br />
Ulaştırma Bakanı Yıldırım rant ve çevre tahribatı iddialarına ne
diyor?
Yıldırım iddiaları reddediyor: “Koridor üzerinde kamulaştırılacak alanın
yüzde 75’i kamuya ait. Bir rant söz konusu değil. Toplam kamulaştırılacak bina
adedi 222. Komulaştırılacak orman arazisi, ormana ait arazi ama bütün bu
arazinin birçok kısmı artık orman vasfını yitirmiş araziler. Belgrad, Fatih
Polonezköy ve milli parklarının özellikle orman alanlarından mümkün mertebe uzak
bir güzergâh tercih edilmiştir. Kilyos’u çevreleyen bölgedeki o kömür
ocaklarının işletmesi sonucu terk edilen bozulmuş doğa yapısı, koridorun bu
güzergâha oturtulması suretiyle tekrar rehabilite edilecek. Otoyoldan çıkışlar
ise mümkün olduğunca şehrin dış noktalarında gerçekleşecek. Avrupa yakasında
havaalanından Odayeri dediğimiz noktaya güneyden kuzeye bir çıkış olacak, Avrupa
yakasında. Anadolu yakasında da Paşaköy’den Ümraniye’ye bağlantı olacak. Yani
şehrin doğu ve batı aksının uç noktalarından şehirle bağlantı yapılacak ve
böylece oldukça kuzeyi kuşatan bir çevre yolu özelliği arz edecek.”
Üçüncü köprü neden ‘gerekli’?
Ulaştırma Bakanı: “İstanbul şehir içi trafiğini rahatlatmanın yanı sıra,
doğudan batıya, batıdan doğuya ticaretin yüzde 95’inin gerçekleştirildiği bu
koridorda yeni bir projeyi hayata geçirmek elzem bir durum haline gelmiştir. Bu
projeyi, İstanbul bakımından bir anlamda, İstanbul Kuzey Çevre Yolu Projesi
olarak adlandırabiliriz. 2000 yılı sayımlarına göre, 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey
Marmara Otoyol Projesi alanındaki 12.6 milyon olan nüfus, 2009’da 16.1 milyona
çıktı. Aynı dönemde 2 milyon civarında olan araç sayısı da 2010 yılında 3.3
milyona ulaştı. Mevcut iki Boğaz Köprüsü kapasitesinin iki kat üzerinde her gün
trafik gerçekleşmektedir. Veriler, Adapazarı-İzmit-İstanbul-Tekirdağ aksında
mevcut ulaşım koşullarının sürdürülemez hale geldiğini göstermektedir.”
(Radikal)
Topbaş: Muhalefet önce coğrafya öğrensin!
Üçüncü köprü ve İstanbul’u kuzeyinden bir yay gibi kesen yeni yol projesine
uzmanlar tepkili: “Bu bir cinayet.” Ama tepki gösterenler bir yandan da kararlı
ve rahat: Hukuken bu proje gerçekleşemez.
Projenin orman ve doğal SİT alanlarını tahrip etmemesi için birçok bölgede
yolun viyadük ve tünellerle geçileceğini vurgulayan İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Kadir Topbaş, “Sayın bakanımız çok teknik koordinatlar verdi. Ana
muhalefetin bunları anlaması mümkün değil. Coğrafya bilgisi edinmeleri gerekir”
dedi.
5 bin hektar orman etkilenir (İ.Ü. Orman Fakültesi Orman Hukuku
Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Sedat Ayanoğlu): Bu bir cinayettir.
Sayın Başbakan’ın kendisi de belediye başkanı iken (kuzeyde köprüye) karşıydı.
Şimdi ne oldu da yapılıyor? Burada orman ve su kaynakları var. Bu kaynakların
tam ortasından güçlü bir ulaşım ağı oluşturmak cinayettir. Orman baklava gibi
parça parça bölünecek. Bu gerçekleşir mi, ihtimal vermiyorum. Türkiye bir hukuk
devleti. Gerekli davalar açılacak, iptal edilecektir. Orman mühendisleri
odasının bir hesabına göre de Adapazarı’ndan Bulgaristan hududuna kadar olan
alanda 5 bin hektar ormanlık alanın etkilenmesi söz konusu. Bu da Belgrat
Ormanları’nın neredeyse tamamına denk geliyor.
