İstanbul'a Yeni Külliye İnşaatı
Mimar Sinan’ın Hamamı Satılık
Mimar Sinan’ın Eserleri Yıllardır...
Mimar Sinan'ın 450 Yıllık...
Mimar Sinan'ın Eserine Beton Döktüler!
Mimar Sinan'ın Hiç Bilinmeyen...
Mimar Sinan'ın Göremediği...
Külliye’ye Sözlüklü Savunma
TBMM 'Külliye' Oldu
Mimar Sinan’ın Mihrimah Camisine...
Mimar Sinan'a Ayıp Düzeltildi
Mimar Sinan'ın Eserine Otomatik...
Mimar Sinan Günümüz İstanbul’unu...
Sinan ve Mimari Dehanın Şaheserleri...
İmar Kanunu'daki Değişiklikler...
Dolmabahçe Sarayı'nın Mimarı...
Mimar Sinan'ın İzindeler
Mimarlar Soruyor: Mimar Sinan'ın...
Uluslararası Mimar Sinan Ödülü'nün...
2014 Mimar Sinan Büyük Ödülü...
Mimar Sinan'ın Artık Bir 'Plotter'i Var
Mimar Sinan Külliyesini Tanınmaz Hale Getirdiler
Aralık ayı başında Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ne devredilen Mimar Sinan’ın bilinen son yapıtı Atik Valide Külliyesi’nin şifahanesi, yapılan restorasyon sonrası Mimar Sinan'ın eseriyle alakası olmayan bir hale getirildi.
Aralık ayı başında Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ne devredilen Mimar Sinan’ın bilinen son yapıtı Atik Valide Külliyesi’nin şifahanesi restorasyonla tanınamaz hale geldi. 1. derece tescilli bir yapı olan külliye hazırlanan restorasyon projesine aykırı olarak düzenlendi. 2004 yılından sonra külliyeyle ilgili bütün çalışmaları yürüten ve restorasyon projesini hazırlayan Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi eski öğretim üyesi Z. Ayşe Kantarcıoğlu (Aykıl) yapılan işlemlerin yapının ruhunu öldürdüğünü söyledi.
Cumhuriyet gazetesinden Mehmet Keskin'in haberine göre gorselgurultuler.com isimli internet sitesinin paylaştığı fotoğraflarda şifahanenin iç bahçesine bakan revakların önünün tamamen camla kapatılırken iç bahçeye çıkış için otomatik kapılar yerleştirildiği belli oluyor. İç bahçenin de kafeterya olarak hazırlandığı görülüyor. Restorasyodaki değişiklik Ayşe Kantarcıoğlu’nun (Aykıl) hazırladığı restorasyon planının tamamen dışında yapıldı. Kantarcıoğlu ise restorasyon projesinde değişiklik yapılabilmesi için “mesleki, etik ve hukuki olarak” kendisinden izin alınması gerektiğini belirtiyor. Yüksekokul olarak kullanılacak 2010 yılında Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ne devredilen yapı, daha öncesinde Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne verilmişti. Restorasyon projelerinin hazırlanıp onaylanması için koruma kuruluna sunulduğunu fakat yıllarca bir türlü onaylanmadığını söyleyen Kantarcıoğlu, kendilerinin hazırladıkları projelerin külliyenin Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ne devrinden sonra iki ay içerisinde onaylandığını belirtti. Bu arada, yapının üniversitenin güzel sanatlar fakültesine bağlı geleneksel Türk sanatları bölümü ile güzel sanatlar meslek yüksekokulu olarak kullanılması planlanıyor. Avlu ortadan kalkıyor Yapılan restorasyonla ilgili “Avlu algısını ortadan kaldırıyor. Bu bir Mimar Sinan eseri; Mimar Sinan’ın bilinen son yapıtı ve çok değerli bir yapı grubu. Burası orta avlulu, revaklı, yürüme yollarıyla algılanan bir mekân. Yapılan işlem bu algıyı tamamen yok ediyor” diyen Kantarcıoğlu, “Bu haliyle baktığınızda buranın revaklı, avlulu bir yapı olduğunu hissetmiyorsunuz. Yapılan işlem yapının mimari yapısını ve ruhunu yok etmiş. Verilen en büyük zarar bence bu” diye konuştu. Cam bölmenin çatı ucunda ve yerde monte edildiği yerlerin de incelenmesi gerektiğini söyleyen Kantarcıoğlu, yapıya fiziki olarak da kalıcı hasar verilmiş olabileceğini söyledi. Kantarcıoğlu “Bir Mimar Sinan yapısına bu yapılamaz” dedi. Mevzuata aykırı TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı C. Sami Yılmaztürk ise Osmanlı’nın torunu olmakla övünen siyasi iktidarın Osmanlı mirasını siyasi malzeme olarak kullanmaktan öteye gitmediğini gösterdiğini söyledi. Mirasa rant gözüyle bakıldığını söyleyen Yılmaztürk, “Bugün yaptığımız tespitlerde bu komplekse uygun olmayan üniversite eğitim fonksiyonu verildiğini görmekteyiz. Eski esere yoğun müdahale getiren, dolayısı ile yapıya zarar veren bir fonksiyon kabul edilemez” derken uygulamanın üniversitenin ihtiyacına yönelik yapıldığını, bununla yapının özgünlüğünü yitirdiğini belirtti. Yılmaztürk, müdahalenin 2863 sayılı Koruma Mevzuatı’na aykırı olduğunu belirtirken eğer koruma kurulu onaylamışsa da kurulun suça ortak olduğunu vurguladı. |