Varoşova'daki iklim konferansının en önemli sonucu iklim değişikliğinin olumsuz etkileri nedeniyle ortaya çıkan kayıp ve zararlara ilişkin bir mekanizmanın kurulması oldu. Varşova Uluslararası Kayıp ve Zarar Mekanizması yoksul ülkelerde meydana gelen doğa olayları nedeniyle oluşan kayıp ve zararların dengelenmesini öngörüyor. Ancak konferansta asıl tartışma da bu mekanizma üzerinden koptu. Fiji Adaları, Filipinler, Bangladeş gibi gelişmekte olan ülkeler bu mekanizmanın 'adaptasyon' çerçevesi altında ele alınmasına karşı çıktılar.
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre 'adaptasyon' başlığı altında gelişmekte olan ülkelerin alt yapı, tarım, toprağın kullanımı ve afet tedbirlerinin iklim değişikliği nedeniyle oluşan kasırgalar ve kuraklık gibi tehditlere uyumlu hale getirilmesi anlaşılıyor. Gelişmekte olan ülkelerin delegeleriyse 'kayıp ve zarar' kavramının hiçbir ülkenin uyum sağlayamayacağı, adaların sular altında kalması gibi olaylar anlamına geldiğini belirttiler.
Delegeler, sonuç metnine bunun nasıl yansıması gerektiği konusunda uzlaşamadı. Bu yüzden oturuma uzun bir ara verildi. ABD, Fiji Adaları ve Nikaragua delegeleri bir araya geldi. Yaklaşık yarım saat süren müzakerenin ardından asgarî müşterekler üzerinden bir uzlaşmaya varıldı. Buna göre Varşova Mekanizması'nın “yapısının, yetkilerinin, etkinliğinin” üç yıl içinde gözden geçirilmesine karar verildi. Böylece bu tartışma ertelenmiş oldu.
Somut rakamlar verilmedi
Dünya çapında tüm ülkeleri sera gazı emisyonlarını azaltmakla yükümlü kılan dünya iklim anlaşmasının 2015 yılında Paris'te imzalanması bekleniyor. Varşova'da Paris konferansına giden sürecin de şekillenmesi bekleniyordu. Avrupa Birliği daha önce 2014 yılına kadar ülkelerin sera gazı emisyonlarını ne kadar düşürecekleri konusunda somut rakamlar vermesini istemişti. Böylece miktarlar karşılaştırılacak ve bunun küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmaya yetip yetmeyeceği ölçülebilecekti. Ancak Varşova'daki iklim konferansı zaman kazanmak açısından olumlu sonuçlar doğurmadı. Ülkeler iklim koruma hedefleri bakımından hukukî bir bağlayıcılığın altına girmedi. İklim korumaya yönelik katkıların 2015 yılının ilk çeyreğinde bildirilmesinde mutabık kalındı.
İklim konferansında Alman delegasyonuna başkanlık eden Karsten Sach, bu tartışma ve konferans ile ilgili şu yorumu yaptı:
“Konferansın sonunda birbirimizle boğuştuk. Yine de müzakere krizinin ardından uzlaşmalar yakalayabilmiş olmamızın büyük bir işaret olduğuna inanıyorum. Uzlaşmalara varabilmek için bazı şeylerin dışarıda bırakılması, tarafların birbirine doğru adım atması gerekir. Bu bakımdan uluslararası iklim koruma için olumlu bir gün olduğunu söyleyebiliriz.”
"Tam bir enerji kaybıydı"
Çevre koruma teşkilatı Greenpeace'in Almanya şubesinden Martin Kaiser'in değerlendirmesi ise bu kadar olumlu değildi:
“Varşova'daki iklim konferansı tam bir enerji kaybıydı. Zira buradaki en küçük adımların bir başarı olarak pazarlanacağı daha haftanın ortasında belliydi. Ancak bu adımların 2015 yılına kadar küresel iklim koruma antlaşmasının müzakere edilmesine yardımcı olmayacağı da ortadaydı.”
Çevre örgütü Germanwatch'tan Lutz Weischer de hangi ülkelerin hangi yükümlülüklere sahip olduğunun konferansta açık bırakılan birçok sorudan biri olduğunu vurguladı.
İklim konferansında uzun vadeli iklim finansmanı konusu da gündeme geldi. Sanayi ülkeleri birkaç yıl önce gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğine uyum ve karbondioksitsiz ekonomik gelişim konusunda destek verme taahhüdünde bulunmuştu. Somut rakamlarla 2020 yılına kadar 100 milyar doların bu amaçla sevk edilmesi öngörülmüştü. Gelişmekte olan ülke temsilcileri Varşova'da bu meblağın nasıl elde edileceğine dair somut bir plan talebinde bulundular. Ancak sanayi ülkeleri delegeleri böyle bir plan sunmaktan kaçındı.
|