BR>
GYODER'den de kat
mülkiyeti vurgusu Gayrimenkul
Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Işık
Gökkaya da 1999 yılı öncesinde deprem yönetmeliğine uygun binaların
yapılmadığını söyledi. Türkiye'deki binaların yapının durumuna göre ortalama 30
ile 50 yıl ömrü bulunduğunu ifade eden Gökkaya, bir an önce Türkiye'de sağlıksız
binaların envanterinin çıkartılması gerektiğini kaydetti. Türkiye'de mevcut
konut stokunun yüzde 45'inin ömrünü tamamladığını, Türkiye'deki yapı stokunun
yüzde 45'inin yenilenmesi gerektiğini ifade eden Gökkaya, 1999 öncesi üretilen
binaların bir an önce yenilenmesi gerektiğini kaydetti.
Gökkaya, ''Kentsel dönüşüm kanununu sağlıklı
şekilde çıkarmak gerekiyor. Onun dışında kat mülkiyeti kanununu bir an önce
değiştirmek lazım. Örneğin 10 dairelik bir binada bir kişi itiraz ederse o
binayı yıkamıyorsunuz. Bu oy birliğine değil de oy çokluğuna çevrilebilir.
Binada oturanların üçte ikisinin 'evet' demesiyle bina yıkılabilir'' dedi.
İmar transferinin de çok önemli olduğuna işaret
eden Gökkaya, insanların imar haklarını başka bölgelere transfer edebilmesi ve
imar haklarının menkulleştirilmesinin de ciddi anlamda bir sermaye oluşumu için
önemli olduğunu vurguladı. Van'daki depremde
binaların çoğunluğunda sigorta olmadığını gördüklerini söyleyen Gökkaya, ''Yapı
denetim firmalarını daha farklı fonksiyonel ve sorumluluk içinde bir yapıya
dönüştürmek lazım. Sigortalı olmayan binalara ruhsat veya yapı kullanım izni
verilmemesi lazım. Artık devletin yaptırımını hissetmemiz lazım'' diye konuştu.
Türk Yapısal Çelik Derneği:
Van’ı deprem değil, çarpık yapılaşma vurdu
Türkiye’yi yasa
boğan Van Depremi’nin bir kez daha ‘insanları deprem değil, kötü yapılaşma
öldürür’ gerçeğini gözler önüne serdiğini söyleyen Türk Yapısal Çelik Derneği
(TUCSA) Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, “Şimdi ülke olarak
birlikte yaşayacağımız depremlere dayanıklı yapılar konusunda bilinçlenme ve
önlem alma zamanı” dedi. Çelik yapı üreticileri olarak doğru projelendirilen ve
doğru yapılan hiçbir yapının depremde yıkılmayacağına inandıklarını belirten
Prof. Yardımcı, “Bundan sonra depremle yerle bir olan Van ve ilçeleri yeniden
imar edilirken Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği göz önünde
tutulmalı. İnşaat faaliyetlerinin zorlaştığı her türlü mevsim şartlarında
süratli yapım ve kurulum olanağı sağlayan depreme dayanıklı çelik yapılara
gereken önem verilmeli. Önümüz kış, depremzedelerin biran önce günlük
hayatlarına dönebilmeleri, başlarını sokacak bir evle mümkün. Bu nedenle gevşek
zeminde dahi yaşamaya imkan sunan çelik yapıların bu avantajlarından Van’da da
yararlanılmalı tercih edilmeli” diye konuştu.
‘Göreve
hazırız’
Çelik yapı sektörü ve TUCSA olarak kendilerine bir
görev verilmesi durumunda olanaklar ölçüsünde her türlü desteği vermeye hazır
olduklarını ifade eden Nesrin Yardımcı, “Depremin hemen ardından Yönetim
Kurulumuz tüm üyelerle birlikte alınabilecek önlemleri değerlendirmeye
başlamıştır. Gerektiği durumda bölgeye iş makinalarının sevk edilmesi, konteyner
tipi ofis, sağlık merkezi veya konut temininin sağlanması, okul v.b. kamu binası
olarak kullanılabilecek hafif çelik yapı ve çelik taşıyıcı sistemli yapı inşaa
edilmesi, çelik yapılarda kullanılabilecek malzeme desteği verilmesi,
danışmanlık ve proje desteği sağlanması için olanakların değerlendirilmesine
başlanmıştır açıklamasında bulundu.
‘Depremden önce önlem
alınmalı’
Aslında bu tür önlemlerin Başbakanlık Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) da belirttiği gibi depremden önce alınması
gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yardımcı, şöyle devam etti:
“Depreme
karşı önlemlerin depremden önce alınması gerekir. Bu düşünceden hareketle, Türk
Yapısal Çelik Derneği olarak bir 'Afete Dayanıklı Çelik Yapılar' Kamu Araştırma
Geliştirme (KAMAG) projesi ile 'Çok Amaçlı Afet Hazırlık Yapıları' konulu bir
inovasyon projesini bu yıl içinde AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı’na sunduk. Bu
konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca, depreme karşı güçlendirme
finansman modeli üzerinde de ön çalışmalarımız başlamıştır.”
