David Height
YKE: Çin mimarlık alanında dünyada fenomen haline gelen bir ülke. Bir çok ünlü mimar ve tasarımcı burada binalar yapsa da genellikle ülkede büyük sorunlar yaşandığı ve tasarımlarının üretim aşamasında yeteri kadar iyi yansıtılamadığından şikâyetçiler. Ekolojik kent gibi bir çok alanda uzmanlık gerektiren bir işi Çin’de sürdürmek paradoksal değil mi? Sizce Dongtan ?ehri neden Çin’de yapılıyor? SIIC (Shanghai Industrial Investment Corporate) niçin sizi seçti? DH: Çin Hükümeti ve bölge belediyesi temsil açısından olduğu kadar ekolojik açıdan da bir çok sorun yaşıyor ve bunlarla savaşıyor. Dolayısıyla böylesi bir proje, bir güç gösterisinden çok, Çin için önemli bir gereklilik taşıyor. Ve bu zincir halinde sürmek zorunda. Kapitalist düzene geçiş, çevre kirliliğinin önüne geçmek, çok büyük nüfusun gerektirdiği konut sıkıntısı, ulaşım ve iklim sorunları gibi bir çok meseleyle başa çıkabilmek için pek çok yeni kent ve kasaba inşa ediliyor. Çinli yetkililer bu sorunlarla uğraşmaları gerektiğinin farkındalar. Siyasi açıdan ise Çin dünyanın geri kalan büyük çoğunluğundan çok farklı bir biçimde yönetiliyor. Türkiye’de ya da Avrupa’daki demokrasilerde yapılamayacak büyük işleri yapabilecek güce sahipler. Bu yüzden yalnızca ekonomik olarak değil yasal olarak da öteki ülkelerdeki kurallar Çin’de yok. Arup’u niye seçtiklerine gelince, biz bir çok farklı alanda çalışan bir şirketiz, bina tasarımı, altyapı, mühendislik, mimarlık, çevre düzenlemesi ve araştırma konularında yıllardır çalışan farklı yeteneklere sahip bir ekibiz. Felsefemiz farklı teknikleri biraraya getirerek, şehirleri sosyal, teknik, fiziksel olarak iyileştirmek ve daha iyi bir mimari çevre kurmak. Daha iyi bir çevre düzeni, altyapı, ulaşım sistemi, sağlık sistemi, binalar ve ekolojiye sahip çözümler üretiyoruz. Sürdürülebilirlik bizim temel felsefemiz. Bu yüzden bizi seçtiklerini düşünüyorum. YKE: Arup bu projede neler deneyimledi? Dongtan’ı daha iyi anlayabilmek için arka plana da bakmamız gerekiyor. Birçok araştırma ve yatırım yapıldı. Dongtan projesinde Arup’un öncelikleri nelerdi? DH: Dongtan yirmiden fazla alanda yapılan araştırmalardan süzülerek meydana getirilmiş bir proje. Örneğin kentsel tasarım konusunda Londra’nın yeni güney bölümünde Olimpiyat Köyü’nde de uygulanan modeli örnek aldık. Altyapı, mimari, şehir planlama, orada yaşayan ve çalışan halk için ulaşım olanakları, çevreyi de güvenli tutacak düzenlemeler ekledik. Teknik mühendislik açısından, daha önce Beddington’da yaptığımız BedZed projesinde gerçekleştirdiklerimizi yeniledik. Birleşik ısı ve güç sistemleri (CHP), izolasyon teknikleri gibi teknolojilerde önemli yenilikler oldu. Hepsi bütünlüklü bir mimarinin elemanı olduğu için akıllıca birleştirilmiş bir kurguya sahip. Arup her projesinde bir önceki projede uyguladığı teknik ve mühendisliği birkaç adım öteye taşıyan bir anlayışa sahip. YKE: Dongtan ?ehri’nin stratejisi nedir? Amerika’da LEED sertifikası, İngiltere’de BREEAM gibi sertifikasyon sistemleri kullanılıyor. Dongtan’da ekolojik ilkeler ve ölçütler belirlenirken bu sertifika sistemlerinden birini mi kullandınız yoksa Çin ve özellikle Dongtan için yeni bir sertifika sistemi mi adapte edildi? DH: Performansı ölçmek için, enerjiyi daha verimli kullanmamızı sağlayacak yeni stratejiler geliştirdik. Bu teknikler Avrupa’da da kullanılabilen teknikler. BREEAM’den yararlandık. YKE: Yani Dongtan için herşeyin yolunda gittiğini söyleyebilir miyiz? Herşey öngörülerek düşünüldü mü? DH: Evet ama yine de herşey öngörüldü, herşey düşünüldü, karar verildi demek doğru olmayabilir. İnşaat aşamasında göreceğiz. İlk bina önümüzdeki 2 yıl içinde tamamlanacak. Daha sonra daha ayrıntılı bölümlere geçeceğiz. Binalarda, bütçeye ne kadar sadık kalındığıyla ilgili olarak, değişiklikler olabilir. YKE: Bu projeden bahsedilirken projenin kendisi ön planda tutuluyor ancak buranın yaşayan öznelerinin kim olacağı da önemli, Dongtan’da kim yaşayacak? DH: Şangay’da çalışan ve yaşayan insanlar olacak. Şangay her yıl büyük göç alan bir şehir. Bu göçler de hesaba katılıyor. Burada yaşayacak kişiler yüksek yaşam kalitesine sahip olacaklar. Her ekonomik ve sosyal statüden insanın çalışabileceği ve isterlerse yaşayabilecekleri demografik çeşitlilik barındıran bir yer olacak.
|