Elektrik Mühendisleri Odası’nın basın açıklaması şöyledir: “Eski bir hat olan bu demiryolunda elektronik kontrol sistemine geçildiği, ancak kontrollerin günlük değil, haftada 2 gün yapılabildiği öğrenilmiş olup; sürekli kullanılan bir hatta günlük kontrolün yapılmaması büyük bir zafiyet yaratmıştır.
Kazanın Uzunköprü-Halkalı arasında sefer yapan 6 personel ve 362 yolcu taşıyan treninin 5 vagonun raydan çıkarak devrilmesiyle yaşandığı anlaşılmaktadır. Kaza yerinde inceleme yapan EMO heyeti, yoğun yağışın ardından demiryolunun düz alanlarında hattın iki kenarında su göllenmeleri olduğunu, menfezlerin bu suyu boşaltım işlevini yerine getiremediğini, su akıntısıyla birlikte rayların altının boşaldığını ve trenin 1 vagonu geçtikten sonra diğer vagonlarının devrildiği bilgisini almışlardır.
Yağış gibi doğal olayların büyük felaketlere yol açmasını önlemek ancak koruyucu işletme ve düzenli bakım anlayışıyla sağlanabilir. İşte bu noktada demiryollarında kontrol zafiyeti yaşandığı dikkat çekmektedir. Kazanın yaşandığı hat yaklaşık 150 yıllık olup; bu hattın düzenli bakım ve kontrolünün gerektiği açıktır. EMO heyetinin aldığı bilgiye göre hat bekçileri aracılığıyla günlük olarak yapılan kontrolün elektronik vagon aracılığıyla elektronik olarak yapılması yöntemine geçilmiştir. Burada sorun elektronik olarak yapılan denetim değil, bu denetimin haftada 2 gün ile sınırlandırılmış olmasıdır.
Tüm dünyada elle ya da insan gücüyle yapılan işlerin teknolojik gelişmelerle birlikte elektronik ortama taşınması aşamasında geçişin güvenilir şekilde sağlanabilmesi için kademeli bir geçiş öngörülmesi, bir süre eski ve yeni sistemin eş zamanlı olarak devam ettirilmesi gerekmektedir. Özellikle bu hattın her gün işlediği dikkate alındığında tren yolu kontrolünün de her gün yapılması zorunludur. Eğer elektronik olarak kontrol sistemi her gün yapılamıyorsa, hat bekçisi dediğimiz çalışanların görevlerine devam ettirilmesi ya da uzaktan kontrollü sistemler aracılığıyla, tümüyle hattın röntgenini çekebilecek fiber optik kablolar üzerinden kameralar aracılığıyla merkezden otomatik bir denetlemenin kurulması gerekmektedir. Elbette bu bir maliyettir, ancak insan hayatı parayla ya da sayılarla ölçülemez. Bu maliyet karşılanamıyorsa en azından eski sistemin sürdürülmesi gerekirdi.
Diğer önemli bir husus tren yolunun bakım çalışmalarıdır. Ne yazık ki ülkemizde yıllardır uygulanan çarpık ulaşım sistemi nedeniyle demiryollarına gereken önem verilmemektedir. TCDD’nin 2016 yılı istatistiklerine bakıldığında; 89.245 metre uzunluğundaki toplam 25.616 adet köprü ve menfezin, 71.59 metre uzunluğundaki 22.462 adedi 50 yaşın üzerindedir. Yani uzunluk olarak yüzde 80’i, adet olarak ise yüzde 88’i 50 yaşın üzerindedir. Üstelik 15.728 metrelik 5434 adet köprü ve menfez ise 101 yaşın bile üzerindedir. 2010 yılı istatistiklerine bakıldığında köprü ve menfez artışının uzunluk olarak yüzde 1.7, adet olarak ise yüzde 0.7 oranıyla sınırlı kaldığı görülmektedir.
EMO heyeti, kaza yaşanan bölgede yaptığı incelemede çok eski bir hat olması nedeniyle daha önce aşağıda olan arazinin yükselmesiyle menfezlerin geçirme kapasitesinin de düştüğünü tespit etmişlerdir. Kurallar işletildiğinde ve düzenli bakım-kontrol sağlandığında dünyanın en güvenli taşımacılık sistemi olan demiryollarına ülkemizde gereken önemin verilmesini, eski hatların bakım ve onarımlarının yapılmasını, kontrollerin düzenli hale getirilmesini talep ediyoruz. Bu kazaların kader olmadığını bir kez daha vurguluyoruz."
|