Proje
geneline baktığımızda, yenileme
sonrası burada ikamet edeceklerin daha ziyade yeni sakinler olacağı söylenebilir
mi?
Hayır
söylenemez. Mevcut mülk sahipleri burada büyük bir yer aldı. Her adadan ve
seçtikleri her noktadan yer aldılar. Bugün dışarıda yaşayan ve mülkü
yenilendikten sonra tekrar evine dönmek isteyen önemli bir kesim var. Tabi yeni
gelenler de olacaktır.
Yeni gelenlerin semtteki güvenliğinin nasıl sağlanacağını
düşünerek bu soruyu sordum aslında.
Bu soru bize çok soruluyor. İki yıl önce projeye
başladığımızda, “Çıldırdınız
mı, nasıl orada ofis tutuyorsunuz?
İnsanların evlerini almaya çalışacaksınız, onları ikna etmeye çalışacaksınız. Büyük olay çıkar
orada” dediler. İnanın hiçbir olay yaşamadık. İki yıl boyunca burada her
meslekten insan ile görüşme yaptık. Belediye temsilcisi, mal sahibi, kiracı ile aynı masada oturduk. Bir aile ile en az
3-4 kez görüşme yaparak… Tek tek konuştuk ve bugüne kadar 3-5 kişi dışında hiç
kimsenin sesi yükselmedi. Herkes haklarını öğrendi, kendi lehine olup olmayacağını
tarttı, lehine olacağına inandıysa
projeye dahil oldu.
Dolayısıyla ben burada
bir güvenlik sorunu olduğuna inanmıyorum. Evet, burada yaşayan insanlar kentten çok kopmuş. Ama bu
insanlar hiçbir şekilde devletle doğrudan ilişki kurmamışlar. Çeşitli nedenlerle
dışlanmışlar, mağdur olmuşlar.
Türkiye’nin ekonomik siyasi süreçlerini hepimiz biliyoruz. Zor bir hayat
geçirmişler. Biz onları uygar bir masaya davet ettik. Neyle karşı karşıya
oldukları, ne
yapabilecekleri, belki kendilerinin
hiç beğenmedikleri mülklerinin bir değeri olduğu ve bu değerle birlikte de bir
haklarının olduğu tek tek anlatıldı. Bu projenin herkesin lehine olduğu
yönündeki inanç oluşmamış olsaydı bu gün uzlaşmada %70 oranını telaffuz
edemezdik.
Güvenlik konusunu aslında aileleri değil de enformel
sektörde yer alanları düşünerek sormuştum.
Yenileme sonrasında alanda enformel bir düzenin
sürdürülmesinin mümkün olabileceğini düşünmüyoruz. Bugüne dek elektrik-su
faturalarını bile ödememiş, vergi vermemiş kesimler varken yeni düzende, her
kesim yaşam alanının düzeni adına ortak sorumluluklarını yerine getirecektir.
Eğer iyi yaşam koşulları beklentiniz varsa bununla ilgili maliyetleri karşılama
yükümlülüğünüz de vardır.
Burada güvenlik sorunu
olur mu? Evet, bir süre insanlar
birbirlerine alışana kadar. Ama gettolar da oluşturmamak lazım. Bu bizim en
büyük hatamız… Hedefimiz kente entegrasyon değil mi? Bu insanların hep bir arada
yaşadığı, kent sahipliliği kültürünün
üretildiği, az gelişmişle en üst
gelişmişlik düzeyindeki insanın birbiriyle iletişim halinde
olduğu, kenti paylaştığı bir düzen
değil mi yaratmak istediğimiz?
Bence burası da öyle bir
yer olacak. Bundan hiç tereddüdümüz yok. Kentin olanaklarına
kavuşmak, eğlenceye
ulaşmak, tarih içinde yaşamak isteyen
bir profesyonel kesim var. Onlar her şekilde buraya gelecekler ve buradaki
insanlarla komşuluk yapmayı öğrenecekler. Tarlabaşı'nın en olumlu tarafı
öncelikle yer seçimi yapan ve burada mülk edinen kesimin, mevcutta da mülk
sahibi olanlar olmasıdır. Bu keskin bir sosyal dönüşümün önüne geçecektir. Ama
tabii ki yeni gelenler de olacaktır. Bu farklı kombinasyon yeni bir Tarlabaşı
yaşam kültürünü de oluşturacaktır.
