Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Köprüler ve İstanbul'un Rengi

Sınırlı sorun analizinin yapılabildiği bu yazı, kentin Boğaz geçişlerine yönelik yeni bir karayolu köprüsü yapılmaksızın önerilebilecek çözüm yaklaşımlarını bir başka yazıya bırakıyor ve ekliyor: Referandumda hangi rengi tercih edersiniz bilmem ama 3. köprü yapılırsa İstanbul’un renginin ne olacağı belli: Asfalt karası ile beton grisi arası…

BirGün Gazetesi
Köprüler ve İstanbul'un Rengi

Doğayla iç içe yaşayan insanların yollarına çıkan akarsuları aşmak için devirdikleri ağaç dallarıyla kurulan geçitler, köprülerin tarihteki ilk örneklerini verir birkaç bin yıl önce… Suların ayırdığı yakaları, dik yamaçları ve derin vadileri geçmemizi sağlayan temel ulaşım çözümleri olan köprüler, tarih boyunca insanoğlunun yaşam alanları ve yaşayış biçimlerindeki değişimlere de ayak uydurmuştur. Bu süreçte farklılaşan yapısal özellikler, işçilik, mühendislik çözümleri ve teknolojik ilerlemelere rağmen değişmeyen tek şey köprülerin yapılış amacı olmuştur: Salt insanların ve insana dair hizmetlerin erişimini sağlamak.

Tıpkı Mezopotamya’dan Anadolu içlerine ilerleyen İpek Yolu’nun ticareti kolaylaştıran taş kemerli köprülerinde, Karadeniz’deki engebeli köy yollarını derelerin üzerinden geçiren asma köprülerde, Doğu Anadolu’nun derin vadilerindeki nehir yataklarını aşan demiryolu köprülerinde ve eski ile yeni kent dokularını birbirinden ayıran ırmakların üzerinde kurulan betonarme köprülerde olduğu gibi…

Köprüler, okuluna varmak isteyen çocuklar dereyi aşıyorsa; ürünü ve geliri adil paylaşılan bir ticareti kolaylaştırıyorsa; köylüye şehre giden yolu kısaltıyorsa; kısacası insanların doğayla iç içe, daha ekonomik ve sosyal erişimini sağlayabiliyorsa amacına ulaşmış ve savunulabilirdir.

Gelin görün ki, İstanbul gibi içinden deniz geçen bir kentin iki yakasını birleştiren ve neredeyse her 10 yılda bir yenisinin yapılmak istendiği köprüler, ne diğerleri kadar masum ne de savunulabilirdir. Sürekli artan nüfusu ve yapılaşma baskısıyla ekolojik/doğal değerlerini kaybetme riski taşıyan bu hassas coğrafyada şimdi de 3. Boğaz Köprüsü yapılmak istenmekte. Selefinde olduğu gibi yanlış zamanda, yanlış yerde ve yanlış bir biçimde…

İlk iki köprüden sonra…

İlki 1973’te, ikincisi de 1988’de faaliyete geçen boğaz köprüleri, yaka geçişlerinin kentin arazi kullanımı, doğal dengesi, ulaşım yapısı ve ulaşım tercihleri ile kent gelişimi üzerindeki büyük ve geri dönülemez etkilerini açıkça ortaya koymaktadır:

» Kentin mekânsal gelişimi 1973 yılında Boğaz’a birinci köprünün (Boğaziçi Köprüsü) ve çevre yollarının yapılması ile köklü bir değişime girmiş ve kent; gerek nüfus, gerekse arazi kullanım yapısı bakımından yoğunlaşarak daha kuzeye yönelmiştir. Kentin transit taşımacılık işlevini güçlendiren Boğaziçi Köprüsü ve çevre yolları, hızlı büyüme sonucunda kısa sürede kent içi ulaşım ağının omurgası haline gelmiştir.

