Ahmetler Kanyonu'nda HES Durduruldu
Hayali Suyla HES Yapmaya Kalktılar
Durdurulan HES'in Dinamitlerini...
Dereye Beton Döktü, Faturayı...
Danıştay HES'te 'Çığlık'ı Duydu
Yaban Hayatın Ortasına HES!
Yatağını da HES'e Kaptırdı
HES'in Kendisi Başka, İnşaatı...
Hızlı Tren Üzerine HES’e Durdurma
Taşıma Suyuyla HES!
HES Davasında Emsal Karar
İşte Türkiye'nin HES Bilançosu!
15 Bin Liran Yoksa HES’le...
"Derelerimizi, Sularımızı,...
Türkiye'nin "Çevre Direnişi" Haritalandı
HES Fuarına Muhtıra Gibi Mektup!
Ahmetler’de Mücadelenin Zaferi!
Toroslar'ın İki Yakası "HES"e...
Kadın Erkek Mücadele Ettiler,...
Pardon, Küçük Dereleri Boşuna...
HES Firması Yolunu Değiştirdi!
Köylülere Saldıran HES’çileri...
Antalya'da Köylülere HES Kurşunu!
Doğal Güzelliklere HES Tehdidi
Ahmetler Köyü HES Direnişini Sürdürüyor
Antalya'nın Ahmetler köyü sakinleri derelerini HES'lere feda etmemek için kadınlı erkekli direnişlerini sürdürüyor. 5 Kasım’dan beri komşu köylerin de desteğiyle kanyonda nöbet tutuyorlar. Bu azimli mücadele şirkete geri adım da attırdı, araçlar alandan çekildi. Ama köylüler projenin iptaline kadar nöbette kararlı!
Cumhuriyet Gazetesi Pazar Dergi ekinden Filiz Yavuz'un haberine göre; Antalya'nın Ahmetler köyü sakinleri HES direnişini sürdürüyor ve projenin iptaline kadar nöbette kararlılar. Önce Karadeniz'in derelerine göz diktiler. Sonrasında tüm Anadolu'nun nehir ve derelerine. Anadolu'nun dört bir yanında nerede şırıl şırıl akan bir ırmak ve dere varsa oraya bir HES kondumak için kolları sıvadılar. Derelerin gerçek sahiplerine ne soran oldu ne bilgi veren. Onlar, ancak grayderler ve dozerler toprağı alt üst ederken, ormanları kesilirken haberdar oldu. Derelerini HES'lere feda etmemek kadınlı erkekli bedenlerini siper ettiler iş makinalarına. Bu direnişin son örneği Antalya'nın Ahmetler köyünde yaşanıyor şimdi. Bu sözler Antalya'nın Manavgat ilçesinin Ahmetler köyünden Şerife Çalı'ya ait. 75 yaşındaki Şerife teyze, "yurt" dediği Toroslar’daki Güğlen Dağı’yla köylüler arasındaki bağı anlatıyor Ahmetler'in meydanında. Sonra da sitem ediyor, sularına “göz koyanlara” ve buna göz yumanlara. Şerife teyzenin siteminin sebebi, Karpuz Çayı'nın Ahmetler kolunda yapılması planlanan 9.966 MW’lık hidroelektrik santrali (HES). Dağ içinden geçecek 3.5 kilometrelik tünelle suyun kaynağından aşağıya indirilmesi ve burada elektrik üretilmesi esasına dayalı proje. Bu proje sadece Şerife teyzeyi değil tüm köylüleri kızdırdı. 2013’ün temmuzundan beri sokakta olan köylüler, defalarca jandarmayla ve taşeron firma Tatoğlu İnşaat’ın elemanlarıyla karşı karşıya geldiler. Biber gazını tattılar. Silah seslerini duyup korktular. Ancak baktılar ki şirket kanyona günden güne yerleşiyor, çareyi buraya çadır kurmakta buldular. 5 Kasım’dan beri Güçlüköy ve diğer köylerin de desteğiyle kanyonda nöbet tutuyorlar. Köylülerin mücadelesi şirkete geri adım attırdı; şirket araçlarını kanyondan çekti. Ancak köylüler proje iptal edilene kadar nöbeti sürdürmeye kararlı. Ahmetlerli Mehmet Kocaakça, projeyi “Akmayan dereye HES” diye tanımlıyor. Köylülerin itiraz nedenlerinden biri bu zaten. Derenin suyu, civardaki 14 köye ancak yetiyor. Ahmetler, Gençler ve Güçlüköy’ün musluklarından akan su dereden geliyor. Köylüler hayvanlarını bu koldan besliyor, 8 bin kişinin ekmek yediği bağlarını, bahçelerini ve seralarını bu koldan suluyor. Bölge insanının ikinci itiraz noktası ise kanyonla ilgili. 400 metreyi bulan derinliğiyle Türkiye’nin en derin üçüncü kanyonu olan 12 kilometrelik Ahmetler Kanyonu bölgedeki yaban hayatın da motoru. Kanyonun kuruması, köylülerin susuz kalmasının yanı sıra burada yaşayan yaban keçisi, oklu kirpi, sansar gibi memelilerin; şahin, ardıç bozlağı gibi kuşların; kuzu kulağı, yaban kekiği ve defne gibi bitkilerin yok olması anlamına geliyor. Kanyon aynı zamanda “rafting” ve “canyoning” için de ideal bir mekan. Ancak proje, kanyonun turizm potansiyelini de gölgeliyor. Ahmetlerli inşaat mühendisi Yalçın Zor, itirazlara yenisini ekliyor; kesilecek ağaçlar. Enerjinin üretileceği yerde en az 3 bin, 16 kilometrelik enerji nakil hattı boyunca da en az 6 bin ağacın kesileceğini söyleyen Zor, “Biz sadece aşağıdaki bağ, yukarıdaki dağ, oradaki keçi için mücadele etmiyoruz. Biz aynı zamanda ekosistemi savunuyoruz” diyor. Kaya mezarlarının hemen altından geçecek olan iletim tünelini açmak için dinamit patlatılacak olmasına da Zor’un itirazı var. Zor, değil dinamit patlatmak ya da HES yapmak, bölgenin doğal ve tarihi sit alanı ilan edilmesi gerektiğini söylüyor. |