Türk Patent Enstitüsü (TPE) ve Alman Uluslararası
Hukuki İşbirliği Vakfı'nca ortaklaşa yürütülen 'Sınai Mülkiyet
Haklarının Yürütme ve Uygulanmasının Güçlendirilmesi için Türkiye'nin
Desteklenmesi' konulu Avrupa Birliği Finanslı Eşleştirme
Projesi kapsamında düzenlenen 'Uluslararası Platformda Patent
Koruması' konulu uluslararası konferans, TPE konferans salonunda
başladı. Proje kapsamında bugüne kadar 50 etkinlik gerçekleştirdiklerini
belirten TPE Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, bu etkinlikler
kapsamında sınai mülkiyet davalarında karşılaşılan sorunlar, bilgisayarlı
buluşların patentlenebilirliği, işçi buluşları, taklit ürünlerin zararları,
marka hukukunda iltibas gibi sınai mülkiyet alanında güncel ve tartışmalı
konuların ele alındığını ifade etti. Projenin önemli bir ayağını da patent ve
marka endüstriyel tasarımlarıyla ilgili olarak TPE uzmanlarınca kullanılacak
kılavuzların hazırlanmasının oluşturduğunu anlatan Asan, patent ve tasarım
kılavuzlarının hazırlık çalışmalarının tamamlandığını bildirdi.
Asan, 2010 yılında TPE aleyhine açılan dava
sayısının 2008 yılına göre yüzde 35 oranında azalarak 1000'den 650'ye
gerilediğini belirtirken, TPE lehine sonuçlanan dava sayısının ise yüzde 50
arttığını kaydetti. Asan, Türkiye'den Avrupa'ya ihraç edilen taklit ürünlerde
ise yüzde 50 azalma görüldüğünü belirtti. Bu verilerin Türkiye'de sınai
mülkiyetin korunması ve uygulanması konusunda son derece olumlu ve umut vadeden
gelişmeler yaşandığını ortaya koyduğunu ifade eden Asan, sınai mülkiyet
başvurularının ise her yıl bir önceki yılın üzerine koyarak ilerlediğini
söyledi. Cumhuriyet tarihinde patent ve faydalı model başvurularının ilk kez
2008'de 10 binin üzerine çıktığını hatırlatan Asan, artışların 2010 yılında da
devam ettiğini, yerli patent başvurularının geçen yıl bir önceki yıla oranla
yüzde 26 arttığını kaydetti. Asan, bu yılın ilk iki ayı itibarıyla da yerli
patent başvurularında yüzde 50 artış olduğunu, buna paralel olarak Türkiye
orijinli uluslararası patent başvuru sayılarının da arttığını belirtti.
Dünya Fikri mülkiyet Teşkilatı rakamlarına
göre, geçen yıl Türkiye'den yapılan uluslararası patent başvuru sayısının önceki
yıla göre yüzde 23 aratarak 477'ye yükseldiğini ifade eden Asan, şunları
kaydetti: ''Bu artış oranına bakarak bir kaç
yıl içerisinde uluslararası başvuru sayılarında 1000 sayısına ulaşacağımızı
söyleyebiliriz. Uluslararası başvurularda 1000 sayısının, yerli patent
başvurularında ise 10 bin sayısının aşılması ülkemiz açısından önemli bir eşik
olacaktır. 2010 yılı sonu itibarıyla marka başvurularında 85 binin üzerinde
başvuruyla Avrupa'da en çok başvuru yapan ikinci ülke konumundayız. Türkiye
bugün Markaların Uluslararası tesciline ilişkin Madrid Sisteminin en önemli
kullanıcılarından biri haline gelmiştir. 2010 yılında Madrid Sistemi kanalıyla
Türkiye'ye yapılan marka başvurularında ülkemiz dünyada 9. sırada, Türkiye'den
Madrid sistemi yoluyla yapılan başvurularda ise 12. sırada yer almıştır. Aynı
şekilde 2010 yılı verilerine göre, endüstriyel tasarım başvurularında 30 binin
üzerinde tasarımla Avrupa'da 3. sırada yer alıyoruz.''
Sınai mülkiyet hakları, kalkınma stratejilerinin en temel
unsurlarından biri Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı Müsteşar Vekili Hüsnü Tekin de eşleştirme projesini,
Türkiye sanayi ve ekonomisinin gelişmesinde kilit rol oynayan sınai mülkiyet
hakları alanında atılmış çok önemli ve gerekli bir adım olarak gördüğünü ifade
etti. Bakanlık olarak, sınai mülkiyet sisteminin Türkiye'nin rekabet gücünün
artırılmasında ne kadar önemli bir araç olduğunu bildiklerini, bu nedenle sınai
mülkiyet haklarını kalkınma stratejilerinin en temel unsurlarından biri olarak
belirlediklerini belirten Tekin, ''Bakanlık olarak sürdürülebilir bir sınai ve
ekonomik kalkınmanın, AR-GE ve sınai mülkiyet haklarından geçtiğini biliyoruz''
dedi. İtalya Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı
Patrizia Falcinelli de markaların ve ürünlerin taklitlerinin
artık uluslararası bir olgu haline geldiğini belirterek, bu durumun ekonomi,
kamu güvenliği, sağlık ve rekabet gibi konulara olumsuz etkileri olduğunu
söyledi. Taklit ürünlerin bir çok yasa dışı faaliyetin finansmanında
kullanıldığını anlatan Falcinelli, şirketlerin taklit konusunda
bilinçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Almanya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Hans-Jörg Brunner
ise TPE ile sürekli işbirliği içinde olduklarını ifade etti. Almanya'nın
Avrupa'da patent tescili konusunda birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer
aldığını belirten Brunner, Türkiye'de de yerli patentlerden sonra ikinci sırada
Alman orijinli patentlerin geldiğini söyledi. Brunner, Türkiye'de yatırım yapan
yabancı şirketler de de Alman şirketlerinin ilk sırada yer aldığını kaydetti.
Japonya'nın Türkiye Büyükelçisi Kiyoshi
Araki de konferansta bulunmaktan duyduğunu mutluluğu dile getirerek,
tüm konuşmacılara Japonya'daki felaket nedeniyle bulundukları taziye dilekleri
için teşekkür etti. Türkiye'nin son küresel krizden başarıyla çıktığını ifade
eden Araki, Türkiye'nin GSYİH açısından Türkiye'nin önemli bir noktada
bulunduğunu, genç nüfusa sahip Türkiye'nin gelecek yıllarda da önemli bir büyüme
gerçekleştireceğini söyledi. Japon firmalarının da Türkiye'de yatırım yapmak
isteğinde bulunduğunu anlatan Araki, sempozyumun yabancı yatırımcılarla ilgili
düzenlemelere de ışık tutması temennisinde bulundu.
|