"Umarım İlerde Yeniden Bir Dönüşüme İhtiyaç Duymayız"

YEM Organizasyon Grup Yönetmeni, Mimar Banu Uçak’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturuma;  Çuhadaroğlu Pazarlama Müdürü Halit Güral, Optimum Proje&Danışmanlık Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Burak Özsaraç, Kale Kilit Dış Ticaret Satış, Pazarlama Müdürü Semih Teker konuşmacı olarak katıldı.

“Kendimiz için yapmalıyız”

Halit Güral, konut yapımında mimarlığa paralel mühendislik çözümlemelerine de ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek, klişelerden ayrılarak müşterinin kendi ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretmenin sektörü zorladığını kaydetti. “Sadece yasal yönetmelikler, sertifika almak ya da Avrupa Birliği’ne girmek için değil de, kendi ihtiyaçlarımız için çözüm üretmeliyiz. Kendimiz için yapmalıyız” diyen Güral, önemli olanın uygun fiyatlarla ve kullanıcıya konfor sağlayacak çözümler üretmek olduğunu yineledi. 

“Günışığını evlere taşıyan etkin ve yaratıcı çözümler az”

Binalarda ısı yalıtımının önemine dikkat çeken Güral, günışığını evlere taşıyan etkin ve yaratıcı çözümlerin çok az olduğunu belirtti. Güral, günışığının mekanlara getirdiği yüksek ısının geleneksel mimaride çözüldüğünü ifade ederek, cephe mühendisliğinde gerçekçi tasarımların cepheye yansıtılması gerektiğini belirtti.

“Yangın güvenliği düzenlemelerinde denetim eksikliği var”

Konutta yangın güvenliği ile ilgili düzenlemelerin yapıldığını söyleyen Güral, yangın düzenlemelerinde denetimin eksikliğini dile getirdi. Güral, “Kasaba büyüklüğünde bloklar yapıyoruz. Yangın halinde yapının buna nasıl tavır alacağını, o kadar insanın nasıl tahliye edileceğini düşünmüyoruz, tartışmıyoruz” dedi.

“Güvenlik sistemleri yapılara katma değer ve prestij sağlar”

Semih Teker, konut sektörünün dönüşümünde güvenlik algısındaki değişimleri değerlendirerek, insanların artık daha güvenli ve modern yerlerde yaşamak istediklerini belirtti. Teker, geleneksel yapılarda güvenliğin mekanik güvenlik sistemleri ile sağlandığını ifade ederek, modern konutlarda bunun elektronik ve fiziksel güvenlik sistemlerine dönüştüğünü vurguladı. Teker, İnsanların güvenliklerini sağlayacak elektronik sistemlerin uzaktan erişilebilir ve kontrol edilebilir olmasının önemine değinerek, “insanlar artık güvenlik sistemlerini kendileri yönetmek, kontrol etmek ve yetkilendirmek istiyorlar. Bütün bunların raporlarını da ellerine almak istiyorlar” dedi. Teker, yeni konut tasarımlarının bütün bu güvenlik sistemi altyapısı ile de düşünülerek yapılması gerektiğini belirterek, güvenliğin yapılara yüksek katma değer ve prestij sağladığını kaydetti.

“Entegre proje yönetiminin önemi”

Mahmut Burak Özsaraç, yaptığı konuşmada konut üretim sürecinde entegre proje yönetiminin önemine değindi. Özsaraç, Türkiye’de yapı sektöründe üretilen projelerin çoğunun bütüncül bir bakış açısından uzak olduğunu ifade ederek, ancak komplex yapılarda bunun dikkate alındığını vurguladı. Özsaraç, Türkiye’de yapılan yapıların yüzde 88’inin orta ve küçük ölçekli firmalar tarafında yapıldığını kaydederek, bu yapılarda kalite ve müşteri taleplerinin ne ölçüde karşılanabildiğinin denetlenmesi gerektiğini söyledi.

“Kentsel dönüşüm proje yönetimi açısından bir fırsat”

Kentsel dönüşümün proje yönetimi açısından iyi bir fırsat olduğunu belirten Özsaraç, bunun yavaş ilerleyen bir süreç olduğuna dikkatleri çekti. 15 yılda 15 milyon konutun yapılacağını belirten Özsaraç, Türkiye’nin yüzde 88’ini inşa eden orta ve küçük ölçekli firmaların geleneksel metodlarla yollarına devam edeceğini vurguladı. Özsaraç, “Umarım 20 yıl sonra yeniden bir kentsel dönüşüme ihtiyaç duymayız” dedi.

“Olmayan para ile iş yapmaya çalışıyoruz”

Konuşmacılar, konut sektöründe yaşadıkları sorunları anlatarak, oturuma devam edildi. Güral, sektörde yaşadığı sorunları şöyle özetledi: “Biz olmayan para ile iş yapmaya çalışıyoruz. Kaynak sorunumuz var. Kaynak sıkıntısı, yaptığımız yapıların niteliğini de etkiliyor. Kendimizi yenileyecek, güncelleyecek olan herşeyi yurtdışında bulabiliyoruz”

Semih Teker, “Bilişim sektörüne verdiğimiz önemi kendi güvenliğimiz için vermiyoruz”  diyerek, yapılarda güvenliğin ve kontrolün önemli olması gerektiğini söyledi.

Mahmut Burak Özsaraç ise, en büyük sorunun Türkiye’de her şeyin tek elden yönetilmesi olduğunu, konut üretim sürecinde de buna benzer bir durumun yaşandığını ifade etti. Geleneksel konut üretim yöntemleri ile maliyetin aşağıya çekilmeye çalışıldığını belirten Özsaraç, bunun akılcı çözümler getirmediğine vurgu yaptı.