Gezi Parkı'na Ekolojik Köprü!
İstanbul Sonuncu Oldu
Art Arda Gelen Depremlerden...
Korkutan Açıklama: Avcılar...
Marmara'da En Az 7.2 Büyüklüğünde...
"İtalya’dan Ders Çıkarılsın...
İTÜ'lü Hocalardan Marmara'da...
'Depremden Ders Değil, Nimet Çıkartıldı'
Depreme Hazır Değiliz!
Deprem Riskine Karşı, "TMMOB...
'Marmara Depreminde Korozyonun...
İstanbul'da Ürkütücü Deprem Gerçeği!
Kentler Depreme Hazır Değil
“Deprem, Su Yalıtımsız Binalarda...
Depremler Uyarı Niteliğinde
Ünlü Prof. İstanbul için Son Uyarıyı Yaptı!
15 yıl Marmara’daki fayı inceleyen ünlü Fransız deprembilimci Prof. Le Pichon, İstanbul depremine yönelik önemli açıklamalarda bulundu.Başka sorunlar, siyasi çalkantılar, bölgesel çatışmalar zihnimizin arkasına atmamıza neden oluyor ama İstanbul’u etkileyecek büyük deprem giderek yaklaşıyor. Üstelik bu artık bir “ihtimal” de değil.
15 yıldır Marmara’da çalışan, deprem doğuracak fayı didik didik eden araştırma ekiplerinden en önemlisi olan ve 1999 Gölcük depremi sonrası Türkiye’ye hemen gelen Fransız Le Suroit gemisinin geçen ay açıklanan verileri bunu açıkça söylüyor.
Söz konusu çalışmaların başındaki isim Fransız Prof. Xavier Le Pichon. Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, İşte Le Pichon’un anlattıkları... - Birkaç ay önce Marmara’da araştırma yapan Le Suroit gemisinin depremle ilgili bulguları makale olarak yayımlandı. Büyük İstanbul depremi dediğimiz depremi doğuracak Marmara’daki fayın tek parça, tek hat, kıvrımlı iki fay olduğunun kesinleştiği Türk deprem bilimciler tarafından açıklandı.Son araştırmalarınızda ne buldunuz? 1999 yılında Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara’da devam ettiğini, tek bir hatta ilerleyen atımlı fay olduğunu söyledik. Bu fay üzerinde hareket oranının yaklaşık yılda 20 milimetre olduğunu, bu fayda son kırılmanın 1766’da iki büyük deprem sonrasında gerçekleştiğini, gelecek 30 yıl içerisinde yaklaşık 7.6 büyüklüğünde bir deprem olmasını beklemek gerektiğini de belirttik. 2001’de, Prof. Celal Şengör, İTÜ’den Prof. Tuncay Taymaz ve daha pek çok Türk uzmanla yaptığımız çalışmalar, fay hakkındaki bilgilerimizi doğruladı. O dönemde birçok araştırmacı bu verilerin açıklamak için yeterli olmadığını söylüyordu. |