» Boğaziçi Köprüsü’nün yapılmasından sonra 1973’ten 1974’e, boğazı geçen taşıt sayısı % 200 artarken taşınan yolcu sayısındaki artış sadece %4 kadar olmuş ve köprünün asıl etkisinin insan değil araç taşımaya dönük olduğu anlaşılmıştır.

» Boğaziçi Köprüsü’nün yapımıyla birlikte özel otomobil sahipliliğinin 1970-1990 yılları arasındaki artışı %  230’a ulaşmıştır. 1988’da transit trafiğin kentin daha kuzeyine taşınması amacıyla yapılan 2. boğaz köprüsü (Fatih Sultan Mehmet)  ve TEM (Trans-European Motorway) bağlantı yollarıysa kentin kuzeyindeki içme suyu kaynakları, orman alanları, su havzaları, kırsal yerleşimler ve tarım alanları üzerindeki yapılaşma baskılarını arttırması yanı sıra özellikle yasal sorunlarla şekillenen yeni yerleşim alanlarının gelişmesinde en önemli itici güç olmuştur

» 2. Köprü ve TEM bağlantılı yollarının faaliyete geçişini takip eden 10 yılın sonunda, TEM boyunca uzanan ve köprü bağlantılarıyla beslenen ilçelerden Gaziosmanpaşa’nın nüfusu 360 bin, Ümraniye’nin nüfusuysa 305 bin kadar artmıştır. 1989’da Ümraniye’ye bağlı bir yerleşim olan Çekmeköy’ün nüfusu aynı dönemde 13.500’den 37.500’e, Kartal’a bağlı bir belde olan Sultanbeyli’nin nüfusu 82.000’den 175.000’e ve Gaziosmanpaşa’ya bağlı bir yerleşim olan Arnavutköy’ün nüfusu ise 21.000’den 37.500’e yükselmiştir. Beykoz, Sarıyer ve Eyüp ise nüfusu önemli oranda (45-70 bin arasında) artan ilçeler olarak öne çıkmışlardır.

» 2. Boğaz Köprüsü yapıldıktan sonra boğazdan geçen taşıt sayısı % 1.180 artarken, yolcu sayısındaki artış sadece % 170 olmuştur. İlk köprüde de benzer bir tablonun yaşanmış olması, ne kadar köprü yapılırsa yapılsın artan değerin, köprüden geçen insanların değil araçların sayısı olduğunu tekrar göstermiştir.

» 1987-2006 yılları arasında, araçlarla yapılan yolculuklarda özel otomobiller ve servis araçlarının paylarındaki artışa rağmen; otobüs ve deniz ulaşımı kullanımındaki düşüşler ve raylı sistemlerin payındaki % 1’in bile altındaki artış, 2. köprünün kent içi trafiğine olan temel etkilerinin “özel araç sahipliğini arttırmak” ve “boğaz geçişlerinde toplu ulaşımın önemini azaltmak” şeklinde olduğunu göstermektedir (Tablo 1).

Her iki köprü sonrasında yaşanan süreç İstanbul’daki arazi kullanımı ve ulaşım dinamiklerinin köprü inşa etmeyi, kısa süre sonra köprülerin kendi trafiklerini yarattıkları bir kısırdöngüye dönüştürdüğünü ortaya koymaktadır. Çünkü İstanbul’da nüfus artışı yılda % 4, özel otomobil sahipliliğindeki artış ise yılda % 16’dır. Buna göre, mevcut eğilimin devam etmesi halinde bu talebi karşılamak için 2020 yılında 7 köprü, 2040 yılında ise 70 köprü gerekecektir. Sonuçta ilk iki köprü projesinin kente etkileri, ulaşım ve planlama anlamında her iki köprünün de çözümden çok yeni sorun alanları yarattığını doğrulayarak; daha kuzeyde yeni bir köprü yapılması seçeneğinin ideal bir çözüm olmadığını, hatta ulaşımdaki mevcut tıkanıklıkların ve karmaşıklığın bu seçenek ile daha da kötüleşeceğini ortaya çıkarmıştır.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/kopruler-ve-istanbulun-rengi_82631.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!