Foto: Berk Özkan (AA)
Enerji kaynakları hakkında değerlendirmelerde bulunarak, enerji kaynaklarında çok köklü değişimlerin gereğine dikkati çeken Bilgi Üniversitesi Kurucular Kurulu Onursal Başkanı Latif Mutlu, rüzgar ve jeotermal enerjilerin insanların ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini anlattı. Yeni bir kaynağın bulunması gerektiğini ve kendisinin uzun zamandır bu konuyla ilgilendiğini belirten Mutlu, şöyle konuştu:
"Yeni bir şeyin bulunması gerek. 60 yıldır bunun üzerine çalışıyorum. Fizikte 4 kuvvet var. Bunlar güçlü kuvvet, zayıf kuvvet, elektromanyetizma kuvveti ve yerçekimi kuvvetidir. Güneşi, ayı yerinde tutan şey nasıl bu kadar zayıf olabilir? Mutlaka bunun bir etkisi vardır derken bir de baktık ki bütün dünyayı harekete getiren, enerjiyi doğuran yerçekimi. Newton sadece katı maddelerin hareketlerini incelemiştir. Ancak bu dünyada sıvı maddeler de var. Etrafımızdaki akışkan maddeler sürekli hareket halinde; su, rüzgar gibi. Peki bunları hareket ettiren nedir? Bir çok fizik hocası, bunları hareket ettirenin güneş olduğunu söylüyor. Güneş bunu nasıl yapar? Güneş ışınları elektronik bir dalgadır. Çok sıkı olursa ısı olur, seyrek olursa radyo dalgası oluyor. Yani radyo dalgası bir kağıdı kaldırabilir mi, rüzgar oluşturabilir mi? Oluşturmaz. Bunlar yanlış bence. Peki ne yapabilir? Araştırmalarım sonucunda bunu yerçekiminin yaptığını buldum. Bir teorem geliştirdim, yerçekimi alanındaki akışkan maddeler, yoğunluklarına göre diziliyor".
Mutlu, yer çekiminden enerji üretme çalışmalarıyla ilgili kendisinin bazı çalışmalarının bulunduğunu belirterek, bu konuda bir projesinin de olduğunu ve bununla ilgili bir çok akademisyene ulaştığını ancak projenin yanlışları ya da olumlu tarafları konusunda herhangi bir geri dönüş alamadığını kaydetti.
İstanbul Boğazı'na türbin
İstanbul Boğazı'nda yılda 150 kilometreküp suyun Akdeniz'den Karadeniz'e geçtiğini belirterek, buraya bir türbin kurulabileceğini anlatan Mutlu, bunun patentini aldığını, Türk Patent Enstitüsü'nün söz konusu patenti Avrupa'ya yolladığını ve yararlı patent olarak da onaylandığını dile getirdi.
Mutlu, şöyle devam etti:
"Fizik hocalarına göre su buharını güneş yükseltir. Güneş bir kağıdı, bir yaprağı bile kıpırdatamaz. Su denizde buharlaşırken etraftan ısı çekiyor. Yapılan hesaplara göre 1 gram su 540 kalori çekiyor ve buhar haline geçiyor. Buhar haline geçince yoğunluğu azalıyor. Yerçekiminin de etkisiyle yoğunluğu azalan su buharı yükseliyor. Su buharının molekül yoğunluğu 18 kalori, bu nedenle su buharını yer çekimi yükseltiyor. Eşit düzey bulutlara kadar yani yaklaşık 3 kilometre kadar. Orada denizden aldığı 540 kaloriyi yukarıya bırakıyor. Neden bırakıyor? Yukarıda lazım olduğu için. Güneşten gelen ışınların yüzde 20'si bulutlardan içeri girebiliyor, gerisi yansıyor. Doğa bunu denizlerden, yerden alıyor ve buna da gizli enerji deniliyor".
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) bir raporuna göre İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki elektrik üretiminin Türkiye'nin kurulu gücünden daha fazla olacağını aktaran Mutlu, boğazlarda kurulacak her bir türbinin maliyetinin ise 10 milyon lira civarında olacağını ifade etti.
Denizlerdeki akıntıların 1600'lü yıllardan bu yana yabancılar tarafından bilindiğini, Türkiye'nin ancak 1950 yılında bu konuyla ilgili bir heyet göndererek araştırma yaptığını ve akıntıları keşfettiğini kaydeden Mutlu, suyun olmadığı yerler içinse doğadaki yağmur olayının benzerinin yapılabileceği sistem geliştirdiklerini söyledi. Bir düzenek kurarak deney de yapacakları bilgisini paylaşan Mutlu, 500 vat'lık elektrik enerjisi üretmeyi planladıklarını ifade ederek, "Elektriği üretmemiz halinde bütün dünyaya ilan edeceğiz. Bütün dünyaya 'Biz enerji devrimi yapıyoruz, görmek isteyen varsa gelsin, baksın' diyeceğiz. Dünya liderlerine konuyla ilgili yazı yazacağız" dedi.
ABD'de dünya meteoroloji uzmanlarının yayınladığı bir rapora göre, dünyanın dışarıdan aldığı her 100 birim enerjiden daha fazlasını dışarıya verdiğini belirten Mutlu, "Bu da içerideki yer çekimi kuvvetinden, oluşturduğu enerjiden kaynaklanıyor. Buradan hareketle evrenin enerjisi sabit değil sürekli artıyor. Yani enerjinin korunumu kanunu yanlış" diye konuştu.
Albert Einstein'in fiziğin en temel kanunun Entropi ve enerjinin korunumu kanunu olduğunu ve bu iki kanun yıkılırsa fiziğin yeniden yazılması gerektiğini söylediğini anlatan Latif Mutlu, bu nedenle kimsenin bu konulara girmediğini ileri sürdü.
|