‘Su daha az temiz, hava kirli olacak’ (İTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir
ve Bölge Planlaması Bölümü Şehircilik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Y. Doç.Dr.
Azime Tezer): En hassas alanlardan geçiyor. İstanbul’un suyu daha
az temiz olacak, havası kirlenecek. 10-15 yıl içinde bu güzargâhın geçtiği
kısımda kontrol yapıldığında bunlar görülecek. Bundan önce de aynı şeyler
yaşandı.
‘Çevre Bakanı nerede?’ (CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin):
İstanbul ve Marmara Bölgesi için tam bir çevre faciasına yol açacak
projenin açıklandığı toplantıda Çevre Bakanı neden yok acaba? Daha bir yıl önce
kentin 100 binlik planları kabul edildi. 470 bilim insanının hazırladığı
planlarda köprünün adı bile geçmiyor. Bu yüzden, çakılacak tek bir çivi bile
yasadışıdır. Bu köprü korsandır. Korsan köprüye izin vermeyeceğiz.
‘Yaptırmayacağız’ (3. Köprü Yerine Yaşam Platformu Sözcüsü Prof. Dr.
Zerrin Bayraktar): Burası tam ormanlık alan. Yazık değil mi?
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ‘Ulaştırma şurasında üniversiteler ve sivil
toplum kuruluşları bir an önce 3. köprü yapılmasını istedi’ diyor. O şurada,
2023’e kadar üçüncü köprü düşünülmemeli diye karar çıkmıştı. Bakan, yanıltıyor.
(Platform olarak) Zaten yaptırmayacağız. Hiç heveslenmesinler. Buna karşı tepki
gösterenler var. Kentin insanları var.
‘İstanbul, Karadeniz’e kadar çıktı. Daha ne kadar gidecek?’ (Şehir
Planlamacıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çalık): 100 binlik
çevre düzeni planında bulunmayan, yani İstanbul’un anayasasında yer almayan bir
köprüden bahsediyoruz. Hem yol güzergâhları yok, hem köprü yok. 100 binlik çevre
planının projeksiyon nüfusu, 2023 için 16.5 milyon diye hesaplanıyor. Planda
bulunmayan köprü yapılırsa nüfus şaşacak. İstanbul’un nüfusu ne olacak? 25
milyon mu? Bu nüfusla kaos içinde yaşarız. Artık Karadeniz’e çıktı İstanbul.
Daha ne kadar büyüteceğiz?
‘Olabilecek en kötü güzergâh’ (Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şube
Başkanı Besim Sertok): Olabilecek güzergâhların en kötüsüydü. Ne
kadar kuzeyden geçerse o kadar çok blok orman içinden geçecek. Sadece çevre ve
bağlantı yollarıyla 3 bin-5 bin hektar orman tahrip olacak. Asıl tehlikeli olan
yolun kendi yarattığı tahbirat dışında yolun çekim gücüyle oluyan yerleşim
yerleri. TEM otoyolunun yarattığı Sultanbeyli yerleşim yeri gibi.
Köprüye değen arsa ‘uçtu’
Yıllardır tartışılan üçüncü köprü efsanesi gerçeğe dönüşürken özellikle
Sarıyer, Beykoz gibi köprü çevre bölgelerindeki arsaların da yıldızı parladı.
Remax Sarıyer ofisinden bir emlak uzmanı, şu anda metrekare fiyatı ortalama 150
TL civarında seyreden Sarıyer ve Rumeli Feneri çevresindeki arsaların giderek
daha da değerleneceğini ifade etti. Uzmana göre, zaten bir yıldır söylentiler
sonucu artan fiyatlar, projenin açıklanmasının ardından 200-250 TL’ye kadar
çıkacak.
Doğuş Grup Emlak Broker’ı Alaaddin Yetkin de, özellikle
Sarıyer ve Beykoz civarının çok değerlendiğini ifade etti. Bir iki yıldır
söylentilerle arsa fiyatlarının neredeyse ikiye katlandığını anlatan Yetkin,
“Fiyatlar projenin netleşmesiyle daha da artacak. İlk etapta ortalama yüzde
50’lik artışlar bekliyoruz. Sonra daha da katlanacak. Artan fiyatlar üzerine
acil ihtiyacı olan köylüler zaten arsalarını elinden çıkarmıştı. Bu fırsatı
değerlendiren yatırımcılar da satışa çıkan arsaları kaptı. Şu anda satışta olan
çok fazla arsa yok” dedi.
|