Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Kentsel Dönüşüm ve Yeni Yaklaşımlar

Tıkanma noktasına gelen kentsel dönüşüm, İTÜ'de düzenlenen panelde masaya yatırıldı. Yeni yaklaşımların tartışıldığı panelde, bütüncül bir kentsel planlamanın önemine vurgu yapılırken; kamunun ortaklaştırıcı misyonuna da dikkat çekildi, yeni finansman modellerinin geliştirilmesi gerekliliği üzerinde duruldu.

yapi.com.tr
3 Kentsel Dönüşüm ve Yeni Yaklaşımlar

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın katkılarıyla ve İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) ile Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu'nun desteğiyle düzenlenen 'Kentsel Dönüşümde Yeni Yaklaşımlar' paneliyle kentsel dönüşümün daha da gelişmesi için yeni öneriler, yaklaşımlar ve yöntemler masaya yatırıldı. İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mehmet Ocakçı ve İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sinan Mert Şener'nın açılış konuşmalarıyla başlayan panelin ilk oturumunda farklı aktörlerin kentsel dönüşümü nasıl ele aldığı ve gelinen nokta değerlendirilirken; ikinci oturumda ise model önerileri üzerinde duruldu.

Nuran Zeren Gülersoy: Kentsel dönüşüme bir planlama türü olarak bakıyoruz

İlk oturumun moderatörlüğünü de üstlenen İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Kentsel Tasarım ve Planlama Çalışma Grubu Başkanı Prof.Dr. Nuran Zeren Gülersoy, "Biz plancılar olarak kentsel dönüşüme bir planlama türü olarak bakıyoruz" diyerek; alanın özelliklerine bağlı olarak sağlıklaştırma, işlev vererek canlandırma, yenileme-yeniden geliştirme, boş alanlara yeni yapılar yaparak alanı geliştirme biçimlerinde uygulanabileceğine işaret etti. Kentsel dönüşümün, alanı çöküntü bölgesi olmaktan kurtarmak, çevre kalitesini yükseltmek, bölge insanlarının sosyal yaşam kalitesini geliştirmek, ekonomik canlanma sağlamak, tarihi dokunun ve doğal değerlerin korunmasını sağlamak gibi olumlu yararları olduğuna dikkat çeken Gülersoy; doğru tasarlanmış ve uygulanmış bir kentsel dönüşümün deprem riskleri karşısında da kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Kentsel dönüşümün, fiziksel, sosyal, ekonomik ve yasal-yönetimsel olmak üzere dört farklı boyutu olduğuna işeret eden Gülersoy, örnek olarak da Küçükçekmece Ayazma Deprem Odaklı Kentsel Dönüşüm Projesi, Dikmen Vadisi Projesi, Kuzey Ankara Kentsel Gelişim Projesi, Süleymaniye Kentsel Gelişim Projesi, Londra Docklands, Amsterdam Doğu Limanı, Rotterdam Kop Van Zuid'i gösterdi.

Kentsel dönüşüm projelerinin tepki de çekebildiğini belirten Gülersoy, bu anlamda en önemli argümanları da katılımcı değil de dayatmacı olunması, yöre insanlarının katılımının sağlanmaması, artan maliyetlerin yöre insanlarını göçe zorlaması, oluşabilecek rant ekonomisi olarak özetledi.

Vedad Gürgen: Kentsel dönüşümde asıl zorluk sosyal planlama boyutunda

Bakanlığın kentsel dönüşüm yaklaşımı hakkında bilgiler veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedad Gürgen de, "Kentsel dönüşümün teknik analizini yapmak çok kolay; asıl zorluk, işin sosyal planlama boyutunda" dedi. Kentlerin kendi içinde zaten dönüşen bir yapısı olduğunu ve örneğin hazırlanan imar planlarının da bunun enstrumanlarından biri olduğunu ifade eden Gürgen, bu anlamda ileriye dönük stratejiler oluşturulurken geriye dönük planların gözden geçirilmesinin önemini vurguladı. Kentsel dönüşümün sadece İstanbul'un konusu olmadığının, Türkiye'nin farklı bölgelerini de kapsadığının altını çizen Gürgen; bundan böyle çalışmaları, hazırlanacak 'kentsel dönüşüm strateji belgeleri'ne göre yönlendireceklerini, ilk belgelerin Elazığ ve Kilis'te hayata geçirileceğini sözlerine ekledi.

Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı’nın açıkladığı riskli alanlar haritası ile bakanlığın riskli ilan ettiği alanların örtüşmemesi yönündeki eleştirilere de yanıt veren Gürgen, "İyiki de örtüşmüyor; gerçekçi olalım, İstanbul'un tamamını dönüşüm alanı olarak çevirmek mümkün değil. Biz stratejilerimizi 'gönüllülük' esasına göre belirledik. Bu nedenle de gönüllü belediyelerle yola çıktık" diye konuştu.

