Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tatar: Bu, sürpriz bir deprem




''Küçük depremlerin izlenmesi çok önemli''

Prof. Dr. Tatar, bir bölgedeki 'mikrosismik aktivite' diye adlandırılan çok küçük boyuttaki depremlerin izlenebilmesinin önemli olduğuna dikkati çekti. Bunun bölgeye kurulan sismik ağların yoğunluğu ile mümkün olacağını belirten Tatar, Türkiye'de bu istasyonları Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi ile Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına bağlı Deprem Daire Başkanlığının işlettiğini kaydetti. Tatar, Türkiye'nin her yerinde bu iki kurumun işlettiği birçok deprem kayıt istasyonu bulunmasına rağmen coğrafyanın genişliği ve aktif fay zonlarının yoğunluğu dikkate alındığında halen iki ve daha altındaki büyüklükteki depremleri ölçebilecek ölçüde bir sismik kayıt cihazı dağılımının her yerde bulunmadığını belirterek, şöyle konuştu:
    
''Halen birçok yerde 3 ve üzerindeki depremleri ölçebiliyoruz. Deprem olduktan sonra bölgeye geçici sismik ağlar kurarsanız (Van örneğinde olduğu gibi) çok daha küçük depremleri de görebiliyorsunuz. Hiç deprem olmadığını düşünüğümüz bölgede bile aslında iki veya altı büyüklüklerde mikro deprem diye adlandırdığımız küçük depremler olduğunu göreceksiniz. Bu da bize şunu söyleyecek, burada deprem oluyorsa demek ki bunu üreten aktif bir fay var. Ama bu aktif fayın izini yukarıda, yüzeyde göremiyoruz. Bu, derinlerde var olan aktif bir fay. Dolayısıyla bu fayın üzerinde birtakım mikro depremler meydana geliyorsa 'bu gelecekte büyük bir depremi oluşturabilecek bir enerjiyi biriktirebilir' diye yorum yapmanız mümkün. Bu anlarda mikro sismik aktiviteyi izlemek çok önemli.''
    
Van'da meydana gelen depremden bu yana bölgede bine yakın artçı sarsıntı meydana geldiğini hatırlatan Tatar, vatandaşları özellikle bölgede hasar tespiti yapan teknik elemanların görüşünü almadan hasarlı binalara girmemeleri konusunda uyardı. Tatar, ülkenin bir ve ikinci derecede deprem kuşaklarının tümü irdelendiğinde Türkiye'nin büyük bir bölümünün şu veya bu boyutta deprem riski altında bulunduğunu söyledi. ''Türkiye, deprem riski taşıyan bir ülke konumunda. Bu bilinen bir şey. Dolayısıyla artık bir depremden sonra sürekli depremi, oluş nedenlerini konuşmak ötesinde neler yapılabileceğini konuşmak gerekiyor'' diyen Tatar, afet yönetiminin ve afet öncesi yapılacak çalışmaların önemine dikkati çekti.

Tatar, risk yönetiminin, afete hazırlık ve planlama çalışmalarının çok iyi yapılması gerektiğini ifade ederek, bunlar yapılabildiği zaman afetlere hazırlık açısından çok daha iyi yerde olunacağını belirtti. Başbakanlığa bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının kurulmasıyla birlikte bu alanda büyük bir boşluğun dolduğunu ve çok ciddi çalışmalar yapıldığını ifade eden Tatar, 2012-2023 Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı'nın yürürlüğe girdiğini bildirdi. Prof. Dr. Tatar, Türkiye'nin 81 vilayetinde il afet ve acil durum müdürlüklerinin bulunduğunu, bu kurumların yetişmiş eleman ve gelişmiş ekipmanları ile afetlere müdahalede yetkin bir duruma geldiğini kaydederek, Türkiye'nin doğal afet sonrasında müdahale yeteneğinin geliştiğini ancak afet sonrası kriz yönetimi kadar afet öncesi risk yönetiminin de afetlerden en az zararla çıkabilmek açısından çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.


TÜMÜNÜ GÖSTER HABERİN DEVAMI:   1  |   2
http://www.yapi.com.tr/haberler/basbakanlik-afet-ve-acil-durum-yonetimi-baskanligi-danisma-kurulu-uyesi-prof-dr-tatar-bu-surpriz-bir-deprem_96772.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!