Nükleer Atıklarla Baş Edecek Teknoloji Yok!

Bozoğlu, nükleer santrallerden çıkacak radyoaktif atıkların “Atık literatüründeki en problemli ve yönetilmesi en zor atık türü” olduğunu söyledi. Evrensel'den Deniz Kayacan'ın haberine göre, radyoaktif atıkların diğer atık türleri gibi başka formlara dönüştürülemediğine dikkat çeken Bozoğlu, toprak altına gömüldüğünde etkisi azalmayan izotopların birbirlerine çarparak ışıma yapmaya devam ettiğini anlattı. Bozoğlu, bunun canlı vücuduna ve bitkilere zarar verdiğini ifade etti. Şu anda dünyada nükleer atıkları yok edebilecek bir teknolojinin olmadığını söyleyen Bozoğlu, radyoaktif atıkların etkisinin azalma süresinin 2-3 yılda olup bitecek şeyler olmadığını, hammaddenin türüne göre yüzlerce yıl süren bir süreç olduğunu belirtti.

‘Küçük bir miktarı bile ölümcül’

Dünyada nükleer santrallerin ilk kurulduğu yıllarda sanayileşmiş devletlerin atıklarının ne yapılacağına dair bir öngörüsü bulunmadığını belirten Bozoğlu, kimileri tarafından savunulduğu gibi radyoaktif atıkların hacmen küçük olmasının “olumlu” olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Bozoğlu, tıpkı arsenik veya siyanürün bir damlasının bile insanı öldürmeye yeterli olduğu gibi radyoaktif atıkların hacimlerine rağmen etkileme biçimlerinin ölümcül olduğunu dile getirdi.

‘Atıklar Türkiye'den geçecek’

Bozoğlu, söylendiği gibi atıklar Rusya’ya taşınsa bile, radyoaktif maddenin Türkiye üzerinden geçişi sürecinde büyük bir risk olduğunu ifade etti. Ayrıca atıkların ortaya çıktıktan sonra soğumaları için en az 5-10 yıl boyunca bekletilmeleri gerektiğini anlatan Bozoğlu, bu sürecin depolama alanlarında potansiyel risk oluşturacağını vurguladı.

Türkiye’nin eski bir teknolojiye terk edildiğini söyleyen Bozoğlu, kurulacak nükleer santrallerin çalışma prensiplerinin termik santrallerden hiçbir farkının olmadığını, tek farklarının hammaddesinin kömür değil, uranyum olduğunu belirtti.

'TAEK santrale hazır değil’

Baran Bozoğlu, “Hükümet 9 büyüklüğünde depreme hazır olduğunu söylüyor. Fakat depremden sonra insanlar toplansın diye belirlenmiş olan alanları imara açtı. 15-20 milyon kişinin yaşadığı İstanbul’da aldıkları önlemler ortada. Deprem riskini azaltmaktansa, buraları ranta çeviren bir hükümet, Akkuyu nükleer santralinin güvenli olduğunu bize söyleyemez. Trafoya giren kediden bahsetmiyorum bile” diye konuştu. Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun da santrale hazır olmadığını belirten Bozoğlu, Gaziemir’deki kurşun fabrikasında 8-9 yıldır bekleyen radyoaktif atıkları hatırlattı.

İstanbul ve Ankara risk altında

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu: Aslında Enerji Bakanlığının yapması gereken “Olası facia durumunda Türkiye’nin nasıl etkileneceği’ araştırmasını biz yaptık. 2010 yılının meteorolojik verilerine bakarak söyleyebiliriz ki, Akkuyu’da meydana gelecek bir kazada 4 gün içerisinde etkilenecek Ankara, Diyarbakır, Antalya, Kuzey Kıbrıs ve Suriye. Sinop’ta gerçekleşecek bir patlamadan ise ilk 4 gün içerisinde etkilenecek şehirler Ankara ve İstanbul.”