Her iki yılda bir dünya genelinde önerilen yüzlerce alan ve yapı arasından seçtiği tehlike altındaki kültür miraslarını listeleyen WMF (World Monuments Fund) 'World Monuments Watch' programında Türkiye'den listelenen 3 kültür mirasından biri de Haydarpaşa Tren Garı'ydı (diğerleri Oşvank Manastırı ve Büyükada Rum Yetimhanesi). Kültürel miras alanlarının korunmasını misyon edinmiş, kar amacı gütmeyen üç kişilik bir ekibin ortak çalışması olan Haydarpaşa Station Preservatıon Project, kendi deyimleriyle, "kamuoyuna sunulan projeler, çeşitli planlama söylenceleri ve gelecekteki bilinmezleri ile tehlike altındaki bir kültür mirasına" dikkat çekmeyi hedefliyor. Başvuru aşamasında gazeteci, aktivist Michael Werbowski, restoratör Seda Öztaş Kıyan ve mimar Mete Kıyan'dan oluşan ekip, Werbowski'nin ayrılmasıyla yoluna iki kişi devam ediyor. Ekip temsilcisi Seda Öztaş Kıyan ile projenin ortaya çıkma sürecini ve Haydarpaşa'yı konuştuk.
Haydarpaşa Station Preservatıon Project, üç kişilik bir ekibin ortak çalışması. Sizi böyle bir proje hazırlamaya iten ne oldu?
Kanadalı gazeteci arkadaşımız Michael Werbowski daha önce World Monuments Fund (WMF)için Meksika'da buna benzer kültürel miras çalışmaları yapmıştı. Werbowski; Haydarpaşa garı ve İstanbul ile ilgili yazılar yazmakta ve gözlemler yapmaktaydı. Uluslararası bir miras listesinde listelenecek bir yapıya kayıtsız kalınmayacaktır fikri ile bu başvurumuzu yaptık.
Haydarpaşa'ya karşı özel bir ilginiz var mıydı?
Yolu Haydarpaşa’dan geçen herkesin ilgi ve algısından çok farklı değildi aslında. Şehrin önemli geçiş noktalarından görkemli bir anıt yapı Haydarpaşa ,2000'li yıllarda alınan kararlar, Marmaray projesi çatı yangını, söylentiler risk faktörlerini artırıyor. Tartışmaların ortasında bir bina, kimsesizleşir ve yok olur. Konuya sadece rant, arazi, çevre olarak bakarsak, yok olacaktır. Bu yok oluşun durdurulması için bir şeyler yapılmalı diye düşündük.
Süreç nasıl gelişti, çalışırken nasıl bir yöntem izlediniz?
Fikir, Ağustos 2010’da çıkmıştı. Sonrasında ön başvurularımızı yaptık; WMF’ye garın durumunu, kullanım biçimini anlattık. Haydarpaşa ile ilgilenen birçok kurum ve kişi ile konuştuk. Tüm olasılıkları öngörüleri ile anlamaya çalıştık diyebiliriz. Sonrasında bizden istenen daha detaylı bir dosya ile başvurumuzu tamamladık.
Ne gibi bilgiler isteniyordu bu detaylı dosyada?
Projenin yeri, kullanımı, projeyi bekleyen tehdit ve en önemlisi mevcut durumu… Ciddi bir fiziki zarar söz konusu Haydarpaşa'da. Kasım 2010'da meydana gelen yangın, bu zararı daha da kötüleştirdi. Bizim üzerinde durduğumuz, Haydarpaşa’nın dönüşümünün bir muamma olması… Halkın kesinlikle girmediği (otel, alışveriş merkezi) bir odak mı olacağı, yoksa halkın içinde olduğu mevcut kullanımını gözardı etmeyen bir proje mi olacağı belirsiz. Her an değişen söylemeler kafa karıştırıcı; tüm bunları detayları ile anlattık.
Nasıl bir tepkiyle karşılaştınız?
Tabi ki çok şaşırdılar… Genelde kültürel miras alanlarının restorasyonu için fon sağlamış olan bir kurum WMF. Bizim Haydarpaşa için istediğimiz ise biraz daha farklı; geniş katılımlı, bilimsel bir çalışma yapılması için destek istiyoruz. Bu anlamda Haydarpaşa Railway Station Preservation Project ne öneriyor?
Haydarpaşa Railway Station Preservation Project, Haydarpaşa’nın dönüşümü planlanırken bilimsel, mimari, sanatsal dayanağı olan çalışmalar yapılmasını öngörüyor. Bunlar, mimari proje yarışmaları olabilir, çalıştaylar olabilir, atölye çalışmaları olabilir. Amacımız, bu çalışmalar için fon sağlanmasına aracı olmaktır. Herkesin bir şeyler söylemesini istiyoruz. “Burayı restoran yapacağım, burayı bir şey yapacağım”dan daha bilimsel, daha sosyal odaklı doğru proje ve fikirler çıkacaktır düşüncesindeyiz. Bu model, sonraki değişim, dönüşüm projelerine de rol model olabilir. Farklı fikirlerin tartışılıp oylandığı bir koruma, renovasyon projesi ile dönüşerek bir ilk olabilir. Haydarpaşa bir sosyal odak, bir toplanma dağılma yeri, her şeyden önce bir bellek; “Halktan koparalım, sadece belli bir kesim burada olsun” demek çok doğru değil.
