br />
‘Sadaka’ politikalarında belediyeler
Neoliberal ekonomik politikaların en önemli sonuçlarından biri gelir
dağılımını bozması ve yeterli istihdam yaratmayarak işsizliği arttırmış
olmasıdır. Özellikle kent yoksulluğunun hızla tırmandığı AKP iktidarında,
yoksulluğa pansuman ve bunu oya tahvil etmeye yarayan “hayırsever politikalar”ı
ya da “sadaka politikaları”nı uygulamada da belediyelere önemli görevler
verildi.
AKP’nin “hayırsever” etiketli sadaka politikasının en önemli araçlarını Yeşil
Kart, belediyelerin nakdi ve ayni yardımları, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı
Teşvik Fonu ile AKP yandaşı özel sektör, cemaatler, vakıflar ve dernekler
oluşturdu. AKP, bunlarla önemli bir ağ oluşturmuş ve bir yandan yoksulluğu
derinleştiren neoliberal politikaların icracısı olurken, bunu perdeleyerek
derinleştirdiği yoksulluğa, “sadaka” politikalarıyla müdahil olmuş ve bunu da
oya, tabana tahvil etmiştir. AKP’li belediyelerin hemen hemen tümünde
“muhtaçların” başvurusu durumunda gıda, yakacak, barınma ve giyim yardımı yapan
birimler oluşturulmuştur. Kömür ve erzak yardımı ile ramazan çadırları AKP’li
belediyelerin bildik faaliyetleri arasına girmiştir.
Bu yardımların kaynaklarının belediye bütçelerinde yer almadığı, daha çok
belediye ile iş yapan, tedarikçi tüccarlardan, müteahhitlerden alınan
bağış/yardım havuzlarından sağlandığı bilinmektedir.
Neoliberal politikaların yarattığı tahribat ve tahakküm, artan ölçüde
emekçilerin, yoksulların, toplumun hücre yapısını değiştirdi. Yoksulluğun ve
eşitsizliğin derinleşmesi, güvencesizliğin artması emekçilerin ve yoksulların
acil-ferahlatıcı uygulamalara olan ihtiyacını ve bağımlılığını arttırdı.
Bu kitlelerin politik tercihlerinde de bu ihtiyaç ve bağımlılık başat rol
oynuyor. İşte tam bu noktada AKP’nin, diğer mecraların yanında, belediyeleri de
bu politikaların mağduru olan kitleleri yatıştırmada, uysallaştırmada kullandığı
görülmektedir.
|