"Galatasaray"da Restorasyon Başlıyor!
Galatasaray Üniversitesi'nin...
Topkapı Sarayı'nda 'Yangın' Sempozyumu
2007'den Önce Yapılan Yüksek...
Boğazdaki 240 Yalı Risk Altında
Yangın Merdiveni Yük Deposu Oldu!
Tarihi Yalılar Neden Yanıyor?
Yunus Emre Halk Çarşısı Yangınında...
Yangınla Mücadelede İş Makineleri...
680 Dükkanlık Çarşı Nasıl Yandı?
Galatasaray'da Suçlu Elektrik...
Galatasaray Üniversitesi’nin...
Tuzla'da yine Fabrika Yangını
"Tarihi Yapılar 'Elektrik...
Yanmak Tarihi Yapıların Kaderi mi?
Beyoğlu Kemankeş Karamustafapaşa...
"Yeterli Ödenek, Doğru Proje,...
Mimarlar Odası Önlem Almaya Çağırdı
Kadir Topbaş: Kagir Binalardaki...
Galatasaray Yangını ve Düşündürdükleri
yapi.com.tr, 'sabotaj' iddialarını, kanun ve yönetmeliklerin yeterliliğini ve kentin plansızlığının afet anında yarattığı müdahale zorluğunu konunun uzmanlarına sordu.
Elektrik kontağından çıktığı iddia edilen yangın sonucu ağır hasar gören ve kullanılamaz hale gelen Galatasaray Üniversitesi’nin Ortaköy yerleşkesindeki tarihi ahşap bina, yapının boğaz kıyısındaki konumu nedeniyle geçtiğimiz yıllarda yanarak ağır hasar gören diğer tarihi binaları akıllara getirdi; sosyal medyada 'sabotaj' tartışmaları dönmeye başladı. Bu konudaki endişeler dile getirilip neler yapılabileceği tartışıladursun; yangınla ilgili ayrıntılı rapor önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacak.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, tüm yangınların suçlusu olarak 'elektrik kontağı'nın gösterilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Oda tarafından yapılan açıklamada, "Bu sefer hangi kültür varlığı elektrik kontağı sonucu yanacak diye endişe ile bekler hale gelinmiştir. Suçlu elektrik kontağı olduğu sürece bu yangınların devam etmesi ve bizlerin de hüzünle izlemesi kaçınılmaz olacaktır" görüşüne yer verildi. Korumak İçin Sevmek Lazım Dr. Doğan Hasol / Yüksek Mühendis, Mimar "Galatasaray Üniversitesi binasının kaybedilmiş olması çok üzücü. Ben olayın hemen başında tanık oldum. Yangın başladı, gördük. Televizyonlar haberi 10-15 dakika sonra vermeye başladılar. Gerçekten çok üzücüydü. Yangına yeterince müdahale edilebildiğini sanmıyorum. Son anda belirttiklerine göre Boğaz yolu tıkanmış, tıkanınca da itfaiye yetişemedi. Burada sorgulanması gereken bir şey var; İstanbul azman bir şehir haline geldi. Artık insanlar bir yerden bir yere gidemiyorlar. Onlar gidemedikleri gibi artık itfaiye de gidemiyor, ambulans da gidemiyor. Son zamanlarda birçok eski bina yandı. Bina yanınca bizim de içimiz yanıyor ama orada kalıyor. Bunun bize ders olacağı da yok zaten. Bu binaları öncelikle nasıl koruyacağımızın kararının verilmesi lazım… Korumak için sevmek lazım. İnsanlarımız bu binaları tanımıyorlar. Tanımadıkları için sevmiyorlar, sevmedikleri için korumuyorlar. . Daha çok elektrik kontağından kaynaklanıyor bu tür şeyler. Kablolar eski tip kablolardır, yangına dayanıklı değildir. Ahşap yapıların içinde bunların metal borular içinden geçirilmesi gerekir ama hiç sanmıyorum öyle yapıldığını. Bu binalarda önemli olan yangının çıkmamasıdır.Bir yangın ille de suyla söndürülmez. Yangın söndürücü gazlar da var. Bütün bu sistemlerin hangisi doğruysa, o sistemin böyle yapılara kurulması gerekiyor. Bir kere yananların çoğu kamu yapıları. Demek ki; kamu bu işe yeterli özeni göstermiyor, yeterli ödenek ayrılmıyor." Yönetmeliklerin gözden geçirilmesi gerekiyor Tayfun Kahraman / TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı “Eski saray yapısı yani Galatasaray Üniversitesi yapısı şu anda bakanlığın uhdesinde, dolayısıyla bu yangının çıkışına dair bir teori kurmak için henüz çok erken. Ancak şunu söylemek lazım; her zaman için bu yapılar çok göz önünde olan yapılar. Özellikle boğazdaki talebi düşünürsek ve ayrıca bu günlerde gündeme gelen birçok özelleştirmeyi de düşünürsek bunun neden olamayacağını sormak doğal. O saatlerde ben de Beşiktaş’taydım. İtfaiyenin bu alana müdahalesinin daha zor olduğunu gördüm. Çünkü tam boğaz trafiğinin yoğun olduğu bir saatteydi. İstanbul’da özellikle