Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Nükleer Rönesans Bitti, Şimdi Güneş Rönesansı!

Fukuşima’dan sızıntılar hâlâ devam ediyor. Türkiye ise dünyadaki yeni güvenlik önlemleriyle ilgilenmiyor bile. Nükleer enerji uzmanı Özgür Gürbüz’e göre, nükleerin yerini güneş alıyor.

yapi.com.tr
Nükleer Rönesans Bitti, Şimdi Güneş Rönesansı!

Japonya’da 2011 yılında gerçekleşen tsunaminin etkisiyle Fukuşima Nükleer Santrali’nde tarihin en büyük nükleer felaketlerinden biri yaşandı. Aradan geçen iki buçuk yılda santraldeki sızıntı kontrol altına alınamadı. Son gelen haberler ise felaketin tahmin edilenden çok daha büyük olduğunu gösteriyor. Taraf'ın haberine göre, Fukuşima’daki durumu, yarattığı tehdidi ve Türkiye’nin nükleer planlarını Nükleer Karşıtı Platform Yönetim Kurulu Üyesi, gazeteci-aktivist Özgür Gürbüz anlattı:

Sızıntı devam ediyor

Fukuşima’daki felaket konusunda, uzmanların bile kafası karışık. Sürekli yeni bilgiler ortaya çıkıyor, saklanan bilgiler... Aylardır süren sızıntı, sadece bir buçuk ay önce duyuruldu. Günde 300-400 ton radyoaktif suyun okyanusa ve toprağa karıştığı haberleri bildiriliyor.

Nükleer rönesans bitti

2004-2005’te “Nükleer Rönesans”tan bahsediliyordu, Çernobil unutulmuştu, küresel ısınmaya tek çarenin nükleer enerji olduğu fikri pazarlanıyordu. Sektör, düşük maliyetli, hızla inşa edilebilen yeni nesil reaktörlerle pazar payını arttırmak istiyordu. Ancak öyle olmadı.

Finlandiya’daki nükleer santralin 3 milyar Euro’ya mâl olacağı söylenmişti, ancak şimdiden 7-8 milyar Euro’yu buldu, inşaat da bitmedi. 2009’da teslim edilecekti, hâlâ teslim edilmedi. Bu projeyi yürüten Fransız Areva firmasının, Sinop’ta planlanan nükleer santralin reaktörünü de tedarik edeceğini hatırlatalım. Bütün bunların üzerine Fukuşima felaketi geldi, “Nükleer Rönesans” bitti.

Sihirli değnek yok

Fukuşima bize gösterdi ki, teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, devletlerin elinde nükleer kazalara karşı sihirli değnek yok. Japonya gibi güvenlik kültürü en gelişmiş ülkelerden birinde gerçekleşen bu kaza, tecrübesizlik, denetimsizlik gibi savunmaların geçerli olmadığını gösterdi.

Toprağa karıştıysa...

Fukuşima’daki ilk nükleer atıklar rüzgârın etkisiyle karaya değil okyanusa karıştı. Ancak son haberler sızıntının toprağa da karıştığı yönünde. Eğer toprağa ve yeraltı sularına karışırsa ne olacağını düşünmek korkutucu. Okyanusun bir bölümünü öldürmüş olan bu kaza, kara yaşamı için de felaket olabilir. Şu an 240 kilometre uzaktaki Tokyo’da bile sürekli nükleer seviye ölçümleri yapılıyor. Devlet bu kadar korkmuş durumda.

Kaza ilk gerçekleştiğinde tehlike seviyesi 7’ydi. Bu Çernobil ile aynı, maksimum seviye. Son gelişmelerden sonra ise seviye yeniden 3’e çıktı. Bu da 3 seviyesinde yeni bir nükleer felaket gerçekleşmiş olmasıyla eş anlamlı.

240 bin yıl sürebilir

Durumun ne zaman normale döneceğini kestirmek güç. Sızan nükleer izotoplara göre bu süreç 30 yıldan 240 bin yıla kadar değişebilir. Örneğin suya karışan Sezyum 137 izotopunun yarı ömrü 30 yıl ve yok olması için 10 yarı ömür gerektiğini düşünürseniz 300 yıldan bahsediyoruz. Plütonyum 239 izotopunun ise sızıp sızmadığı bilinmiyor. Onun yok olması için gereken süre 240 bin yıl.

Şimdi güneş rönesansı

Fukuşima öncesi Japonya’da 54 reaktör vardı. Şu an sadece ikisinin çalışmasına izin veriliyor, ki biri de bakımda. Yani hâlihazırda çalışan reaktör sayısı sadece bir. Dünyanın en çok nükleer reaktöre sahip üç ülkesinden birinde son durum bu.

Devletler nükleer hayalinden uzaklaşmaya başladı. Güneş enerjisine yatırımlar artıyor. Almanya, üç yılda yıllık güneş enerjisi kapasitesini 21 bin MW arttırdı. Bu, ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 5’i artık güneşten karşılanıyor. Almanya’da toplamda 31 bin MW’lık güneş enerjisi santrali var. Türkiye’nin güneş enerjisi kurulu gücü ise 9 MW. Kaldı ki, Türkiye Almanya’nın iki katından fazla güneş alıyor. Almanya’nın en güneşli yeri bile, bizim en az güneş alan Karadeniz Bölgesi’ne eş. Japonya bir yılda 20 bin MW’lık güneş enerjisi santrali lisansı verdi. Çin, İtalya, ABD ve İspanya’da da güneş yatırımları dikkat çekiyor. Şimdi “güneş rönesansı” dönemi başladı.

Türkiye tehdidin farkında değil

Sinop'ta ve Akkuyu’da kullanılacak reaktör tipleri test edilmiş değil. Son olaylardan sonra nükleer santrallere dair dünyada birçok yeni güvenlik testi yapıldı. Bizde ise hükümet inşa edilecek santrallerin güvenliği konusunda fazla iyimser, yeni gelişmeleri gözden geçirmediler bile. Tayyip Erdoğan “Nükleer riskliyse tüpgaz da riskli” deyip nükleer enerjiyle tüpgazı anlaşılması güç bir biçimde eş tuttu. Ancak ben şu noktadan sonra Türkiye’de nükleer santral inşa edileceğini sanmıyorum.

http://www.yapi.com.tr/haberler/nukleer-ronesans-bitti-simdi-gunes-ronesansi_112051.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!