Yapı Denetimi Yasa Tasarısı üzerinde çalışmalarını sürdüren Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı, 12.04.2012 Tarihinde 'Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı' ile ilgili yaptığı çalışmayı daha önce ilgili sivil toplum örgütleri ile paylaşmış; aradan geçen süre zarfında yaptığı değerlendirmeler neticesinde yeni bir çalışma yapmıştır. 'Yapı Denetimi Kanunu Tasarısı Taslağı', 19.04.2013 tarihinde oda, borsa, dernek, federasyon gibi on bir sivil toplum kuruluşu ile paylaşılmış ve görüş istenmiştir. Görüşü istenen on bir sivil toplum kuruluşu arasında, teknisyen, tekniker ve teknik öğretmenleri temsilen hiçbir sivil kuruluş yer almamıştır.
Yapı sektörünün vazgeçilmez elemanları olarak nitelenen ve nitelikli ara eleman diye tabir edilen teknikerler, yasa tasarısını hazırlayanlar tarafından ötekileştirilmiştir. Bu tasarı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın teknik elemanlara bakış açısını yansıtmaktadır. Bilgiyi, beceriyi, tecrübeyi görmezden gelen; her işi diploma yapar mantığı yasa tasarısına hakim kılınmıştır.
Yasa tasarısının bu haliyle yasallaşması; mimar ve mühendislere istihdam sağlamak adına, çoğu şantiyelerde 'imzacı mühendis' kavramını yaygınlaştıracaktır. Taşralarda mimar ve mühendislerin sayıca yetersiz olduğu bilinen bir gerçektir. 'Afet Riski Altındaki Yapıların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun' ile yıkılıp yeniden yapılacak yapılar ve mevcut yapılaşmanın devam ettiğini de hesaba katarsak, taşralarda ciddi sıkıntılar yaşanacaktır. Bunlara ilaveten bu yasa tasarısında yeni mezun mimar ve mühendis ile yıllarını bu işlere harcamış tecrübeli mühendisler aynı ölçekte ele alınmış; yetkin mühendislik ile mühendislik birbirinden görev, yetki ve sorumluluk açısından ayrıştırılmamıştır. Yetkin mühendislik kavramının bir benzeri, teknikerler için de uygulanmaya konulmalıdır. Zira meslekte ömrünü harcamış bir teknikerlerle yeni işe başlayan bir tekniker, aynı terazide tartılmamalıdır. Yetkin mühendis kavramının yanına, yardımcı kontrol elemanları için 'yetkili tekniker' veya 'uzman tekniker' gibi, sorumluluklarının ve yetkilerinin de sınıflandırılacağı bir anlayışın hakim olması gerekmektedir.
Yasa tasarısının teknikerleri ilgilendiren maddeler hakkında değerlendirmeler:
1) Yapı Denetimi Kanun Tasarısı Taslağı’nın 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının İ bendinde;
"Müstakil Yapı Deneticisi: Bakanlıktan yapı deneticisi belgesi alarak uzmanlık alanına uygun olarak yapıların denetim işini yürüten ilgili meslek odasına tescilli, mesleki yetkinliğe haiz mimar ve mühendisleri ifade eder", denmektedir. Bu maddeden sonra gelmek üzere; müstakil yapı denetici yardımcısı eklenmelidir.
"Müstakil Yapı Denetici Yardımcısı: Bakanlıktan yapı denetici yardımcısı belgesi alarak ihtisas alanına uygun olarak yapıların denetim işini yürüten müstakil yapı deneticisine yardımcı olmak üzere, meslekleri ile ilgili bağlı oldukları kuruluşa üye olan; teknisyen, tekniker ve teknik öğretmenleri ifade eder", hükmü eklenmelidir. Müstakil yapı deneticisinin zorunlu nedenlerden dolayı iş başında bulunamadığı durumlarda, yapıların inşasının devamı ve denetimi bu yolla sağlanmalıdır. Ayrıca meslek disiplinin sağlanması ve belgelendirme işlemlerinin yapılması için meslek odaları olmayan teknisyen, tekniker ve teknik öğretmenlerin, meslekleri ile ilgili bağlı oldukları kuruluştan belge almaları sağlanmalıdır. Böylelikle, meslek içi disiplin ve denetimin sağlanmasının önü açılmalıdır.
2) 3’üncü maddenin 1’inci fıkrasının s bendinde; "Yardımcı kontrol elemanı: Deneticilere yardımcı olmak üzere istihdam edilen teknisyen, tekniker, teknik öğretmen ile ilgili meslek odasına üyeliği devam eden mimar mühendisleri ifade eder" denilmektedir.
3’üncü maddenin 1’inci fıkrasının s bendinde "deneticilere yardımcı olmak üzere; teknik müşavirlik kuruluşlarında istihdam edilmesi zorunlu, meslekleri ile ilgili bağlı oldukları kuruluşa üye olan teknisyen, tekniker ve teknik öğretmen ile ilgili meslek odasına üyeliği devam eden mimar ve mühendisleri ifade eder" şeklinde değiştirilmelidir. Bu madde ile yardımcı kontrol elemanlarının istihdamı teknik müşavirlik kuruluşlarının keyfiyetine bırakılmamalıdır. İstihdam zorunlu hale getirilmedikçe, etkin denetim hizmetleri verilemez.
