Marmara depreminin 10. yıldönümünde yine çürük
binalar gündemde. Felaketin ardından çıkarılan Yapı Denetim
Yasası, 8 yıldır ülke geneline taşınamadı. Bayındırlık
Bakanlığı'nın raporuna göre yapı denetiminin uygulandığı 19
ilden Denizli'de apartmanların kalite oranı yüzde 90'lara yükseldi.
Sistemin olmadığı Çankırı'da ise malzeme raporlarının yüzde 60'ı usulüne uygun
değil.
Yaklaşık 20 bin cana mal olan Marmara depreminden sonra çürük bina yapımının
önüne geçmek için çıkarılan Yapı Denetim Yasası sınıfta kaldı. Depremin
üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen sistem sadece 19 ille sınırlı
kaldı. Kontrolün olduğu illerde inşaatlarda kullanılan beton, kum, demir gibi
malzemelerin kalitesi, konut ve işyerlerinin temelinden çatısına kadar inşaat ve
yapı standartları mercek altına alınıyor. Ancak sistemin uygulanmadığı 62 ilde
binalar gelişigüzel inşa edilmeye devam ediyor. Bu çarpıcı gerçeği Bayındırlık
ve İskan Bakanlığı'nın raporu ortaya koydu. Araştırmaya göre yapı denetiminin
uygulandığı Denizli'de apartmanların yapım kalite oranı yüzde 90'lara yükseldi.
Sistemin olmadığı Çankırı'da ise ne malzeme ne de kolonların kalitesini ölçecek
mekanizma bulunuyor. Kentte inşaatların malzeme raporlarının yüzde 60'ı usulüne
uygun düzenlenmiyor.
Bayındırlık Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, 2001
yılında uygulanmaya başlanan yapı denetim sisteminin işlerliğini kontrol etmek
amacıyla Denizli ve Çankırı'da araştırma
yaptırdı. Çalışma sonucunda denetimin yapıldığı Denizli'de inşaat kalitesinin
arttığı, can ve mal güvenliğinin ön plana alındığı, standartlara uygun kaliteli
yapı inşa edilmesi için proje aşamasından inşaat bitimine kadar yapı denetim
kuruluşları ve idarenin aktif olarak görev yaptığı tespit edildi. Ruhsatla
ilgili evrakların tam olduğu, statik açıdan başarı oranının yüzde 90
seviyelerine ulaştığı, inşaatlardan yapım esnasında numuneler alınarak
testlerinin yapıldığı belirlendi. Sistemden mahrum kalan Çankırı'da ise korkunç
sonuçlar çıktı. Şehirdeki yapılarla ilgili dosyaların hiçbirinde inşaatta
kullanılan beton, çelik çubuğu gibi malzemelerle ilgili herhangi bir laboratuvar
deney sonuçlarına rastlanmadı. Fenni uygunluk raporlarının yüzde 60'ının usulüne
uygun düzenlenmediği, ruhsat ve eklerinde olması gereken evrakların yüzde
48'inin idarede dosyasında bulunmadığı ve yüzde 11'inin ise usulüne uygun
olmadığı saptandı. Hatta bazı binalarda kolonun kısa yönünde olması gereken
donatılarının uzun yönünde dağıtıldığı ortaya çıktı. Yapı İşleri Genel
Müdürlüğü, ortaya çıkan sonuç üzerine söz konusu incelemeyi tüm illere yayma
kararı aldı, ancak henüz uygulanmadı.
Denetleyenle denetlenen arasındaki ekonomik bağ
kaldırılmalı
Yapı denetiminin 19 ille sınırlı kalması, sistemde sıkıntılar yaşanmasına
sebep oluyor. Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Başkanı Ufuk
Üçkardeşler, yasanın eksikliklerinin giderilmesi amacıyla bir taslak
hazırladıklarını belirtirken, uzun süredir Başbakanlık'ta bekleyen taslağın
yasalaşmasını umduklarını söylüyor. Adapazarı İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı
Hüsnü Gürpınar, şantiyelerde denetim yapılmadığını iddia
ediyor. Yapı denetim şirketlerinin denetlenmediğini ileri süren Gürpınar, "İşini
düzgün yapmayanlara yaptırım uygulanmıyor. Mühendislere yapı denetim yetkisi
veren belgeler kolayca alınabiliyor. Oysa çok ciddi eğitim ve sınavdan sonra
verilmeli. Ayrıca yeni mühendis olmuş kişilere denetim yetkisi veriliyor."
diyor.
Sistemin en çok eleştirilen yönü, denetleyenle denetlenen arasındaki ekonomik
bağ. Bu durum sağlıklı denetimi engelliyor. Şirketlerin rekabet zamanında
müteahhitlerle pazarlık yapmak zorunda kaldığını anlatan Büyükşehir Yapı Denetim
Şirketi Genel Müdürü Hakkı Tuğcan, bu durumun şirketleri
usulsüz faturaya sevk ettiğini öne sürüyor.
Kalitesiz malzemeler, denetim olmayan illere
pazarlanıyor
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği İstanbul Şube Başkanı Tekin
Saraçoğlu, yasanın alelacele çıkarıldığını, pilot il uygulamasının 1-2
yıl sürmesi gerekirken 8 yıldır devam ettiğini kaydediyor. Fırsatçıların,
kalitesiz malzemeleri yapı denetim sisteminin uygulanmadığı 62 ile pazarladığını
vurgulayan Saraçoğlu, "Bozuk malzeme kullanma konusunda teklifler alıyorduk
artık müteahhitler de, biz de bilinçlendik. Ancak hâlâ çürük malzemeler
üretiliyor." diye konuşuyor. İnşaat çalışmalarında yapı denetim şirketlerinin
belediye ve müteahhit arasında kaldığına değinen Saraçoğlu, "Denetim şirketleri
işi müteahhitlerden alıyor. Adeta patronumuzu denetliyoruz, bu da sağlıklı bir
durum oluşturmuyor." sözleriyle sistemdeki çarpıklığı
anlatıyor.
Yapı denetimli il sayısı 27'den 19'a düşürüldü
Marmara depreminin ardından gündeme gelen yapı denetimi için ilk olarak
2000'de 595 sayılı kanun hükmünde kararname çıkarıldı. Fakat Anayasa
Mahkemesi'nce iptal edildi. 2001'de 4708 sayılı 'Yapı Denetim Kanunu' yürürlüğe
girdi. İlk etapta 27 olarak belirlenen pilot il sayısı daha sonra 19'a
düşürüldü. Yapı denetimi şu an Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu,
Bursa, Çanakkale, Denizli, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir,
Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova'da uygulanıyor. Bunların dışında kalan
yerleşim alanlarında denetim işlemi 'teknik uygulama sorumluluğu' sistemiyle
yürütülüyor. 19 ilde 330'ü İstanbul'da olmak üzere 827 yapı denetim şirketi
hizmet veriyor. Bu kuruluşlarda 14 bin 930'u görevli denetçi, 15 bin 332'si yapı
kontrol elemanı olmak üzere toplam 30 bin 262 mühendis görev yapıyor. Pilot
illerde 2001'den bu yana 500 milyon metrekare yapı denetime tabi tutuldu. Bu
rakamın yüzde 40'ını İstanbul oluşturuyor. 157 bin inşaatta 231 milyon metrekare
alanın denetimi fiilen sürüyor.
|