acil durumlarda kullanılması gerekli şeritler işgal altında olduğundan ya da her alanda bu şeritler yaratılamadığından büyük sıkıntılar yaşanıyor. Yangın daha erken bir saatte olsaydı, müdahale daha da geç olabilirdi. Bu durum İstanbul’da yaşanan ulaşım problemlerinin bir sonucu… Bu anlamda böyle durumlar için daha fazla şerit yaratılması ve yerel yönetimlerin var olan şeritlerin işgalini önlemek için daha fazla çalışma yapması gerekiyor. Yönetmeliklerin de yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Afet denilince aklımıza gelen deprem oluyor. Oysa İstanbul depremin yanında, çok ciddi sel, heyelan ve yangın gibi afetlerin tehdidi altında… Bu anlamda yönetmeliklerin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Özellikle tarihi yapılarda, yangın yönetmeliklerinin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Acil yangın müdahalesini yapının kendisinin gerçekleştirebilmesi, bu teçhizatın yapının kendisinde olması gerekiyor örneğin. Bu gereklilik karşımıza bu olayda da çıktı Haydarpaşa’da da çıktı. Bu anlamda bir yönetmeliğe ihtiyacımız olduğu ortada.” Güvensizliği yaratan siyasetin kendisi Doç. Dr. Murat Cemal Yalçıntan / MSGSÜ, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü “Yangını canlı yayından izledim aynı zamanda sosyal medyayı da takip ettim. Sosyal medyada dönen güvensizlik beni çok düşündürdü açıkçası. Hemen bir komplo teorisi kurmak ne kadar gerçekçi bilemiyorum. Ancak yıllar önce Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu yanmadan önce, okul aynı zamanda geceleri otopark arazisi olarak kullanılıyordu. Yandıktan sonra da kimse dokunmadı, o okul öyle atıl bir şekilde kaldı yıllarca. Şimdi bir otel yapılıyor okulun arazisinde. Buna benzer başka olaylar da yaşadık. Haliyle bu bir güvensizlik ve soru işareti yaratıyor hepimizin kafasında. Gerçekten öyle bir kentte yaşıyoruz ki, inanılmaz güvensiz ve tedirgin insanlar. Ancak bu güvensizliği oluşturan siyasetin kendisidir. Bunu çözecek olan da siyasetin kendisidir, tutumudur. Bir de öyle zor bir kentte yaşıyoruz ki her yer sıkışık, böyle bir yangında müdahale çok zorlaşıyor. Hava yardımının gelmemesine de anlam veremedim ve bu çok büyük ayıp. Helikopterin gece görüşü yokmuş şeklinde bir şeyler söylediler, gece yangın çıkamaz demek mi oluyor bu? Bu konuda bir açıklama yaparlar sanıyorum. Şöyle bir yönü de var; kendi kurumlarımızda böyle afet durumlarını dikkate alıp hazırlanmıyoruz. İlkokullarda, üniversitelerde tüm kurumlarda düzenli tatbikat yapılması lazım, biz yapmıyoruz.
Zeynep Arıkanlı / Galatasaray Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü “Yangın bir elektrik kontağı yüzünden olmuş ve itfaiye geldiğinde önce söndürülmüş yangın. Fakat kablolar çatıdan geçiyor. İtfaiye onu hesaba katmamış ve söndürüldü diye zabıt tutmuşlar. Ama o sırada çatıya sıçramış elbette. Genellikle bu tür yangınlarda, böyle binalarda yangın başladıktan sonra yapılacak pek fazla bir şey olmaz başka yerlere sıçramasını önlemeye çalışmak dışında. Genel bir ihmal diyebiliriz. Tarihi bina olduğu için yangın alarmı var ama su püskürtücüsü yok. Onun için duvarları kırmak gerekiyor ancak tarihi bina olduğu için yapamıyorsunuz. Böyle bir sıkıntı var. Kablolar yanmaz kablo değil. Güvenli sigorta yok. Binanın zaten her tarafı ahşap, dolayısıyla başladığı zaman durdurulamayan bir yangına sebebiyet veriyor. Ortada gündemde konuşulan gibi bir sabotaj olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bunca ihmalin kendisine bir sabotaj denilebilir ancak… Çok büyük heyecanlara olayların içeriğini çok da bilmeden kapılıyoruz. Ben binayı tanıdığım için bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu binada her taraf tahtadır, kağıttır ve bunun dışında her taraf kablodur. Binayı görseniz başka seçenek vermezsiniz zaten. Dolayısıyla bir yangın marifetiyle ‘hadi burası yandı otel yapalım’ diye bir şey yok. Bu bina Galatasaray Öğretim Kurumları’na tahsis edilmiş bir bina. Hem tarihi olarak tescillenmiş bir bina, hem de bir eğitim kurumuna tahsis edilmiş durumda.” |