Türkiye İlerleme Kaydetti...
Van 3.9 ile Sallandı!
Her 100 Kişinin 70’i Depreme Hazırlıksız
"Bu Çalışma Bir Başlangıç,...
Meslek Odaları Van Depreminin...
Bir Yanda Afet Yasası, Bir...
Van Kırsalı için Kapsamlı...
THBB'nin Van'da KGS Çağrısına...
Avrupa Hazır Beton Birliği...
Van'da Yine Deprem, Yine Can Kaybı
''Alınan Vergiler, Sağlığımıza,...
"İstanbul'da Sonuç Alınamamasının...
Van Depreminde Hayatını Kaybedenlerin...
Van'da Tablo Netleşiyor
Van Depremi: 217 Ölü, 1090 Yaralı
Van Depremi Sonrası İnşaatta Kalite ve Yapı Güvenliği Tartışılıyor
Van'da meydana gelen deprem, on yıllardır gündemdeki önemini koruyan ve her fırsatta dile getirilen 'inşaatta kalite' ve 'yapı güvenliği' olgularını da yeniden tartışmaya açtı. Van'da yapısal anlamda alınması gereken önlemlere de dikkat çekilen açıklamalarda, depremsel risk taşıyan yapı stoğunun iyileştirilmesi için hiçbir adım atılmadığı
EM>Foto: Levent Harman (AA) Nazmi Durbakayım: Japonya'da 7.6 şiddetinde
bir depremde hiçbir hasar meydana gelmezken, Türkiye'de büyük çaplı hasarların
oluşması insanlık suçu İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, Van'daki depremle ilgili olarak, ''Öldüren, risk yaratan binaların derhal boşaltılıp yıkılması, buradaki insanların da daha güvenli binalara taşınması gerek. Yazlık bölgelerde binlerce boş ev var'' dedi. Durbakayım, Japonya'da 7.6 şiddetinde bir deprem olduğunda hiçbir hasar meydana gelmezken, Türkiye'de büyük çaplı hasarların oluşmasının insanlık suçu olduğunu söyledi. Artık bir yerde çizgi çekip bunu kapatmak gerektiğine işaret eden Durbakayım, ''Hele hele kamuda bu tarzda binaların olması çok büyük ayıbımız. Devlet eliyle buna son verilmesi lazım. Teknolojik imkanlar emrimizde'' dedi. Durbakayım, deprem riski olan binaların derhal boşaltılması gerektiğini ifade ederek, ''Halen, 'yapılan binalar fazla mı?, stok mu oluşuyor?' diye spekülasyonlar yapılıyor. Depremden sonra gerek TOKİ'nin katkılarıyla gerek özel sektörün katkılarıyla yapılan binalarda bu riskler artık yok'' diye konuştu. 7.2 büyüklüğündeki depremi İstanbul'da düşünemediğini de dile getiren Durbakayım, Van'da nüfusun seyrek olması ve ulaşım imkanlarının bulunması nedeniyle, can kaybının fazla olmadığını, ancak İstanbul'da benzer bir depremin olması durumunda çok fazla can kaybı meydana geleceğini vurguladı. İstanbul'da bugün kat mülkiyetinden dolayı yenilenemeyen binlerce bina bulunduğuna işaret eden Durbakayım, şunları kaydetti: ''Bu depremden ders çıkarmamız lazım. Bunu milli politika olarak kabul edip seferberlik ilan etmeliyiz. Yapacağımız şey; deprem riski taşıyan binaları derhal boşaltmamız ve bunları yıkmamız lazım. Bunların yenilenmesi için kat mülkiyeti kanunundan yararlanıp, ayak direyen, farkı şeyler isteyenler var, bunun önüne geçilmesi lazım. Bu binaların özel sektör tarafından yenilenmesi mümkün. Yenilendiğinde, devlete bir yük olmadan, vatandaşların da cebinden para çıkmadan bu dönüşümler yapılabilir. Ekonomik değeri fazla olmayan bölgelerde de milli bir politika şeklinde belli bir fon ayırıp, vatandaşın da elini taşın altına koyması suretiyle, bu binalar yıkılıp tekrar yapılabilir. Belki TOKİ gibi bir kuruluş daha oluşturulabilir ve bu şekilde süratle bu riskler ortadan kaldırılabilir. Önümüzdeki 5 seneyi hedef koyarsak, Türkiye'deki bu kötü yapı stokunun yüzde 80'ini kaldırmak mümkün olabilir. Devlet ile vatandaş el ele bir kampanya açmamız lazım.'' ''Kat mülkiyeti kanunu değiştirilmeli'' Dernek olarak üyeleri şu andaki yaraları sarmak için yardıma