TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda, 'XI. Teknoloji Ödülleri'ne ait bilgiler açıklandı; ar-ge ve inovasyon vurgusu yapıldı. TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, ödüllerin 1997 yılından beri verildiğini hatırlatarak, etkinliğin özel sektör içerisinde giderek artan oranda heyecan verici bir yarış haline geldiğini gördüklerini ve bu ilgiyle gurur duyduklarını söyledi. Firmaların Ar-Ge'ye daha çok yatırım yapmalarının, Türkiye'nin inovasyon kapasitesinin artması için en temel gereklilik olduğuna işaret eden Yılmaz, "20 yıl önce teknolojiye yatırım yapmış şirketlerin, şu anda dünya ekonomisine şekil veren, bütçeleri birçok devlet bütçesini aşan şirketler haline gelmiş olduklarını görüyoruz" dedi.
Yılmaz, Türk şirketlerinin de yoğun rekabet şartlarından sıyrılarak varlıklarını sürdürebilmek ve büyüyebilmek için Ar-Ge ve inovasyonda yetkinleşmeyi önceliklendirmeleri gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Teknolojik araştırma ve geliştirme süreci hiç bitmeyen bir maraton. Bu maratonda ne kadar başarılı olursak olalım, her zaman yolun başında olduğumuzu varsaymak durumundayız. Önümüzde her zaman daha büyük hedefler beklemekte. Bizden çok önce bu yolculuğa çıkmış ülkelere yetişmek ve geçmek için tek yol AR-GE'de, teknolojide, inovasyonda yetkinliğimizi artırmak. Biliyoruz ki ancak teknolojiyi etkin kullanan ve üreten bir ülke olarak rekabet gücümüzü artırabilir ve dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisine girme hedefimizi yakalayabiliriz."
Türkiye'nin küresel rekabetçilik endeksinde 2012-2013 sıralamasında bir önceki yıla göre 16 sıra yükselerek 144 ülke içerisinde 43. sıraya yerleştiğini hatırlatan Yılmaz, bunda kamu ve özel sektörün çabalarının önemli payı olduğunu, endeksin alt bileşenlerine bakıldığında ise inovasyonda halen ortalamanın altında olunduğunu söyledi. Yılmaz, inovasyon kapasitesini belirleyen alt ölçütlerden de söz ederek, şunları anlattı:
"Bilimsel araştırma kurumlarının niteliği, şirketlerin Ar-Ge harcamaları, üniversite-sanayi işbirliği, yetişmiş insan gücü, patentler, fikri mülkiyet hakları... Bu alanlardan her birinde kaydedeceğimiz ilerleme inovasyon kapasitemizi geliştirecektir. Türkiye'de Ar-Ge harcamaları 2011 yılında bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak yaklaşık 12 milyar lira olarak gerçekleşti. Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYİH) oranı yüzde 0,86, ülkemizin 2023 yılı hedefi bu oranı yüzde 3'e çıkarmak. Özel sektörümüzün Ar-Ge Harcamalarının GSYİH'ye oranının ise 2023'te yüzde 2'ye ulaşması arzu ediliyor. Bu hedeflere ulaşmak için, son yıllarda memnuniyet verici şekilde sürekli artan Ar-Ge harcamalarının devam etmesi kadar, rekabet öncesi işbirliklerinin artırılması, teknoloji geliştirme bölgelerinin hem akademiyle hem de firmalar ile işbirliğinin etkinleştirmesi gibi alanlarda gelişme kaydetmemiz de çok önemli".
|