BR> ''KOBİ'ler, geçen yıl itibariyle toplam ihracatın yüzde
60'ını gerçekleştirerek, toplam istihdamın yüzde 78'ini oluşturarak, Türkiye'nin
en büyük işvereni olduğunu, işsizliğin azaltılmasında stratejik bir role sahip
bulunduklarını ortaya koymuştur. Bu rakamlar göz önüne alındığında, bu
işletmelerin önemi daha iyi anlaşılıyor. KOBİ'ler, ekonomimizin, endüstriyel
yapımızın vazgeçilmez temel taşlarıdır. KOBİ'lerin en önemli sıkıntılarının
başında, finans sorunları gelir. Finans, onlar için, hayati öneme sahiptir. Öyle
ki o finansmanı bulamazlarsa, KOBİ'ler kapısına kilit vururlar. Ne var ki
KOBİ'ler finansman temininde ciddi sıkıntılar içinde bulunuyor. Üstelik bu
durum, onların hammadde temini, üretim, pazarlama ve eğitim konularına da
olumsuz yansıyor. Diğer taraftan tahsilat güçlüğü çeken ya da öz sermaye sorunu
bulunan bu işletmeler, pahalı banka kredilerine başvurmak zorunda kalıyor.
Yaptığı yatırımın parasal olarak dönüş hızıyla kredi ödemelerini tutturamayan
birçok firma, bu şekilde iflas ediyor. Dolayısıyla sınırlı sermaye sahibi olan
KOBİ'lerin finansman sorununa kalıcı çözümler üretmek zorundayız. KOSGEB'in
verimli uygulamalarına ek olarak, bankalarımızı da bu noktada
cesaretlendirmeliyiz.''
Murat Yalçıntaş (foto: Uğur Aslanhan /
AA)
''KOBİ'lerin inovasyonla tanışması onları güçlü kılar''
Aslında finansman ile gelişmiş teknolojiye sahip olma arasında doğrudan bir
ilişki olduğunu ve finansman yetersizliklerinin, KOBİ'lerin emek yoğun
teknolojiler kullanmasına yol açtığını bildiren Yalçıntaş, bu durumun üretim
kalitesini etkilediğinin altını çizdi. Yalçıntaş, KOBİ'lerin rekabet gücünü
artırmak, üretim kalitelerini yükseltmek için teknolojilerini yenilemelerini
teşvik edecek tedbirleri uygulaması gerektiğini ifade ederek, KOBİ'lerin
inovasyonla tanışmasının onları güçlü kılacağını, çünkü inovasyonun günümüzde
rekabetin temel belirleyici unsurlarından biri olduğunu kaydetti.
Büyük firmaların, Ar-Ge faaliyetlerine
ayırdıkları kaynaklar sebebiyle KOBİ'lere karşı rekabet konusunda bir adım önde
olsa da hantal ve ağır yapıları sebebiyle talep değişikliklerine hızlı bir
şekilde cevap veremediklerini belirten Yalçıntaş, bu noktada KOBİ'ler için
önemli bir fırsat doğduğunu, büyük firmaların aksine, esnek yapıları,
müşterilerle yakın ilişkileri ve ürün-hizmet süreçlerini müşteri ihtiyacına
anında adapte edebilme özellikleri taşıyan KOBİ'lerin inovasyon konusunda büyük
bir potansiyele sahip olduğunu anlattı.
Yalçıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Böylece KOBİ'ler büyük işletmelerin ürettikleri ürünün aynısını üretmeden;
esneklik üstünlüklerini iyi kullanarak, onların giremediği pazarlara
girebilmelerini sağlayacak üretim alanlarına yönelmelidirler. Eğer bu potansiyel
hakkıyla değerlendirilebilirse, sadece KOBİ'ler için değil, Türkiye ekonomisi
içinde önemli bir fırsat penceresi ardına kadar açılacaktır. Bu yüzden
KOBİ'lerin inovasyona bütçe ayırması sağlanmalı, bu konuda bilinçlenmeleri
sağlanmalıdır. KOBİ'ler için pazarlama da önemli bir noktadır. Pazarlama
KOBİ'lerin hem küresel rekabetçiliğini, hem de büyük işletmelere karşı gücünü
artıran bir enstrümandır. İşte İstanbul Ticaret Odası olarak biz, üyelerimizin
yüzde 99'unun KOBİ'lerden oluştuğunun bilinciyle, bu sorunlara çözüm üretmek
için gayret gösteriyoruz. KOBİ'lerin her türlü sıkıntıları için hem merkezi hem
de yerel yönetimler nezdinde girişimlerde bulunuyoruz.''
Yalçıntaş,ekonomin can damarı olan KOBİ'lerin daha da canlanması için gayret
gösterdiklerini sözlerine ekledi.
''Türkiye 2023 hedeflerine ancak dönüşerek güçlenen KOBİ'ler
sayesinde ulaşabilir'' Türkiye
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı
(TOSYÖV) Başkanı Yalçın Sönmez ise zirvenin ana
temasının ''Küresel Dönüşümde Girişimci ve KOBİ'lerin Risk ve Fırsatları''
olduğunu ve dönüşüm, fırsatlar ve risklere vurgu yapılacağını belirtti.
Yavaşlayan dünyada hızlanan Tükiye için kurum, işletme ve hatta kişi bazında
herkesin görevini büyük Türkiye tasavvurunu realiteye dönüştürmek olduğunu
kaydeden Sönmez, ''Türkiye 2023 hedeflerine ancak dönüşerek güçlenen KOBİ'ler
sayesinde ulaşabilir'' dedi. Bu nedenle, KOBİ'lere ''geniş düşünün, hızlı
davranın, girişimci olun, değişim ve dönüşüm sürecine cesaretle katılın hatta
öncü olun, ufkunuzu küreselleştirin'' dediklerini ifade eden Sönmez, KOBİ'lerin
değişmeye, girişimci olmaya ve rekabet gücü kazanmaya şiddetli bir istekleri de
olduğunu ve kurum olarak bu değişim iradesinin kefili olduklarını anlattı.
Sönmez,bu işletmelerin değişmelerini
kendilerinden beklemenin yanlış olduğunu dile getirerek, 887 bin firmadan 8 bin
691'inin varlıkların yüzde 66'sına, net satışların yüzde 53'üne, buna mukabil
net karın yüzde 70'ine sahip olduğunu, karlılık oranında ise büyük adaletsizlik
olduğunu ifade etti. ''Karlılığı en düşük bir döngüye sıkıştırdığımız, finans
kaynaklarına uzanan yolları engebe dolu, bizden alacağını keyfi olarak
geciktirdiğimiz, ARGE'mize ortak etmediğimiz, gözünü yıldırdığımız, sürekli
kendisinden istihdam beklediğimiz ama istihdam maliyetlerine ilgisiz kaldığımız
KOBİ'ler kendiliğinden değişemez, onları hep birlikte dönüştürebiliriz'' diyen
Sönmez, bu işletmeleri değiştirecek ve onlara bu gücü verecek aktörlerin, kamu,
siyaset, üniversiteler, finans kurumları, her biri bir sektöre öncülük eden
güçlü holdingler, kendini bu alana konumlandırmış sivil toplum kuruluşları,
Ar-Ge ve İnovasyon platformları ile destek-teşvik sistemleri olduğunu kaydetti.
KOBİ'ler dönüşmeden Türkiye'nin dönüşemeyeceğini vurgulayan Sönmez, değişim
stratejisinin KOBİ'lere dayandırılması gerektiğini, bunun için temel bir KOBİ
politikası oluşturulmasını önerdiğini belirtti.
|