Milliyet Gazetesi'nden Gökçer Tahincioğlu’na açıklamalarda bulunan Veysel Eroğlu, bin 500 hidroelektrik santrali ihale ettiklerini anımsatarak, iki grup olarak tanımladığı HES karşıtlarından bir grubun dışarıdan enerjiye çok yatırım yapanlar olduğunu söyledi. Derelerin kurumakta olduğu ya da HES projelerinin çevreyi tahrip ettiği iddialarının gerçekleri yansıtmadığını savunan Eroğlu, söz konusu projeleri taş ocaklarından daha zararsız olarak değerlendirdi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, süren projelerin tamamlanmasıyla birlikte 100 milyar liralık baraj ve çevre projesine imza atmış olacak. Bu projelerden Artvin Deriner Barajı, Ermenek Barajı ve HES, Aydın Çine Adnan Menderes Barajı, Artvin Borçka Barajı ve HES, Muğla Dalaman Akköprü Barajı, Gümüşhane Kürtün Barajı ve HES, Artvin Muratlı Barajı ve HES, Manisa Gördes Barajı, Konya Bağbaşı Barajı ve Mavi Tünel, Trabzon Atasu Barajı tamamlandı. Ilısu Barajı ve HES, Artvin Yusufeli Barajı, Konya Avşar Hadimi Barajı Konya Hotalmış Depolaması, Adıyaman Çetintepe Barajı, Gaziantep Doğanpınar Barajı, Diyarbakır Silvan Projesi, İstanbul Melen Projesi, KKTC su temini projesi, Gerede Projesi, TRAGEP’in de 2013-2017 yılları arasında tamamlanması öngörülüyor.
"İlk defa su kullanma anlaşması yönetmeliği adıyla yönetmelik çıkardım" Bakan Eroğlu'nun HES'ler konusundaki açıklamaları şöyle:
"Burada bizim hatamız oldu. HES’ler tüm dünyada teşvik ediliyor. İlk göreve geldiğimde arkadaşları topladım ve dedim ki, ‘Potansiyelimiz ne kadar?’ Potansiyeli bile yanlış hesaplamışlardı. Devlet Su İşleri’nin (DSİ) geçmiş yönetimi bin 600 ihale yapmış. Aşağı yukarı 82 kat trilyonluk ihale demek bu. Ödeneğimiz 2 katrilyon. 41 yıl yani. Öncelikli projeleri ele aldık bu yüzden. Bu yolla 3,2 katrilyonluk tasarruf yaptım. Başbakanımıza gittik sonra ve ‘hidroelektrik santraller için para lazım’ dedim. Bana ‘para gerekiyorsa seni niye oturttuk’ dedi. Düşündüm, haklı. İlk defa su kullanma anlaşması yönetmeliği adıyla yönetmelik çıkardım. 18 defa okudum. Ve HES’leri biz ilan ettik. Bin 500 hidroelektrik santrali ihale ettik. Karşı çıkanlar iki grup. Birisi gerçekten ‘çevre tahrip oluyor mu’ endişesi duyanlar. Diğer grup da dışarıdan enerjiye çok yatırım yapanlar. HES’ler Türkiye’de elektriğin sigortasıdır; devreye sokmazsak elektrik fiyatı yüzde 100 zamlı olabilirdi. Dışarıdan her yıl 15 milyon dolar daha fazla doğalgaz ithal edecektik. Bundan rahatsız olanlar var. Bu da vatandaşlara şu şekilde arz ettiriliyor; içme suyu almak isterseniz bunu şirketten parayla alacaksınız. Böyle bir şey yok; çünkü 1 gram suyu dahi şirket kullanamaz veya parayla satamaz. Dereleriniz kuruyacak denilmesi de yanlış çünkü can suyunu dereye bırakmak zorunda. Biz kontrol ediyoruz. ‘HES’lerden çıkan su zehirlidir’ deniliyor. Bu da kesinlikle yalandır. Su zaten santrale girerken temizlenmek durumda. Sonuçta temizlenmiş ve oksijeni bol bir su veriyor. Çevreyi tahrip etmesi söz konusu değil. Kanunen alan vermek zorunda olduğumuz taş ocaklarından çok daha zararsız. Vadiler turistik mekâna dönüşüyor. Elden çıkmıyor".
"Yol yapılacak ama mühim olan güzergâhıdır"
3. köprü projesiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Eroğlu, "Yol yapılacak ama mühim olan güzergâhıdır" şeklinde konuştu.
"Yol yapılacak ama mühim olan güzergâhıdır. Bize bir proje geldi ve ben bunu imzalamadım. Bunu ilk defa söylüyorum. Bunun üzerine Ulaştırma Bakanımız aradı ve neden imzalamadığımı sordu. Cevabım şu oldu: ‘Birlikte oturup, karayolları, orman teşkilatları, benim müsteşarım, sizin müsteşarınız ve proje firmalarıyla birlikte tartışmamız gerekir.’ Bizim olmazsa olmaz şartlarımız vardır. Kanuna göre vermek durumundayım ama. İlk defa imzalamayan bir bakan olduğum için Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Bey bir gün beni gece yarısı aradı. İşin çok uzadığını söyledi. ‘Hazırız’ dedim. Bunun üzerine hemen İstanbul Orman Müdürlüğü ve Karayolları Müdürlüğü bir araya geldik.
Şartlarımız şunlardı: Yapılan yollar su kaynaklarına zarar vermeyecek, tarihi yapılar, kaynaklarımıza zarar vermeyecek, ekolojik köprüler yapılacak, yol bölüyorsa tüneller yapılacak. Yaşlı ağaçları zaten biz kesiyoruz, ama genç ağaçlar varsa bunlar taşınacak. Kesilen yaşlı ağaçlar yerine de asgarinin 5 katı kadar fidan dikilecek. Plan epeyce değişti. Ekolojik köprüler geldi. Büyük ıslahatlar oldu. Taşdelen suyu korundu. Belgrad Ormanı’na girilmesine müsaade etmedik. ‘Sadece güzergâhı keseceksiniz, emniyet alanındaki ağaçlara dokunmayacaksınız’ dedik. ‘Bunun hala ağaç meselesi olmadığını anlayamadın mı’ diye soruyorlar. Anlamasına anladım, ama anlamayanlara anlatmak için twitter’dan yazıyorum".
|