Tartışmaların odağında sürdürülebilirlik kavramı olsa da tasarımdan planlamaya kadar birçok başlıkta sürdürülebilirlik kavramsal olarak kendini göstermektedir. Sürdürülebilir mekânsal gelişmeyi sağlamaya yönelik ilkeler şu başlıklarda toplanabilir:
1. Yaşam kalitesi yüksek iyi tasarlanmış bir kompakt kent kurgulamak, 2. Büyüme seviyesi talebe yanıt verecek şekilde, ulaşım, barınma, çalışma işlevleri ile ilgili yeni alanlar geliştirmek, 3. Kentsel gelişme ile kamusal toplu taşıma sistemini, erişebilirlik kapasitesiyle entegre etmek, 4. Gelişmenin kamusal ulaşım kapasitesi ile bağlantılarını kurmak, entegre edilmiş yüksek seviyede kaliteli kamusal mekânlar oluşturmak, 5. Bütünleşmiş bir kentsel açık ve yeşil alan kullanımını sağlamak, 6. Kentin kurgusunda yaya ağırlıklı açık mekânsal alanlara öncelik vermek.
"Kompakt kent" kavramı, Paris ve Barselona gibi yüksek yoğunluklu geleneksel Avrupa kentlerine paralel bir görüşle, kentsel gelişme için bir model olarak kullanılmaktadır. Kavram; sürdürülebilir kentsel gelişme formu, yüksek yoğunluklu karma arazi kullanım yoluyla ulaşım süresini azaltma ve kültürel zenginliği yüksek alanlar oluşturma başlıklarını içermektedir.
Bu çerçevede önerilen planlama yaklaşımı, yüksek yoğunluk önererek karma kullanıma dönük yapıları, uygun kamusal ulaşım altyapısının bulunduğu uygun bir konumda teşvik etmektir. Yüksek yoğunluğa sahip alanın ulaşım kapasitesi ise mutlaka entegre edilmiş kamusal toplu ulaşım araçları (metro, tramvay vb) ile çözülmelidir. Kamusal ulaşım altyapısına ait toplu taşıma bağlantı noktalarındaki düzenlemeler, çevre kalitesinin üst düzeyde olması gereken alanları yani kentsel alanları oluşturmaktadır. Özellikle kentin merkezî iş alanlarında, yürünebilir ve toplu taşıma ile entegre edilmiş bir çevre kalitesinden söz edilebilmesi ancak insan ölçeği esas alınarak kentsel çevrenin uygun işlev ve standartlar çerçevesinde tasarlanmasına bağlıdır.
Kompakt kenti sağlayabilmek yönünde, açık alan düzenlemesi çerçevesinde kararlar üretilmelidir. Yüksek yoğunluluğa sahip bir alana ulaşım kapasitesinin sunulması mutlaka kamusal yeraltı/yerüstü toplu taşıma hatları ile sağlanmalıdır. Kompakt kenti sağlama düşüncesi, otomobil bağımlılığını azaltmak ve karbon salınımını düşürmek yönünde önemli bir planlama yaklaşımı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aynı yoğunluğu kent mekânında yatayda dağıtmanın, yaygın bir kentsel düzen oluşturacağı, mesafelerin artacağı ve ulaşım modunun özel otomobile doğru kayacağı, bu şekilde de hava ve gürültü kirliliği başta olmak üzere pek çok sorunun kaynağı olacağı açıktır. Bu nedenle kenti yaymak yerine; sosyo-politik ve ekonomik gelişmeleri içeren, çekici özellikleri iyi kurgulanmış, açık ve yeşil alan düzenlemeleri gerçekleşmiş, kent mobilyasından binalara kadar yüksek kalitede tasarlanmış kent parçalarının kente entegre edildiği kompakt bir kentsel düzen kurgulanmalıdır.
İmar Planlarında özelikle çağımızda metropoliten alanı birçok bölgesinde ve merkezi alanlarda karma arazi kullanım kararları temel plan kararlarından biri durumuna gelmiştir.
Böylece, konut bölgesine dönen semt sakinlerinin, bölgede genel ihtiyaçlarının karşılayacak ticari alt bölgelere, rekreatif kullanım alanlarına ve diğer sosyal ihtiyaçları için gerekli hizmet tesislerine ulaşılabilmesi, imar planları ile getirilen ve yaşam düzeyini yükseltmek için getirilen işlevlerdir. Evinin yakınında, bir kapalı yüzme havuzu, açık spor alanları, aletli mekanik spor salonları, kuru temizleyiciler, kuaför, market, yeme içme alanları vb kişisel hizmet alanları konut bölgelerinin hemen yakınına yerleştirilmektedir. Ancak karma kullanım işlevine dönük kullanımlar, arazinin az ve pahalı olduğu yerlerde bu hizmetleri sürdürebilmek için zemin altında da yer alabilmektedir.
Günümüzde bir bölgenin sadece ticarete ayrılmasına ilişkin geleneksel planlama kullanım kararlarının (bölgeleme-zoning) değiştiği görülmektedir. Kentsel alanda yaşayan insanların talepleri ve yaşam biçimleri yönü ile değişmektedir. Karma kullanım (mix usage) denilen, birbiri ile ilişkili ve farklı kentsel işlevleri bir arada gerçekleştiren planlama hükümleri çağdaş yaşam düzeyinin talep ettiği olgunun sonucu olarak planlama prensipleri içinde yer almaktadır. Bu çerçevede çağdaş planlama ilkelerinde Merkezi İş Alanı’na (MİA) ait düzenlemelerin ayrı bir yeri ve önemi bulunmaktadır (Castells &Borja, 1997).
Dolayısıyla Basın Ekspres Yolu ve yakın çevresindeki mekânsal oluşumları, metropoliten alandaki çok merkezli kentsel gelişme çerçevesinde MİA ve alt merkez tartışmaları içinde değerlendirmek ve anlamlandırmak gerekmektedir.
|