Kötü niyetli tesciller 'güvenli liman' olmaktan çıktı
Daha önceki uygulamalarda, kötü niyetli kişi ya da kişilerin elde ettikleri belge hükümsüz kılınıncaya kadar rakiplerin üretimini durdurup, mallarına el koydurarak mağduriyetine, bazen de felaketine neden olduğuna değinen Dr. Cahit Suluk, bundan sonraki süreç hakkında şu bilgileri verdi:
“Bu şekilde malı toplatılan, kendisine karşı dava açılan ya da markası taklit edilen kişiler, belge sahibine karşı hükümsüzlük davası açıyor; bu davaların sonuçlanması yıllar alıyordu. Açılan hükümsüzlük davaları sonucunda belge hükümsüz kılınıyor; ancak belgesi hükümsüz kılınan kötü niyetli kişiye karşı zararın giderilmesine yönelik açılan tazminat davaları mahkemeler tarafından reddedilmekteydi. Bunun nedeni ise, devlet bir kişiye belge verdiyse, belge iptal edilinceye kadar korumadan yararlanır düşüncesiydi. Özetle, Yargıtay’ın bu tartışmalı içtihadı, tecavüz edenler bakımından 'güvenli bir limana' dönüşmüştü. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, son kararı ile bu durumu değiştirdi".
Tasarım ve faydalı modellerin yüzde 90’ı özgün değil Yerli firmalarca tescillenen tasarım ve faydalı modellerin yüzde 90’lar oranında özgün olmadığına dikkat çeken Suluk, Türk Patent Enstitüsü’nün (TPE) verilerine göre 2012 yılında yaklaşık 2 bin 300 faydalı model tescillendiğini; bunların yaklaşık yüzde 10’unun özgün, geri kalanlarının ise harc-ı alem modeller olduğunu bildirdi. Suluk, yine 2012 yılında yaklaşık 37 bin tasarım tescili yapıldığını ve bunun da yaklaşık yüzde 10’unun özgün olduğunu kaydederek, "37 bin adetlik tasarım tescil sayısı ile Türkiye, ABD’den bile daha fazla tasarım tescili yaptırmış. Bu sayı, Yargıtay’ın sözünü ettiğimiz hatalı içtihadı yüzünden bu kadar kabarık" diye konuştu ve sözlerine şöyle devam etti:
"Yeni içtihat, Türk sınai mülkiyet sisteminin sağlıklı çalışması yönünde önemli bir adım"
"Bugün başkasının markasını taklit etmek isteyen kötü niyetli kişiler de marka tescilleri yaptırıyor. Tescilli marka hükümsüz kılınmadığı sürece kendisinden tazminat istenemiyor. İşte Yargıtay’ın yeni içtihadı bu durumu da değiştirecek ve kötü niyetli belge sahipleri gerçek marka sahiplerine vereceği zararları tazmin etmek zorunda kalacaklar. Bu içtihat dikkatli ve özenli bir şekilde uygulanırsa, Türk sınai mülkiyet sistemi bakımından gerçekten önemli bir açılım. Çünkü yeni içtihatla birlikte başvuru yapanlar daha dikkatli olacaklar. Zira kötü niyetli belgeye dayalı olarak üçüncü kişilere verdikleri zararları tazmin etmek zorunda kalacaklar. Sonuç olarak, yeni içtihatla birlikte daha sağlıklı ve güvenli bir hukuki ortamı oluşacak. Yeni içtihat, Türk sınai mülkiyet sisteminin sağlıklı çalışması yönünde atılmış önemli bir adımdır. Yeter ki, Yargıtay, bu görüşünü sürdürsün”.
|