Bu yıl “Az ile Daha Fazla” teması altında gerçekleştirilen kongrede, çeşitli sektörlerden 40’a yakın konuşmacı deneyimlerini katılımcılarla paylaşıyor. Kongre’nin bugün (22 Mart 2013) gerçekleştirilen “Türk İnşaat Sektörünün Geleceği” başlıklı panelinde ise 2014-2018 yılları arası 10. Kalkınma Planı ve inşaat sektörünün geleceği tartışıldı.
PY Consulting International Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Doğançay koordinatörlüğünde gerçekleştirilen panele; Kalkınma Bakanlığı, İnşaat Sektörü Özel İhtisas Komisyonu Koordinatörü Mehmet Uzunkaya, Kalkınma Planı İnşaat Sektörü Özel İhtisas Komisyonu Raportörü Prof. Dr. İrem Dikmen Toker, Tepe İnşaat Genel Müdürü Atiila Kemal Oğuz, SOYAK Holding CEO’su Dr. Emre Çamlıbel ve Yapı-Endüstri Merkezi Bilgi Hizmetleri Grup Yönetmeni Agop Niksarlıoğlu konuşmacı olarak katıldı.
Panelin ilk konuşmacısı olarak söz alan Mehmet Uzunkaya, 10. Kalkınma Planı hazırlık aşamasını katılımcılarla paylaştı. Plan sürecinde özel ihtisas komisyonları kurulduğunu aktaran Uzunkaya, hedef ve stratejilerin bu yönde geliştirildiği ifade etti. Plan ön raporu hazırlık aşamasında 2 adet toplantı gerçekleştirildiği söyleyen Uzunkaya; kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve uluslararası kalkınma kuruluşlarından gelen temsilcilerle bu toplantıların gerçekleştirildiğini kaydetti. Uzunkaya, devam eden plan sürecinin www.onuncuplan.gov.tr adresinden paylaşıldığını belirterek konuşmasını noktaladı.
Mehmet Uzunkaya’nın ardından söz alan Prof. Dr. İrem Dikmen Toker, 10. Kalkınma Planı ön raporundan dikkat çekici kısımları katılımcılarla paylaştı. Plan raporunda sürdürülebilirlik, inovasyon ve Ar-Ge ile kentsel dönüşüm olmak üzere üç ana kavramın öne çıktığını belirten Toker, kentsel dönüşümün doğru yönetildiği takdirde büyük bir fırsat olduğunu vurguladı. İnşaat sektörüne yönelik bazı yasal düzenlemelerin geciktiğini söyleyen Toker, sektörün bütüncül bir şekilde yönetilmediğine dikkat çekti. Yalnızca yapıya değil “yapılı çevre”ye odaklanmak gerektiğini dile getiren Toker, tüm değerlendirmelerin yapılmasında teknik müşavirlik sektörünün çok önemli olduğunu belirtti. Toker, yapılı çevre bilincinin oturması için bu amaçla kurulacak platformlara ihtiyaç duyulduğunu anlatarak sunuşunu tamamladı.
Panelin bir sonraki konuşmacısı Atiila Kemal Oğuz, inşaat sektörünün örgütlü bir sektör olduğunu belirterek sunuşuna başladı. Türkiye inşaat firmaları ve Güney Kore inşaat firmalarını karşılaştıran Oğuz, Türkiye’de önde gelen inşaat şirketlerinin cirosunun Güney Kore’deki inşaat şirketlerinin inşaat cirosunun yüzde 25’ine tekabül ettiğini ve Güney Kore’de yürütülen projelerin teknoloji ve bilgi sistemlerini oldukça iyi kullandığını dile getirdi. Türk inşaat firmaların yurtdışında girişimci olduğunu belirten Oğuz, nitelikli iş ve maksimum kar için stratejilere ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Atiila Kemal Oğuz’dan sonra söz alan Emre Çamlıbel konuşmasında, 10. Kalkınma Planı’nda önemli buldukları noktalara ve önerilere değindi. Yapılı çevre kavramının geliştirilmesinin önemli olduğunu söyleyen Çamlıbel, yalnızca yapım sürecinin değil kullanım ve dönüşüm süreçlerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. Müteahhit, geliştirici ve yatırımcı gibi kavramların raporda ayrıştırılması gerektiğini vurgulayan Çamlıbel, “müteahhitlik” kavramının kötü bir imajı olduğunu ve bu imajın düzeltilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.
Panelde son olarak söz alan Agop Niksarlıoğlu, Türk Yapı Sektörü Raporu 2012’nin kapsamına değinerek sunuşuna başladı. Her yıl düzenli olarak çıkarılan Türk Yapı Sektörü Raporu’nda inşaat sektörünün durumunun değerlendirildiğini belirten Niksarlıoğlu, böylelikle sektörün geleceğine yönelik göstergelerin de açığa çıktığını vurguladı. İnşaat sektöründe 2012 yılında bir duraksama yaşadığını anlatan Niksarlıoğlu, yasal belirsizliklerin bu duraksamada etkisi olduğunu söyledi. Afet Yasası, konut KDV’lerinin değişimi, 2B arazileri ve Mütekabiliyet Yasası’nın meclisten geçtiği tarihlere dikkat çeken Niksarlıoğlu, yasal belirsizliklerin olduğu bir dönemde yatırımlarda azalma yaşanmasının olağan bir durum olduğunu ifade etti.
|