Ayşe Gökbayrak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İTÜ ile işbirliği yapıyor

Kentsel dönüşüm çalışmalarını, 5399 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesi ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun olmak üzere iki yasal enstruman üzerinden yürüttüklerini aktaran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dönüşüm Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Ayşe Gökbayrak ise İstanbul'da özellikle son iki yılda çok ciddi parçacıl uygulamalar başlatıldığını anımsattı. Parçacıl dönüşüm uygulamalarının kent bütününde bazı aksaklıklara yol açabileceği öngörüsüyle 'İstanbul Kentsel Dönüşüm Stratejik Planı ve Master Planı' hazırlanması için İTÜ ile anlaşıldığını belirten Gökbayrak; bu çalışmanın sonuçlarının yenilenecek İstanbul Çevre Düzeni Planı için de girdi sağlayacağını kaydetti. Mümkün olduğunca anlaşma yoluyla yerinde dönüşümü hedeflediklerini vurgulayan Gökbayrak; emsal artışını tek başına bir çözüm olarak görmediklerini, imar hakkı transferi ve gayrimenkul sertifikalarının kentsel dönüşümde kullanılması gibi çalışmaları ise desteklediklerini sözlerine ekledi.

Nazmi Durbakayım:  Şehirlerimize planlı plansız saldırdık

"Şehirlerimiz bu hale geldi; çünkü planlı, plansız saldırdık" diyen İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım da daha ekonomik yaşayabilmek için daha uzun soluklu master planlar yapmanın ve binaları torunlara bırakabilecek kalitede inşa etmenin zorunluluğunu ifade etti. Ne 1800'lü yıllarda keşfedilen betonda, ne de kentsel planlamanın temel ilkelerinde bugüne kadar majör bir değişim yaşanmadığını kaydeden Durbakayım, ancak bizim inanılmaz bir müsriflikle kentlerimizi mahvettiğimizi söyledi. "Şehirlere hücum başladığında herkes inşaat işine soyundu; 'dolmuş' gibi, 'yap-sat' olarak adlandırdığımız ve sadece bize özgü olan bir model ortaya çıktı" diyen Durbakayım, şimdi de Afet Yasası'yla bu riskli yapılaşmayı yenilemeye çalıştığımıza işaret etti. Ancak elimizde çok yüklü bir stok olduğuna dikkat çeken Durbakayım, "Yapmamız gereken bu yapıların  hepsini yıkıp yeniden inşa edecek bir kentsel dönüşüm yerine, mümkün olanları yapılacak takviyeyle ayakta tutmak" şeklinde konuştu.

Gürsel Öngören: Kentsel dönüşümün kentsel planlama ve finansman olmak üzere iki ayağı var

Kentsel dönüşümün iki önemli ayağı olduğuna dikkat çeken ve bunları da 'kentsel planlama' ve 'finansman' olarak açıklayan Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof.Dr. Gürsel Öngören de yeni dönemde tartışılabilecek bazı çözüm önerileri üzerinde durdu. "Maliyeti 500 milyar dolar olan bir dönüşümün müteahhitler tarafından başarılması mümkün değil; yeni modeller oluşturulmalı" diyen Öngören; çözüm olarak dönüşüm finansmanının bankalara geçebileceğini, müteahhitlerin de oluşturulacak havuzdan seçilebileceğini söyledi. Yerel yönetimlerin müteahhitleri bina bazlı dönüşümden ada bazlı dönüşüme yönelendirmesini isteyen ve bunun için bazı teşvik edici imar hakları verilebileceğini belirten Öngören'in sıraladığı diğer öneriler ise şöyle:

* Belediyelerin dönüşüm projeleri, Bakanlık bünyesinde mimar ve şehir plancılarından oluşturulacak estetik kurullar tarafından denetlensin,
* Belediyeler, halkın katılımıyla alternatifler arasından öncelikle projeyi belirlesin; sonrasında hak sahipleriyle somut projeler için sözleşmeler imzalansın,
* Kentsel dönüşümden rant vergisi alınmasın; riskli alanlar için ek teşvikler getirilsin, ilave inşaat için harç, vergi ve ücret alımı kaldırılsın,
* Tamamlama sigortası, kentsel dönüşüme göre yeniden düzenlensin; teminat sigortasının 30 dairelik sınırı aşağı çekilsin,
* Müteahhitler için bir 'rating' kuruluşu oluşturulsun, onlar da derecelendirilsin,
* Mera, askeri yasak bölge gibi alanlar 'yeşil alan' olarak korunsun; yeşil ve akıllı binalar teşvik edilsin.