Her yerde değişim farklı
şekillerde olmuştur. Son 20-30 yılda,
Cihangir’de ilk kullanıcılar, ara
dönem, son kullanıcılar çok farklı.
Galata’da da öyle… Müthiş bir el değiştirme oldu. Gayrimüslimlere ait mülkler
Anadolu’dan göç etmiş insanların eline geçti. Sonra tekrar daha yüksek eğitim
seviyesine sahip insanlar oralarda mülk edinmeye başladılar. Değişim var olmaya
devam edecektir.
Ama orada bu süreç tekil ölçekte yaşandı, Tarlabaşı’nda ise yenileme alanı bazında
yaşanacak…
Burada belki daha yoğun bir bölgede olacak ama çatışmalı
bir ortam olacağını düşünmüyorum,
çünkü bölgedeki insanların % 70’i ile anlaştık, onlar da şu anda bu projenin olmasını istiyorlar.
Ortalamada % 65 ile anlaşmış gözüküyoruz. Bu insanlar artık yeni yerlerinde
oturmak istiyorlar. “Tamam kiramızı veriyorsunuz da, iç bahçesi olan, ışıklı,
aydınlık yere ne zaman geleceğim” diyorlar. Artık yenilemenin başlamasını
isteyen kesim alanda çoğunlukta.
Bu
beklentiyi de doğru yönetmek zorundayız. Dolayısıyla bu yıl içinde tam anlamıyla
inşaatlara başlamış olacağız. Yıkımlar, askıya alma, altyapı işlemleri bu yıl içinde başlayacak. 2011
başından itibaren de tam bir şantiye ortamı olacak.
Ne kadar zamanda tamamlamayı planlıyorsunuz
projeyi?
Önce belediye bize yer teslimi yapacak. Arsa olarak teslim
aldığımız andan itibaren öngördüğümüz inşaat süresi ise 2,5 yıl.
Proje sürecine
ilişkin kişisel izleniminizi alabilir miyiz?
Bu işe başladığımız zaman, yani 2007 yılında ihaleyi
aldığımızda, çok farklı sesler çıktı.
En çok söylenen bunun bir ‘yıkım projesi’ olduğuydu. En azından insanlar bunun
belli etik kurallar temelinde yürütülen bir proje olduğunu görmüş oldu. Mimari
proje ayağı çok hassas yürütülüyor. Tek bir binanın rölövesini almak için en az
5-6 kere gidiyorsunuz. Rölöve kontrolü için de Koruma Kurulu raportörleri ile
yine aynı binada bazen 2 gün boyunca çalışıyoruz. Çok hassas bir süreç. Mimari
kısmını yürüttükten sonra, uzlaşma
için 2 yıllık yoğun bir süreç yaşadık.
Her
mal sahibi ile en az 3-4 kez görüştük. Şimdi kurulla birlikte, restitüsyon kararlarına göre, buradaki fiziksel müdahalenin nasıl olacağına karar
vereceğiz. Gördüğünüz gibi sabırla 3-4 yıldır bu işin içindeyiz. En azından
bunun, bugünden yarına hemen yıkıma
başlanacak, hemen rant elde edilecek
bir iş olmadığı ortaya çıktı. Tamamen bilgiye, emeğe ve paylaşıma dayalı bir süreç yaşıyoruz. Bu
süreci sağlıklı bir şekilde yürütüyoruz, yürütmeye de devam edeceğiz.
Yine GAP İnşaat’ın ihalesini üstlendiği ve sizin proje
direktörü olduğunuz Fener-Balat yenileme projesine ilişkin son durumu da
öğrenebilir miyiz?
Orada Tarlabaşı’nda 2 yıl önce başladığımız sürece daha
yeni başlıyoruz. Avan proje onaylandı. Fatih Belediyesi yetkilileri tarafından
uzlaşma görüşmeleri sürdürülecek. Rehabilitasyon projesinin irtibat ofisi
kullanılmaya devam ediliyor. Yaz döneminin sonrasında oradaki hak sahipleriyle
de tek tek görüşmeler yapılacak,
proje anlatılacak, adalar bazında
toplantılar yapılacak. Bu toplantıların bir kısmı yapılmıştı, bunlara devam edilecek.
|