Diğer risk altındaki miraslarla karşılaştırınca Haydarpaşa nasıl bir yerde duruyor?
Watch 2012 ‘de Haydarpaşa az önce bahsettiğim durumdan ötürü marjinal bir yerde duruyor. Haydarpaşa’da bir dönüşümün sancılarından bahsediyoruz. Dönüşümü yeni işlevi ile nasıl korunabilir üzerinde duruyoruz bizler.
Haydarpaşa, uzun zamandır kent gündeminin önemli başlıklarından biri. Siz onun üzerinden yürütülen tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok doğru tartışamıyoruz galiba… Bir araya gelmeden, ayrı ayrı yerlerde tartışıyoruz ya da birbirimizin fikrini çürütmeye çalışıyoruz. Ortak bir payda bulmamız gerekiyor. Unutmayalım ki bilinmeyen sürecin tartışmaların ortasında bıraktığı bir binanın göreceği zarar, fiziki koşulların verdiği zarardan az olmayacaktır. Haydarpaşa Tren Garının yarını planlanırken, dokuları ve sosyal anlamı ile korunarak, dokuları ve sosyal anlamı ile değerlendirilmek ve şekillenmek zorunda.
Binanın mevcut durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tarihi mekanları, kamu binası olarak çok sağlıklı kullanamıyoruz diye düşünüyorum. Haydarpaşa'nın üst katlarında gerçekten çok ciddi bir tahribat var. Üst katları ve çevresinin şu anki kullanımı çok hoşuma gitmiyor açıkçası. Reklam tabelaları, cephede klimalar deniz cephesinde binayı bastıran bir iskele. Tarihi bir yapının, 100 yılı aşkın süredir gar işlevi ile var olmuş bir anıtın, modern ile eskiyi doğru harmanlamış bir kullanım ile var olmasını hayal ediyorum.
Bir restoratör olarak siz nasıl bir koruma modeli önerirsiniz Haydarpaşa için?
Binaya minimum dokunan bir model… Tabi ki ‘dokunmayalım, kullanmayalım’ gibi bir anlayışa sahip değilim. Kullanalım, fakat en doğru şekilde. Ayrıca Haydarpaşa Garı, rıhtımdan ya da tren yoluyla ulaştığınız bir binadan ibaret değil; çevresindeki depo binaları ve daha önce meslek lisesi olarak kullanılmış binalar var. İçinde birçok tarihi binayı barındırıyor. Birçoğunu gördüm, gerçekten kötü durumdalar. Yardımcı oyuncular biraz devre dışı kalıyor. Bu anlamda tartışmanın ölçeğini de büyütmek gerekiyor. Çevresi ile planlanmalı Haydarpaşa; küçük bir yapı adasında restore edilmiş bir bina çevresinde keşmekeş olmamalı. Tümlenmiş bir yaklaşım düşünülmeli bence. Bundan sonrası için nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Haydarpaşa gibi risk altında olan ve tartışmaların ortasında kalmış bir binanın dünya kamuoyu tarafından fark edilmesi gerekiyor. Bu, duyarlılığı artıracaktır. Kültürel miras alanları kimsenin mirası değildir, herkesin ortak mirasıdır. Bizim planımız, bunu daha fazla duyurmak, fikrimizi daha fazla açıklayabilmek. Konuştuğumuz üst başlıkların dışında alt başlıklarımız var; bunlarla ilgili bir yol haritası oluşturmaya çalışıyoruz. Haydarpaşa hakkında fikri olan herkesin konuşacağı söyleşiler yapmak, yarışma düzenlenmesini sağlamak gibi planlarımız var.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Devlet Demir Yolları, Kültür Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı gibi kamu kurumlarından nasıl geri dönüşler aldınız?
Bürokratik yorgunluk yaşıyoruz açıkçası; bir süre askıda beklemede aktarımlarımız. İlettiğimiz çalışmalarımız ve fikrimizle ilgili zaman gerekiyor. Haydarpaşa ile ilgili 3R projelerinin tamamlanmış olduğu ve alanın özelleştirme idaresine devrinin yapılmakta olduğu bilgisine ulaştım. Bu noktada fikrimizin muhatabı değişmiş oluyor.
Bir yandan da gereken duyuruları uluslararası basın bildirilerini hazırlıyorum. Haydarpaşa ne kadar fazla bilinir ve duyurulur ise, o kadar ilgi çekecek ve fon bulma şansı artacaktır.
Öncelikli olarak planladığımız bir basın bildirisi var. WMF’in Watch 2012’de Haydarpaşa ile birlikte Türkiye’den yer alan diğer kültürel miras alanları ‘Oshki’ ve ‘Rum yetimhanesi’ ile birlikte bir toplantı üzerinde çalışıyorum bir süredir.
|