Tekfur Sarayı’nda Restorasyon Skandalı!
Avanos’un Simgesine Betonarme Hançeri
Tarihi Bölgelerde İzinsiz...
1200 Yıllık Tarihi Kalede...
Bir Tedirgin Bekleyiş de Eğrikapı'da
Düğmeli Evler Turizme Kazandırılıyor
Kadın Restoratörlerden Muhteşem İşçilik
İkinci Restorasyonda Sona Gelindi
Alaaddin Camisi'nin Restorasyonuna...
TOKİ Restorasyon Kredisini...
T.C. mi, Abdülaziz'in Tuğrası...
Tarihi Belediye Binasında...
Binanın Üst Katı Çökerken,...
Restorasyon Çalışmasında 700...
Restorasyon Tartışma Yarattı:...
"Müteahhitle Restorasyon Olmaz"
Tarihi Caminin Restorasyon Çilesi
İnşaat Mantığıyla Restorasyon...
AKM’de Restorasyon Çalışmaları...
Korktuğum Üç Sözcük Var: Restorasyon,...
Burdur Müzesi'nde Restorasyon Skandalı!
Ahşap Binalara Beton Restorasyon!
Fatih Belediyesi’nin ‘yenileme alanı’ ilan ettiği Ayvansaray’da korunması gereken tescilli ahşap evlerin yerine betonarme bloklar dikildi. İnşaat çalışmaları dünya mirası kara surlarının koruma bandı içinde yapılırken gözler UNESCO’da…
Osmanlı mimarisinin İstanbul’daki nadir örneklerinden olan Ayvansaray’ın Türk Mahallesi betonarme bir dönüşüm geçiriyor. Fatih Belediyesi tarafından 2005’te “yenileme alanı” ilan edilen Ayvansaray’da tescilli tarihi ahşap yapıların sökülerek aslına uygun bir şekilde restore edileceği, tarihi mahallenin canlandırılacağı savunuluyordu. İstanbul II Nolu Yenileme Alanları ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun “belgelenerek sökülmesine ve kullanılabilir elemanların ayıklanarak rekonstrüksiyon sırasında yeniden kullanılmasına” karar verdiği, kültür varlığı olarak tescilli yapılar kepçelerle yıkılmıştı. Birgün Gazetesi'nden Olgu Kundakçı'nın haberine göre, Ttescilli ahşap yapıların yıkıldığı alanda ise şimdi ‘restorasyon’ adı altında beton bloklar yükseliyor.
Ayvansaray’da yapılan inşaat çalışmalarının kentsel yenileme olarak adlandırılamayacağını belirten İTÜ Mimarlık Bölümü’nden Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, “Tarihi tescilli binalar yıkılmamalı, eğer yıkılıyorsa özgün malzemesi ile aslına uygun bir şekilde yapılmalı. Ayvansaray’da yapılana koruma demek olanaksız; adı ‘yenileme’ olan bir sahtecilik. Surlarla ilişkili alan evrensel değer taşıdığı için çok önemli. Dünya Mirası olan kara surlarının koruma bandı içinde yer alan bölgede bu şekilde ciddi değişiklik yapılması surların algısını değiştireceği için çok hatalı bir yaklaşım” diye konuştu. İkinci Sulukule UNESCO Dünya Miras alanı olan İstanbul kara surlarının koruma bandını yarı yarıya değiştirmesiyle eleştirilen Sulukule’de de benzer bir süreç yaşandığını belirten Ahunbay, “Dünya Mirası alanında UNESCO’nun onayı, görüşü alınmadan çevrede değişiklik yapılmamalı. Ayvansaray Surların koruma alanında olduğu için özel bir statüsü var. Sulukule’de de öyleydi, ancak Sulukule’de tescilli olan ev sayısı daha azdı. Ayvansaray’da daha fazla tescilli bina vardı, ancak hepsi yıkıldı” dedi. Tarihi mahalle yok oldu Ayvansaray’daki projenin bir rehabilitasyon çalışması olarak adlandırılamayacağını belirten Mimar Korhan Gümüş ise “Türkiye’nin imzalamış olduğu konvansiyonda sur koruma bandında yapılacak her müdahaleyi UNESCO ile tartışmak gerekir. 1985 yılından beri Dünya Miras Alanı ilan edilmiş bulunan bir yerde, kara surlarının koruma bandı içindeki bir tarihi mahalle kamu yönetimi ve yatırımcılar işbirliği ile dönüştürülüyor. Surların içinde inşa edilen bu betonarme yapıların restorasyonla uzaktan yakından alakası yok. Sulukule’de yapılan bir emlak geliştirme operasyonuydu, burada yapılan da öyle. Ayvansaray’da bu güzel kent parçası bir toplu konut sitesine dönüşecek. Böyle bir uygulama skandaldır. Üniversitelerin de harekete geçmesi lazım” dedi. Ne olmuştu? Ayvansaray 2005 yılında Fatih Belediyesi tarafından yenileme alanı ilan edilmişti. Osmanlı-Türk mimarisinin örneklerinden Türk Mahallesi’ndeki Koruma Kurulu tarafından tescilli yapılar, yenileme projesinin ihalesini alan Şener Grup adına Altınboynuz Turizm İnşaat Şirketi tarafından kepçelerle yıkılmış, sit alanı olan Tarihi Yarımada’da bulunan bölgede İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’nün izni olmadan hafriyat yapılmıştı. |