişimlere başlanmış ve bu kapsamda ilk adım olarak ilgili Koruma Kurulu’na gerekli 'yasal bildirim' yapılmıştır. Diğer yandan gerekli hazırlıklar ayrıca sürdürülmekte olup; gelişmelere bağlı olarak yasaya aykırı 'yer teslimi' ve 'satış' işlemlerinin sorumlusu olan kurum ve kişiler hakkında ilgili Savcılığa 'suç duyurusu'nda bulunulacaktır".
|