“Hukuku Ellerimizle Yapalım”
ŞPO İstanbul 'Kamu Yararı'...
ÇED: Türkiye’den Bir ‘Hukuk’ Hikayesi
Artvin'de ÇED Öfkesi!
ÇED Yönetmeliği Değişikliğine...
"Akkuyu'da Göstermelik ÇED...
Muhtarlar "Çevre Zabıtası"...
Mahkemeden Yatırımlara Çevre Ayarı
ÇED Süreci Artık e-devlet Kapsamında!
Çal Dağı için “Yürüyen Adamlar”
Bayraktar'dan "ÇED Uyarısı"
İşte Türkiye'nin En Yaşanılabilir Kenti
3. Köprüyle İlgili Suç Duyurusu!
İşte 3. Köprünün Değişen Planı
"Çevreye Verilen Zararın Bedelini...
Köprü için 245 Bin Ağaç Kesildi!
"3. Köprü Kaçak Demiştik; Haklı Çıktık!"
İşte Bu Yüzden ÇED Raporu Gerekliydi
3. Boğaz Köprüsü Planları Sil Baştan mı?
Akkuyu ÇED Raporu Bakanlığa Sunuldu
"ÇED Muafiyeti Getiren Yasayı Veto Edin"
ÇED Muafiyeti Meclis’ten Geçti
3. Havalimanı için Korkutan Rapor!
Dev Projelere ÇED Şartı!
Danıştay Ilısu Barajı için...
Akkuyu ÇED Raporu Objektif...
TEMA'dan 'Eko-Siyaset' Bildirgesi
Nükleer ve 3. Köprü ÇED'den Muaf
Dramatik Bir 'Çevre' Hikayesi; ÇED
Türkiye'nin 'çevresel etki değerlendirmesi (ÇED)' kavramıyla tanışması, 1983 yılında çıkarılan 2873 sayılı Çevre Kanunu'yla oldu; ancak bu tanışma, dramatik bir ilişkiye dönüştü. ÇED, Kanunun 10. maddesi ile çevre mevzuatına girdi; ama 6 ay içerisinde çıkarılması gereken ÇED Yönetmeliği, 10 yıl sonra yayınlanabildi.
İstanbul'un en tartışmalı projelerinden 3. Boğaz Köprüsü’nün projede belirtilen yerin dışında yanlış bir noktada yapılmaya başlandığı ve köprüyle ilgili tüm imar planlarının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binalı Yıldırım imzasıyla iptal edildiğini okuduğumuzda, bunun bir Zaytung haberi olduğunu düşündük. Zaten Bingöl Havalimanı’nın açılış töreni öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Yıldırım da yapılan işlemin bazı mecburi ufak tefek değişikliklerin planlara işlenmesi olduğunu kaydederek, "Yoksa köprüyü gelişi güzel yapıyoruz, sonra 'kusura bakmayın, yanlış oldu'; bu ciddiyetsiz bir şey" dedi.
Ancak, köprünün doğru ya da yanlış yerde yapılıp yapılmadığı tartışmaları bir yana; TMMOB Çevre Mühendisleri Odası'nın (ÇMO) dikkat çektiği başka bir konu vardı. ÇMO Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu imzasıyla yapılan açıklamada, Mayıs ayında TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen torba kanunun düzenlediği başlıklardan biri olan 'Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) muafiyeti' anımsatılıyor ve "İşte bu yüzden ÇED raporu gerekliydi" deniliyordu. ÇED raporlarının, projelere dair tüm bilgileri barındıran; sosyal, çevresel etkileri irdeleyen; halkın katılımını sağlayan bir sürecin sonucunda oluşturulduğunun anımsatıldığı açıklamada, ÇED raporlarının hazırlanmasına engel olmanın mühendislik disiplinin ve halkın görüşlerinin sürece etkin katılımını engellemek anlamına geleceği ve 'çevrecilik'le bağdaşmayacağına dikkat çekiliyordu. 1993'ten 2012 sonuna kadar verilen ÇED kararları "Kazanımlarımız, yönetmelik değişiklikleriyle yeniden başa dönüyor" Şehir Plancıları Odası tarafından hazırlanan 3. Köprü Değerlendirme Raporu'nu derleyen Yüksek Şehir Plancısı Çare Olgun Çalışkan, hukuki yollarla elde edilen kazanımların nasıl etkisizleştirildiğini şöyle örnekliyor: "3. köprü projesi sürecinde gündeme gelen bir ara maddeye göre, 1993’ten önce yatırım programına alınan projeler ÇED yönetmeliğinden muaf tutuluyor. Çevre Mühendisleri Odası, özellikle güzergah seçiminden sonra bu muafiyeti aşan bir proje olduğundan yola çıkarak, projenin rapora tabi tutulması ve söz konusu muafiyet hükmünün kaldırılması için mahkemeye başvurdu ve bu dava kazanıldı. Ama sonra ne yaptı bakanlığımız, yönetmeliği değiştirdi. Böyle olunca o dava konusuz kaldı ve süreç başa sardı. Kazanılmış bir ÇED gücü, meşruiyeti vardı; ama durum yeniden eskiye döndü. Mahkemelerde, kentimizi, doğamızı, meslek ahlakımızı savunan kararlar elde edebiliyoruz; ama sonrasında ilgili bakanlıklar yönetmelikleri değiştiriyorlar. Ve böylece kazanımlarımız yeniden başa dönüyor". Özellikle 3. köprü gibi projelerin ÇED raporundan muaf tutulmasının bir şekilde ya projenin ölçeğinin kamu yararı getirisi üzerinden önemli bulunmasından ya da belirlenen tarih öncesinde yatırım programına alınmasından kaynaklandığını ifade eden Çalışkan; ancak her ne sebeple olursa olsun, temel beklentilerinin bu projelerin ideal bir ÇED sürecinden geçmesi olduğunun altını çiziyor. Yasalar ve yönetmelikler projeyi yapanın lehine Çalışkan'ın dikkat çektiği bir diğer nokta da, ÇED raporlarının hazırlanma sürecindeki özensizlikler: "Türkiye’de ÇED raporunun hazırlanışıyla ilgili çok büyük eksiklikler, özensizlikler var. Mesela bir meslek uzmanının birebir gözlemidir; Akdeniz’in bir ilçesinde 'yüzde 100 garantili ÇED verilir" şeklinde tabelalar var. Bizdeki ÇED artık o kadar yavan bir prosedür ki, rapor ortada masada duruyor, bakılıyor; ya da yapılsa bile muhakkak sonucu baştan belli oluyor. Bakanlığın sayfasında ÇED raporlarının ne kadarının olumlu ne kadarının olumsuz olduğuna dair bir istatistik var. O istatistikte, ÇED raporlarının projelere ciddi anlamda olumlu sonuç verdiği gözükür. Yani proje lehine kararlar alındığı anlaşılır. Haliyle genel ÇED raporlarının sonuçlarındaki eğilim de projelerin yürümesini destekler nitelikte. Ne yazık ki yasalar ve yönetmelikler, bizim değil; projeyi yapanın lehine". |