Ilısu Barajı’nın yapımını Çevre
Bakanlığı’na bağlı Devlet Su İşleri genel Müdürlüğü
(DSİ) gerçekleştirecek. Ama işin ilk ayağı için gerekli için gerekli
1.2 milyar euro’yu borçlanan Hazine’dir. Bu borçla yapılacak
işin yönteminin doğru olmadığına dair şüpheler var. Çevre Bakanı Veysel
Eroğlu özel bir gayretle işi ihaleye çıkmadan bir Avusturyalı şirkete
ve bir grup Türk müteahhide verdi. Eski bir hazine müsteşarının deyimiyle,
“İhalesiz iş vermek de, ihaleye fesat karıştırmanın bir yoludur.”
Bu durumda Hazine, “İşi veren ben değilim, verilmesinin doğru yapılıp
yapılmadığına bakmak da bana düşmez” diyebilir mi? Diyebilir. Ama ikna edici
olamaz. Hazine açısından durum şudur: Hazine kendisine bir borçlanma
talebiyle gelindiğinde (bu örnekte DSİ) önce Devlet Planlama Teşkilatı’na
projenin “öncelikli olup olmadığını” sorar. Sonra oturur, müteahhit firmanın
getirdiği kredi teklifini bankalarla müzakereye başlar. Bir işin ihaleyle
yapılıp yapılmadığını doğrudan incelemek Hazine’nin görevi değildir.
“Ama” diye uyarıyor Hazine bağlantılı bir üst düzey kamu görevlisi,
“İşlemlerin yasaya aykırı olduğuna dair bir işaret varsa Hazine’nin bunu ilgili
kamu kurumundan sorması beklenir... Her ne kadar görev tanımında ‘bir bak
bakalım, usulüne uygun bir ihale yapılmış mı’ diye hüküm olmasa da.
Bakanlar Kurulu kararı gerek
Sonuçta işlemler usulüne uygun yapılmamışsa ya da iş kitabına uydurulmuşsa,
yani, işte bir sakatlık seziliyorsa, Hazine `Valla ben görmek zorunda değilim`
deyip de görmezden gelirse, sokaktaki kızı taciz edenlere ‘bekçi görevim yok,
görmek zorunda mıyım’ diyen trafik polisinin durumuna düşer.”
Bunun için Ilısu konusunda Hazine “Görmedim” de diyemez. Şu nedenle: Çevre
Bakanlığı dış krediyle finanse ediliyor diye Ilısu Barajı’nın ihalesiz
yapılmasına dair Danıştay’dan karar çıkardı. Bu karar (eğer birileri tarafından
ortadan kaldırılmadıysa) Hazine’nin dosyalarında vardır. Ama şimdi gelinen
noktada Almanya, Avusturya ve İsviçre devletleri ve bankaları krediden caymış
oldukları için dış kredi diye bir şey kalmadı. Bu finansman modeli ve o modele
dayandırılmış olan ihale de havada kaldı.
Gelinen aşamada Ilısu Barajı tamamen Hazine’nin Türk bankalarından temin
ettiği bir kredi paketiyle yapılacak. Bu da bu yapıya uygun, yasal bir ihale
yapılmasını gerektirir. En azından yeni bir bakanlar kurulu kararı
alınmalıdır.
“Bakanlar Kurulu yoksa o zaman derin sulara girdiler demektir” dedi üst düzey
eski bir bürokrat. Barajı inşa edecek olan konsorsiyumun lideri olan Nurol
İnşaat’ın sahibi Oğuz Çarmıklı Ilısu Barajı’nın 1997’de Bakanlar Kurulu’nun
Devlet İhale Kanunu’nun 89. maddesine dayanarak çıkardığı bir kararnameyle
Avusturyalı Sulzer-Hydro‘nun kuracağı bir konsorsiyuma verildiğini söyledi.
Kararname müzakere edilecek sözleşmenin Hazine Müsteşarlığı’nca uygun
bulunmasını şart koşmuştu. Sulzer Hydro’nun isminin Vatech Hydro olarak
değiştirilmesinden sonra 2004’te yenilenmiş. Çarmıklı Karkamış, Muratlı, Borçka
Ermenek ve Deriner barajlarında aynı usulün kullanıldığını
söyledi.
|