davet ettiklerini söyleyen Durbakayım, öteki taraftan da bu risklerin ortadan kalkması için önerilerini ilgili bakanlığa ulaştıracaklarını, bugün itibariyle bir sayfa açtıklarını belirtti. Nazmi Durbakayım, ''Öldüren, risk yaratan binaların derhal boşaltılıp yıkılması, buradaki insanların da daha güvenli binalara taşınması gerek. Yazlık bölgelerde binlerce boş ev var. Belki çok riskli olan bölgelerdeki insanlar geçici olarak buralarda ikame edebilir ve süratle deprem evleri yapılabilir. TOKİ acil ihtiyacın yüzde 20'sini karşılayabiliyor. Bunu daha büyük boyuta geçirebilmek için belki TOKİ gibi ikinci bir kuruluş oluşturulabilir ve bu şekilde süratle bu riskler ortadan kaldırılabilir'' diye konuştu. Büyük şehirlerde mevcut binaların dönüştürülmesi gerektiğini ifade eden Durbakayım, ''Deprem riski taşıyan binlerce bina var. Ama buradaki maliklerinin hepsinin katılımı ile bu olabiliyor. Bir-iki kişinin 'hayır' demesi ile bina yenilenemiyor. Buna bir çözüm gelmesi lazım. Devlet anayasa hükmünde çıkartacağı bir kanunla mevcut kat mülkiyeti kanunundan vatandaşın kötü niyetle yararlanmasının önüne geçilmeli. Belli bir yüzdenin oyu ile bina yıkılıp yerine yenisi yapılmalı ve azınlık bunun önüne geçememeli'' şeklinde konuştu. Foto: Levent Harman (AA) Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB): Van'daki hazır beton firmalarının kalite belgesi yok Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Başkanı Ayhan Güleryüz, Van'da 7 tane, Erciş'te 3 tane hazır beton firması bulunduğunu ve bunların hiç birinin Kalite Güvence Sistemi (KGS) belgesi olmadığını belirterek, ''Bunlar birliğimize üye değil. Bu firmalar birliğimize üye olsaydı, biz bunları denetleyebilirdik'' dedi. Yıkılan binalara baktıklarında 8-9 katlı binanın üst üste geldiğini ifade eden Güleryüz, ''Depremin olduğu yer birinci derece deprem bölgesi, ancak Van ikinci derece deprem bölgesi. Fakat bakıyorsunuz Van'da da binalar yıkılmış'' dedi. Binalarda santimetrekarede 300 kilo yük taşıyabilen C30 sınıfı beton kullanılması gerektiğini dile getiren Güleryüz, ''Türkiye Hazır Beton Birliği olarak İstanbul'da 1988'den önce yapılan binaların kalitelerini kontrol ettirdik. Aldığımız numunelerde maalesef bu binaların çoğunun beton kalitesinin ortalama C9 olduğunu gördük. Bu binalar bırakın depremi, zamanla kendi kendine de yıkılacaktır'' diye konuştu. Ayhan Güleryüz, 7.2 şiddetindeki depremin İstanbul'da olması durumunda can kaybının çok daha fazla olacağını ifade etti. Türkiye Hazır Beton Birliği olarak binalarda kullanılan tüm malzemelerin denetlenmesini istediklerini dile getiren Güleryüz, ''Biz kendimize üye olan hazır betoncuları denetliyoruz. Fakat Van'da 7 tane, Erciş'te 3 tane beton firması var ve bunların hiçbirisinin KGS belgesi yok. Bu firmalar birliğimize üye değil. Birliğimize üye olsaydı biz bunları denetleyebilirdik'' dedi. 1999 depreminden sonra yapılan markalı projelerde ve yapı denetiminin yüksek olduğu projelerde, yeni yapılan binaların can simidi vazifesini gördüğünü ve güvenli olduğunu vurgulayan Güleryüz, bunların çoğunun C30, C40, hatta C50 sınıfında beton kullandığını belirterek, 1988 öncesi yapılan eski binaların yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması gerektiğini kaydetti. Güleryüz, ''Hazır beton firmalarını muhakkak bize üye olmaya davet ediyoruz ve onların kalitelerini denetlemek istiyoruz. O bölgedeki mikser operatörü, pompa operatörü, beton santralcileri ve laborantları, Birliğimizde ücretsiz olarak eğitebiliriz'' dedi. |