Moderatörlüğünü Ulrike Dufner’in üstlendiği panelin konuşmacıları Embarq Türkiye Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Bulay, Bahçeşehir Üniversitesi UYGAR Merkezi Yrd. Doç. Dr. Nilgün Camkesen, İstanbul Feminist Kolektifi’nden Tuğba Özay Baki, Bisiklet Yazarı ve Tasarımcısı Aydan Çelik idi.
İstanbul’un tarihi yarımadası ve yayalar
Panelin ilk konuşmacısı olan Embarq Türkiye Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Bulay, Marmaray ve Avrasya Tüneli Projeleri hakkında bilgi verdi. Bu çerçevede iki yatırımı da değerlendiren Bulay, Avrasya Tüneli Projesi sonrası kıyı parklarına erişimin kesileceğini, projenin tarihi dokuya, toplum sağlığına zarar vereceğini ve yaşam kalitesini düşüreceğini anlattı.
Gehl Architects ile birlikte Tarihi Yarımada’da yürüttükleri çalışmanın detaylarını da anlatan Bulay, yaya mekanlarının kullanım şekillerine göre tasarlanması gerektiğini bildirdi. Sunumu kapsamında Tarihi Yarımada’ya yönelik önerilerini de paylaşan Bulay; yaya altyapısıyla deniz ilişkisinin güçlendirilmesi, Atatürk Köprüsü’nden Yenikapı’ya kadar olan güzergahta yeşil kamu alanları oluşturulması, transit trafiğin Tarihi Yarımada’dan tamamen kaldırılması, arabalı vapurun Sirkeci’den kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Engellilerin ulaşım araçlarına erişimi
Ulaştırma’nın dünyanın bütün kentlerinde yaşanan ortak bir sorun olduğunu dile getiren Bahçeşehir Üniversitesi UYGAR Merkezi’nden Yrd. Doç. Dr. Nilgün Camkesen de, bu sorunun temel nedenlerini; kentleşmenin plansız yürütülmesi, yanlış uygulamalar, toplu taşıma yerine bireysel taşımacılığa önem verilmesi, talebin lastik tekerlekli ulaşım ile karşılanması şeklinde sıraladı.
Özel oto sahipliğinin engellenemeyeceğini ancak azaltılabileceğini ifade eden Camkesen, “Kent planlamasında; kamu yararı ilkesi korunmalı, kentlilik bilinci oluşturulmalı, yaşam kalitesi üst düzeye çekilmeli, bu meslek alanında yetişmiş insanlar artmalı” dedi.
Daha sonra ulaşım bağlamında erişilebilirlik ve herkes için tasarım kavramlarından bahseden Camkesen, engelli kişilerin hayata katılabilmesi için düzgün geometrinin ve ölçülü tasarımın önemini anlattı. “Şehir, herkesin rahatlıkla hayata katılabildiği bir yer olmalı” diyen Camkesen, kamusal alanlar ile istasyonların erişilebilirliğini değerlendirdi.
Toplumsal cinsiyet temelinde ulaşım hakkı
İstanbul Feminist Kolektifi’nden Tuğba Özay Baki de sunumunda, toplumsal cinsiyet konusuna ulaşım odağında yer verdi. Toplu taşımadan kadınların ve LGBT bireylerin tam anlamıyla faydalanamadığını aktaran Baki, toplu taşımanın bir kamusal alan olduğunu ve diğer tüm kamusal alanlar gibi erkek egemen olduğunu söyledi.
Şehir içi toplu taşımada en çok karşılaşılan durumun taciz olduğunu vurgulayan Baki, bu duruma karşı verilen en yaygın tepkinin “kızım, sen de giydiklerine dikkat et” olduğunu anlattı. Ulaşımda sınıf farklılıklarının çok anlamı olmadığını söyleyen Baki, otomobil kullanıcısı bir bayanında ‘taciz’ anlamında farklı zorluklarla karşılaştığını belirtti.
Baki, sunumu kapsamında eğitimin önemine değinerek yasa koyucuların rahat, konforlu ve eşit ulaşım için eğitim programları oluşturması gerektiğini snlattı.
Kentlerde iki teker
Panelin son konuşmacısı bisiklet yazarı ve tasarımcısı Aydan Çelik oldu. Çelik, şimdiye kadar bisiklet parantezinde oluşturduğu çizim ve karikatürlerinden oluşturduğu sunumu kapsamında bisiklet ve bisiklet kullanıcılarının bisiklet ile kurduğu ilişkiden bahsetti. Critical Mass oluşumuna da değinen Çelik, yaklaşık 15 sene önce başlayan etkinliklerin İstanbul’un iki yakasında da devam ettiğini anlattı.
|