Kentin fiziksel yapısı, gelişimi ve nüfus
İlk iki köprü deneyimi, İstanbul’da kentsel ulaşım ve arazi kullanım kararlarının birbirinden bağımsız alınamayacağını ciddi bir şekilde ortaya koyarken özellikle ikinci köprü ve sonrası yaşanan kentsel yayılım, önemli ulaşım kararlarının kendi trafiğini ve nüfus çekimini de beraberinde getirerek kentin fiziksel yapısını nasıl etkilediğini gösteren en somut örnek. Bu anlamda temel arazi kullanım ve ulaşım kararlarının bir arada ele alındığı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından 2009 yılında onaylanan 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı (ÇDP), 3. boğaz köprüsü projesine yer vermeyerek temel ulaşım yaklaşımı ve öngörüsüyle meslek odalarının da savunduğu önemli bir misyona sahip oldu. Çevre Düzeni Planı'nda önerilen kentsel gelişim yapısı İstanbul, 2. köprü yapımından sonra elinde kalan son doğal alanlarını da 3. köprünün yapımı ile birlikte tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya. Tarım ve orman alanları etrafında var olan kırsal yerleşimler, köyler ve Karadeniz boyunca uzanan kıyı yerleşimlerinin özgün yapılarının korunması ve gelecekte İstanbul’un olası yeni ilçelerine dönüşmemeleri için ÇDP’nin ulaşım konusunda ‘tepeden inme merkezi proje’ tanımıyla bir tehdit olarak gördüğü kuzeyde yeni bir boğaz köprüsü geçişi fikrinden en kısa sürede uzaklaşılmalı.
|