3. köprüye ‘SİT’ çekincesi
Boğaziçi’ne 3. köprüyü hükümetteki siyasiler ile inşaat ve imar rantlarına göz koyanlar dışında savunan kimse kalmadı... Tepkiler özellikle tarihi ve doğal dokunun korunmasını amaçlarken aynı konuda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun da “çekinceleri” olduğuna ne bakanlık aldırıyor ne de Karayolları.. Oysa, başta anayasa, 2863 sayılı Koruma Yasası ve diğer ilgili mevzuat gereğince, hatta “AB hukuku”na göre de Boğaziçi SİT alanlarını doğrudan etkileyecek köprü ve bağlantı yolları için ilk koşul Koruma Kurulu’nun buna onay vermesi. Nitekim, Fatih Köprüsü projesinin ilk yer seçimi Rumeli ve Anadolu Hisarları arasıyken, Koruma Kurulu “tarih köprü altında kalamaz” dediği için yeri değiştirilmişti. Şimdi de 3. köprü için “yasa gereği” alınması gereken Koruma Kurulu görüşünün, 1993’teki bir kararla “Boğaziçi’nde karayolu köprülerinin çözüm olmadığı ilk iki köprüyle anlaşılmıştır” şeklinde olduğu, ilgili diğer resmi kurumlarca da bilindiği halde gizleniyor... Yine yasada bulunan “Koruma Kurulu kararlarına devletin tüm kurumları uymak zorundadır” hükmü bile umursanmıyor... Kurulun uyarıları Boğaziçi’nden sorumlu olan İstanbul 3 Numaralı Koruma Kurulu, 1993’te Karayolları’ndan belediyeye iletilen “3. köprünün imar planlarına işlenmesi” talebi üzerine konuyu gündemine almıştı. Planlarda da SİT görünen ve bundan ötürü ancak “koruma planı” yapılabilen Boğaziçi ile tüm etkilenme bölgelerinde yeni bir köprü için “çekincelerin” belirlendiği 23 Aralık 1993 gün ve 6302 sayılı kararda özetle şu değerlendirmeler var: “Karayolları’nca Boğaziçi’ne 3. köprü için proje etütlerinin yapıldığının anlaşıldığına; yasalarla koruma altına alınan Boğaziçi SİT alanının bu projeyle etkileneceğinin açık olduğuna (...) 1. ve 2. Boğaziçi köprüleri deneyimleri ışığında; sadece karayolu ulaşımını amaçlayan çözümlerle kentin giderek daha çözümlenmez sorunlarla karşılaştığı bilindiğinden; konunun bütün ilgili kurumlarla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kültür Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla bilimsel ve kapsamlı bir sempozyum düzenlenerek değerlendirilmesi gerektiğinin, sözü geçen kurumlara iletilmesine karar verildi....” Kurulun yine yasa gereği “uyulması” gereken bu çağrısına 16 yıldır yanıt verilmiyor. Yeni köprünün açık forumlarda tartışılması bir yana, yap-işlet-devret müşterilerine çoktan bildirilen “hazır projesi” bile gizli tutuluyor. Öte yandan 1995’teki Beykoz-Sarıyer’deki “ilçe ölçeğinde” genel SİT kararları sonucunda köprünün tüm bağlantı yolu güzergâhları da artık “doğal SİT” kapsamında kaldığından, Koruma Kurulu’ndaki şimdiki üyelerin 3. köprü için nasıl bir yeni karar alacakları da merakla bekleniyor... Oktay Ekinci / Cumhuriyet Gazetesi - 08.07.2009
|