Son
olarak depremde hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve
ülkemize başsağlığı dileyen TUCSA Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı,
“Teknolojinin bu kadar geliştiği çağımızda artık kötü yapılaşmadan dolayı can
kayıplarının olmamasını temenni ediyoruz. Deprem olmadan yaptığımız uyarıları
deprem sonrası da yapıyoruz. Ancak bir mesafe alamıyoruz. Türk Yapısal
Çelik Derneği olarak bu konuda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye
kararlıyız” dedi.
İMSAD: Van'daki
orta ve az hasarlı binalar güçlendirilmeli
İnşaat Malzemesi
Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin
Bilmaç, Van'daki depremin ardından bölgedeki ağır hasarlı yapıların
yıkılmasından sonra orta ve az hasarlı binaların incelenerek güçlendirilmesi
gerektiğini bildirdi. Türkiye'de kaliteli, dünya çapında rekabetçi bir inşaat
malzemesi sanayisi, yine dünya sıralamasında olan bir müteahhitlik ve gelişen
bir müşavirlik becerisi olmasına karşın depremlerde yapılar nedeniyle can kaybı
yaşanmasından büyük üzüntü duyduklarını belirten Bilmaç, bölgedeki ağır hasarlı
yapıların yıkılmasından sonra orta ve az hasarlı binaların incelenerek
güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Güçlendirmenin, konunun uzmanlarınca afet
yönetmeliğinde yer alan esaslara göre yapılmasının önemine dikkati çeken Bilmaç,
''Türk inşaat sanayisi olarak güçlendirme ve depreme dayanıklı binalar üretmekte
hiçbir eksiğimiz yok, fazlamız var'' dedi.
İMSAD Yapı Güvenliği ve Deprem Komitesi Başkanı M. Galip
Sayıl ise yaşanan depremler ve can kayıpları nedeniyle bu konuda
yürüttükleri çalışmaların öneminin her geçen gün arttığını belirtti. Mevcut
yapılarda bir plan dahilinde, yeni yapılarda ise doğru malzeme seçimi, nitelikli
projelendirme, kaliteli imalat ve yerinde denetimle birlikte standartların
eksiksiz ve tam uygulanmasının önemini vurgulayan Sayıl, bu konuda bir dizi
çalışma yürüttüklerini, bu çalışmalarda Başbakanlık Afet ve Acil Yönetim
Başkanlığı Deprem Daire Başkanlığı, Türk Deprem Vakfı ve Yapı Denetim
Kuruluşları Birliği ile işbirliği içinde olduklarını kaydetti.
TİM-FED: 1999 depreminin
üzerinden 12 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, ne yazık ki ciddi bir önlem
düzenlemesine gidilmedi
Tüm İnşaat Müteahhitleri
Federasyonu (TİM-FED) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, 17 Ağustos
Marmara depreminin üzerinden 12 yılı aşkın bir süre geçmesine karşın ciddi bir
önlem alınmadığını belirterek, Türkiye'deki riskli yapı stoklarının orta
şiddetteki bir depremde yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu öne sürdü.
Tellioğlu, Van'da dün meydana gelen deprem nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada,
depremin sonuçlarını yine üzülerek gördüklerini ifade ederek, ekranlara
görüntüleri yansıyan yapıların Marmara depreminden ders alınmadan inşa
edildiğini dile getirdi. ''17 Ağustos 1999
depreminin üzerinden 12 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen ciddi bir önlem
düzenlemesine gidilmediğini'' belirten Tellioğlu, ''Hala ülkemizdeki riskli yapı
stokları, orta şiddetteki bir depremde yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyadır''
değerlendirmesinde bulundu. Deprem şartlarına uygun hizmet verecek en hızlı ve
lojistik imkanlı merkezler ve yaşam alanları oluşturulması gerektiğine dikkati
çeken Tellioğlu, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:
''Müteahhitlik mesleğini disiplin
altına almak, Şehircilik ve Çevre Bakanlığı kontrolünde T.C kimlik numarası
üzerinden müteahhitler bilgi bankası oluşturmak, müteahhitlerin yaptığı işlerin
sicil kaydının ülkemizdeki bütün belediyelerin ticaret odalarının, ilgili
birimlerinin ihtiyaç duyduğunda istediği müteahhit ile ilgili bütün bilgileri
çok net ve şeffaf bir şekilde görebilecek sistemini oluşturmak, müteahhidin
ayıplı imalat yaptığı durumlarda meslekten men edecek, her müteahhidin yeni bir
iş yapma durumunda önceki işinin iş teslim tutanağının yazılmadığı taktirde
ülkemizin hiçbir yerinde iş yapmasına izin verilmeyeceği ve yasaklanacağı
sistemin kurulması sağlanmalıdır.''
|