Marmara Denizi Depremi ile ilgili
araştırmalar yapan en yetkin yerli ve yabancı 15 bilim adamı, 17 Ağustos 1999
depreminin 10. yıldönümünde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde
(İTÜ) bir araya gelerek, son gelişmeleri ve yeni bulguları konuştu.
Toplantıda konuşan ve son bulguları değerlendiren Paris Yer Fiziği Enstitüsü ve
Marmara Deniz Araştırmaları Koordinatörlüğü’nü yapan Prof. Dr. Rolando
Armijo, Marmara Denizi’nde, İstanbul’a en yakın 70 kilometre
uzunluğundaki fayın kırılacağını söyledi.
‘Marmara büyük enerjiyle yüklendi’
Yaptıkları çalışmalarla Marmara Denizi’ni en iyi bilinen deniz haline
getirdiklerini anlatan İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı öğretim
üyesi Prof. Dr. Naci Görür, “Bilimsel araştırmaların ortaya
koyduğu gerçek şudur: Marmara tabanında büyük deprem üretecek aktif fay sistemi
vardır. Büyük bir enerjiyle yüklenmiştir. Kırılacak ve büyük deprem üretecektir.
Resmi makamların söylediğine göre, İstanbul’un yapı stoku büyük depreme karşı
koyacak güçte değildir” diye konuştu. Görür, denizaltında gözlem istasyonları
ile ilgili çalışmalarının sürdüğünü, önümüzdeki aylarda çalışmanın
başlatılacağını söyledi.
‘Uyarılarımız dikkate alınmıyor’
Yaptıkları uyarıların resmi kanallarca hiç dikkate alınmadığını belirten
Görür, şöyle devam etti: “Halkın büyük kısmı da deprem olmayacak diyenlere
itibar ediyor. Biz doğruyu ve en kötü senaryoyu söylediğimiz için pek dikkate
alınmıyoruz. Bu bizim şanssızlığımız. Bu yüzden büyük baskı altında kalıyoruz.
Bilim adamlarını birbirleriyle kapışıyor göstermek birilerinin işine geliyor.
Böylece asıl tehlikeyi gözardı ediyorlar. Önemli olan gerçek çalışmaları yapana,
somut verileri ortaya koyanlara itibar etmek gerekir.”
‘Yanılabiliriz ama yalan söylemeyiz’
İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Celal
Şengör de, Marmara Depremi’nin 30 ya da 50 yıl içinde 7’den büyük olma
olasılığının yüzde 70 olduğunu belirterek, “Bunun dışında söylenen her şey
uydurmadır. Deprem tehlikesi büyüktür” dedi. 7.6 veya 7.2 büyüklüğündeki farklı
deprem tahminlerinin bilimadamları arasında tartışılmasının normal olduğunu
belirten Şengör, “Bu uyuşmazlık normaldir. Biz burada hepimiz felaket
tellalıyız. Felaketin geleceğini haber veriyoruz. Bunu değerlendirmek
yöneticilerin işi. Biz yanılabiliriz ama asla yalan söylemeyiz” diye
konuştu.
Prof. Armijo: 70 kilometrelik bölüm kırılmadı
Paris Yer Fiziği Enstitüsü ve Marmara Deniz Araştırmaları Koordinatörlüğü’nü
yapan Prof. Dr. Rolando Armijo, 1912 Mürefte depreminde 140
kilometrelik fayın, Marmara Denizi’nde Orta Marmara çukurluğuna kadar
kırıldığını belirtti ve şöyle dedi: “140 kilometrelik fayın yaklaşık 40
kilometresi denizin içinde kırıldı. Adalar fayı ise 1963’te kırıldı. 1999 İzmit
Depremi de fayı körfezin çıkışına kadar kırdı. Tek kırılmayan bölge Orta Marmara
çukurluğu (Marmara Ereğlisi-Silivri açıkları) ile Adalar arasındaki 70
kilometrelik bölüm. Bu bölüm İstanbul’a en yakın bölüm. Bizim tahminimize göre
burada meydana gelebilecek depremin büyüklüğü maksimum 7.2 olacak.”
‘Deprem Saros’a doğru ilerliyor’
İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Yer Fiziği Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan da, şöyle dedi:
“Marmara Bölgesi’nde 1943-2009 yılları arasında olmuş 320 adet depremin
mekanik özellikleri incelenmiştir. Bu veriler bize Kuzey Anadolu Fayı’nın İzmit
Körfezi’nin batısında Kuzey Marmara’da doğu batı doğrultusunda Saros’a doğru
devam ettiğini göstermektedir. Buna ek olarak Kuzey Anadolu Fayı, Marmara içinde
daha ufak dallara da ayrılmaktadır. Ancak Kuzey Anadolu Fayı’nın genel
karakterini koruduğu kuzeydeki ana dal, yani Kuzey Marmara Fayı, İstanbul’u
etkilemesi beklenen büyük depremi yaratacak esas fay zonu olarak
gözükmektedir.”
Aydın: Alınması gereken tedbirler alınmadı
Toplantıda konuşan bilim ve teknolojiden sorumlu Devlet Bakanı Prof.
Dr. Mehmet Aydın da, tabiat için afet diye bir şeyin olmadığını
belirterek, “Afet biz insanlar için. Yoksa tabiat için bu rutin bir olay. O
nedenle bize düşen etkileri azaltmak. Deprem beraberinde sosyolojik ve
psikolojik dramlara yol açan bir hadise. Bunun önleminin tek yolu yok ama
binaları sağlam tutmalıyız. Ne yazık ki bu konuda büyük sıkıntı var. Alınması
gereken tedbirlerin alınmadığını görüyoruz. Problem büyük. Deprem sonrası
ekonomik durum, pek çok ülkenin tek başına kaldırabileceği bir tablo değil”
dedi. Bu arada Prof. Görür, Bakan’dan, yöneticilerle bilim adamları arasındaki
iletişimin sağlanmasında yardımcı olmasını istedi.
‘7’nin altında olmayacak’
Marmara’da 7.6 büyüklüğündeki deprem tezinin savunucusu olan Prof.
Dr. Xaiver Le Pichon’un ekibinden Dr. Pierre Henry
ise, “Biz en kötü senaryoyu söylemek zorundayız. Eldeki verilere göre,
Marmara’da olacak olan deprem 7 büyüklüğünün altında görülmüyor. Kırılmamış 70
kilometrelik fayın varlığı ise kesinlik kazandı” dedi.
‘7.2 ciddi bir deprem’
Armijo ise, kendi tezinin yanlış anlaşıldığını belirterek, “Benim tezime
dayanarak Marmara’da büyük deprem olmayacak şeklinde spekülasyonlar yapılması
çok üzücü. İzmit depreminden küçük olacağına dair elimizde verimiz yok. Üstelik
7.2 büyüklüğünde bir deprem çok ciddi bir depremdir” diye
konuştu.
|