Tayfun Kahraman: Birincil görevimiz planlamaya geri dönmek

"Panel başlığı 'yenilikçi yaklaşımlar', ama ben bugün yeni birşey duymadım" diyen TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı Tayfun Kahraman ise, "Kentsel dönüşümün olması gerektiği konusunda hepimiz hemfikiriz; ama artık bunun olmazsa olmazları konusunda anlaşmamız lazım" dedi. İstanbul'da kentsel değer üretme niteliğindeki bütün yerlerin büyük bir baskı altında olduğunu ve bunun adının da kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayan Kahraman; "Bugün dönüşüm diyerek kentlileri birbirleriyle karşı karşıya getirmiş durumdayız. Kamu, vatandaşla müteahhidi başbaşa bıraktı. Sokağı, o mekanı anlamadan, kamunun ortaklaştırıcı olmadığı bir dönüşümün başarısız olacağını görmemiz gerekiyor; Fikirtepe bunun bir örneğidir" diye konuştu. Kahraman, birincil görevin planlamaya geri dönmek olduğunun altını çizerek, "Burada kentsel dönüşümden önce planlamayı tartışmalıyız. Bütüncül bir planlama olmadan kentsel dönüşümden bahsedemeyiz" dedi. Kentsel dönüşümü ilgilendiren 5 farklı kanun olduğunu anımsatan Kahraman, böylesine çoklu bir hukuk ortamında kendine hep istisnalar yaratan bir kentsel dönüşüm yaklaşımı çözüm olabilir mi diye sordu.

http://www.yapi.com.tr/haberler/kentsel-donusum-ve-yeni-yaklasimlar_129287.html

Read Comment Section
3 Yorum Yorum Yaz
  • Şehirlerimizde parsel bazında yapılan,kentsel dönüşüm adı altında,müteahhitlerin bazı vergi,harç avantajlarını kullanarak yaptıkları eskiyi yıkıp yeni bina yapmalarına kesinlikle son verilmelidir.En azından ada bazında uygulama yapılmalıdır.Parsel bazında uygulama yapılarak yenilenmiş bir sokağın halini 20-30 sene sonra düşünmek bile bir facia,Çünkü o ileri zamanlarda değil park yeri,arabanızı sürecek bir yol bile bulacağımız şüphelidir. YANITLA
  • Halihazırda şehirlerde yapılan inşaatlar kentsel dönüşüm değil, mevcud eski binayı yıkıp yerine (ekseriyetle kat artışıyla) yenisini dikmek şeklindedir ve bunu yapan müteahhidin de ticari kaygıdan başka hiçbir kaygısı,fikri ve gayreti yoktur. Çünkü şehir planlaması; teknik-estetik ve irfanı (kültür oluyor) birarada düşünüp bu minval üzere ortaya çıkabilen bir unsurdur. Vah ki memlekette yukarıda sayılanların, bırak yapmayı, ne manaya geldiğini bile bilmeyen inşaat yapan müteahhidlere bu iş tevdi edilmiş! Kentsel dönüşüm, parsel bazında değil şehir ölçeğinde ele alınarak ve en az 30-50 sene sonrası düşünülerek düzenlenmeli. Proje üreten bir mimar olarak fikrimiz bu yöndedir. YANITLA
  • Ülkemizin bir deprem ülkesi ve yapı stokumuzun çok kötü durumda olduğu bilinen bir gerçektir.Kentsel Dönüşümün 20 yılda tamamlanacağı yetkililer tarafından ifade edilmektedir. Vatandaşta oluşan deprem korkusu ancak hızlı bir şekilde riskli yapıların ve kentlerin yenilenmesi ile olacaktır.Depremin şakası yoktur. 20 yıl çok uzun bir süredir. Kentsel dönüşüm çalışmaları daha kısa bir sürede tamamlanmalıdır.Kentsel Dönüşüm çalışmaları beş yılda bitirilmelidir. Kentsel Dönüşüm teknik bir konudur ve beş yılda biter… Ülke insanlarında oluşan deprem korkusu mevcut yasaların paylaşımcı ve oluşacak kentsel rantların adil paylaşımı ile sorunların teknik beceri ile çözülmesi mümkündür. Kentsel Dönüşüm sorununu beş yılda çözüme kavuşturmak hayal değil bir iddiadır. Sorun tekniktir… Ve de çözüm mümkündür… Bahtiyar Çetinbaş - inşaat mühendisi YANITLA
3 yorumdan 3 tanesi gösteriliyor. 
Yorumunuzu ekleyin
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!