Haliçport'un Planları Askıya Çıktı
Belgelenen İstanbul’un Endüstri...
Feshane Taşınıyor
"Haliç Tersaneleri için Proje...
Haliç Dayanışması'ndan Han...
Haliç Dayanışması Tersane-i...
Haliç Dayanışması'ndan Tersane-i...
Gayrimenkul Sektörünün Gözü...
Endüstriyel Miras, Özel Hastane...
'Kültür'e Gebe Fabrikalar
"İlk Düğme Baştan Yanlış İliklendi"
TMMOB Haliç Projesini Yargıya Taşıyor
Haliç Yat Limanı İhalesi Sonuçlandı!
“Haliç Tersanesi’nin İhalesi...
Tersane-i Amire 558 Yaşında
Şişli Likör Fabrikası ‘Korunmak’...
Beyoğlu'nun Gelecek Planı Hazır
En Önemli Projelerden Biri Rafa Kalkıyor
“Kent Tarihinin Tümü Reddediliyor”
Haliç Tersaneleri’nde yapılması planlanan Haliçport projesinin akıbeti hararetli bir şekilde tartışılmaya devam ediyor. Haliçport’tan yola çıkarak İstanbul’un tarihinin taşıdığı anlamı ve geliştirilen yaklaşımların nelere yol açabileceğini, MSGSÜ, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Rıfat Akbulut’tan dinliyoruz.
Taşkızak Tersanesi
Türkiye kentleşmesine baktığımızda endüstrileşme ve endüstri yapıları ne ifade ediyor bize? Şu anda Haliçport projesi nedeniyle Haliç Tersaneleri gündemde. Haliç Tersaneleri çok eski, 600 yıla yaklaşan bir geçmişi var; 19. yy başlarında Robert Fulton’un buharlı gemi teknolojisine göre dünyada ilk buharlı gemilerin yapıldığı tersanelerden bir tanesi. Amerika ve İngiltere’yle beraber Osmanlı İmparatorluğu, ilk üçten birisidir o dönemde. Çünkü Fulton, bu teknolojisini herkese pazarlayamıyor maalesef. Dünyada ilk buharlı gemi üretiminin yapıldığı tersanelerden birisidir; tersanenin tarihiyle ilgili çalışmalarda bunun maalesef atlandığını gördüm. Tersanenin en önemli özelliklerinden birisidir. Dolayısıyla, daha önce söylediğim bir tespitin altını çiziyorum; Osmanlı İmparatorluğu ömrünü sanayileşemeden tamamlamıştı, ama bunun içerisinde İstanbul gibi önemli sanayi merkezleri vardı. 19. yüzyıl İstanbul’unu hep çok şairane, edebi bir şekilde, tam o dönemin ifadesiyle 'asude bir bahar ülkesi' olarak dile getiririz. Yani etrafında güzel mesire yerleri, yeşillikler, kırlar, çayırlar olan ve bu alanlarda çok romantik zamanların geçirildiği bir güzellikler diyarı, bir yeryüzü cenneti gibi anlatırız. Bu oldukça da doğrudur. Ancak burada göz ardı edilen bir şey var; o güzel çayırların hemen arkasında bir fabrika bacası muhtemelen vardı. Beykoz çayırının arkasında mesela kağıt fabrikası vardı. Dolayısıyla 19. yy İstanbul’u, yalnızca asude bir bahar ülkesi değildi; romantik bir yeryüzü cenneti değildi; aynı zamanda endüstriyel üretim yapılan bir sanayi kentiydi. İşlevini yitirmiş ve değerlendirilmesi söz konusu olan sanayi yapıları nasıl bir kamusallık vaadeder? Sanayi yapıları ve sanayi kompleksleri, işlevlerini yitirdikleri zaman kentsel açıdan kullanım için çok büyük fırsatlar sunar. Bir kere, geniş arazileri vardır. Bunların bir kısmı da şehir merkezlerine yakın, şehir içinde ya da şehrin hemen yakın çevresinde oldukları için, arazinin çok değerli olduğu yerlerde yeniden değerlendirilecek çok ciddi bir arazi stoku sunar bize. Bu açıdan önemlidirler; doğru değerlendirildiklerinde bir fırsattırlar. İkincisi, tek tek yapı olarak baktığımızda, özellikle üretim birimleri açısından dönemlerine göre geniş hacimli ve yüksek teknolojili yapılardır. Yüksek çatıları vardır, içeride geniş yekpare hacimler yer alır. Dolayısıyla özellikle geniş alan gerektiren kullanımlar için kolay kolay sahip olunamayacak mekanlar sunarlar. Bütün bunların ötesinde bu yapıların, dönemlerine ait bilim ve teknoloji düzeyiyle ilgili olarak da tartışılmaz bir temsiliyet ve gösterge özellikleri var. Yani dönemlerinin teknolojilerini çok iyi belgelerler. O açıdan işlevini yitirmiş endüstri komplekslerine, akşamdan rüyaya yatıp sabah hemen yeni bir fonksiyonla işlevlendirilecek bir kolaycılığa kaçılmaması gerekiyor. Çok ince etüdler yapılmalı. Uygun bir yerdeki boş bir arsa için hemen bir karar üretebilirsiniz; “Buraya alışveriş merkezi çok uygun olur” ya da “Havaalanına da yakın, hemen otel yapalım” dersiniz. Belki boş bir arazi için, birtakım yüzeysel gözlemlere dayanarak, daha kolay kararlar üretebilirsiniz. Ancak endüstri kompleksleri için kolaycılık tehlikelidir. Çünkü çok nadir rastlanabilecek bir fırsatı heba etmiş olursunuz. |