3) Tasarının 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının 3’üncü bendinde; "Müstakil yapı deneticisinin; sözleşmesinin feshi, istifası veya ölümü halinde o konuda başka bir yapı deneticisi görevlendirilmedikçe idarece yapının devamına izin verilmez. Sözleşmesine aykırı davrandığının veya denetim görevini yerine getirmediğinin idarece tespit edilmesi gibi haklı sebeplerle sözleşme tek taraflı olarak feshedebilir. İdarece seviye tespiti yapılmadan müstakil yapı deneticisinin yapı ile ilişiği kesilmez, deneticinin ilişiğinin kesilmesinden önceki işlere dair sorumluluğu devam eder" denilmektedir.
"Müstakil yapı deneticisinin; sözleşmesinin feshi, istifası veya ölümü halinde ilgili inşaatta mimar veya mühendis unvanlı, yapı deneticisi görevlendirilinceye kadar geçecek süre zarfında müstakil yapı denetici yardımcısı bu görevi yürütür. Müstakil yapı denetici yardımcısı bu görevi yürütmez ise yapının devamına izin verilmez" şeklinde değiştirilmelidir. Ülkemizin coğrafi durumu göz önünde tutulduğunda, bazı illerimizde mimar ve mühendis sayısının yetersiz olduğu açıktır. Bu durumlarda müstakil yapı deneticisinin anılan nedenlerden dolayı yerinin yeni bir müstakil yapı deneticisi tarafından doldurulması uzun süre alacaktır. Bu sürede yapıların inşasının yarım kalmaması, yapı sahiplerini mağduriyetten koruyacaktır.
4) Tasarının 6’ıncı maddesinin 1’inci fıkrasında; "Bakanlıktan veya Bakanlıkça yetkilendirilmiş idareden yetki belgesi almaksızın, inşaat ve tesisat dahil yapım işlerinin müteahhitliği üstlenilemez. Yetki belgesi alabilmek için gerçek ve tüzel kişinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin ilgili odasına üye olması, tüzel kişi ise ayrıca şirket sözleşmesinin yayımlandığı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi aslını veya suretini müdürlüğe vermesi gerekir. Gerçek kişi yapı müteahhidinin mimar, mühendis veya yapı işleri ile ilgili tekniker veya teknisyen olması zorunludur. Yetki belgeleri üç yılda bir yenilenmek zorundadır" denilmektedir.
Bu madde, "gerçek kişi yapı müteahhidinin mimar, mühendis, teknik öğretmen, tekniker veya teknisyen olması zorunludur” şeklinde değiştirilmelidir. Mimar veya mühendislerde, herhangi bir ihtisas alanı aranmaksızın yapı müteahhitliği hakkı tanınırken; teknisyen ve teknikerler için yapı işlerinden mezun olma şartı aranması, teknik öğretmenlerin kapsam dışı tutulması, nitelikli girişimciliğin önünü tıkayacaktır.
5) Tasarının 6’ıncı maddesin 7’inci fıkrasında, "Şantiye şefinin mimar veya yapım işinin gerektirdiği uzmanlığı haiz mühendis olması esastır. Ancak kamu yapıları hariç, konut, depo, küçük sanayi sitesi yapıları ile tarım ve hayvancılık amaçlı yapıların; toplam yapı inşaat alanı 750 m2’yi bir bodrum kat ve çatı arası hariç kat adedi ikiyi aşmayanlarında inşaat teknisyeni; toplam yapı inşaat alanı 1250 m2’yi bir bodrum kat ve çatı arası hariç kat adedi üçü aşmayanlarında inşaat teknikeri; toplam yapı inşaat alanı 2000 m2’yi bir bodrum kat ve çatı arası hariç kat adedi üçü aşmayanlarında ise teknik öğretmenler, Bakanlıkça belirlenen esaslara uygun şekilde şantiye şefi olarak görevlendirilebilir. Yapı müteahhidinin veya parsel malikinin veya hissedarlarından veya ortaklarından veya yöneticilerinden birinin şantiye şefinde aranan koşulları sağlaması ve bu sorumluluğu üstlenmesi halinde ayrıca şantiye şefi aranmaz" denilmektedir.
Bunun, "Şantiye şefinin mimar, yapım işinin gerektirdiği uzmanlığı haiz mühendis veya meslekleri ile ilgili bağlı oldukları kuruluşa üye olan teknisyen, tekniker veya teknik öğretmen olması esastır. Ancak kamu yapıları hariç, 2000 m2’yi bir bodrum kat ve çatı arası hariç kat adedi ikiyi aşmayanlarında inşaat teknisyeni, toplam yapı inşaat alanı 10.000 m2’yi bir bodrum kat ve çatı arası hariç kat adedi dokuzu aşmayanlarında inşaat teknikeri, toplam yapı inşaat alanı 12.000 m2’yi bir bodrum kat ve çatı arası hariç kat adedi onu aşmayanların da ise teknik öğretmenler, üç şantiye sayısını geçmemek; mimar ve mühendisler için 30.000 m2 ve beş şantiyeyi geçmemek üzere, Bakanlıkça belirlenen esaslara uygun şekilde şantiye şefi olarak görevlendirilir. Yapı müteahhidinin veya parsel malikinin veya hissedarlarından veya ortaklarından veya yöneticilerinden birinin şantiye şefinde aranan koşulları sağlaması ve bu sorumluluğu üstlenmesi halinde, ayrıca şantiye şefi aranmaz. Şantiye şefinin alacağı ücretler bürüt asgari ücretin iki katından az olmamak üzere; bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir" şeklinde değiştirilmesi gerekmektedir.
Şantiye şefi, teknik müşavirlik kuruluşu veya müstakil yapı deneticisi ile yapı arasında fenni mesuliyet üstlenmeden inşaattaki organizasyonu yapan teknik elemanlar ile mimar ve mühendistir. Bu anlamda şantiye şeflerinin yapının teknik icaplarının yerine getirip getirmediğini iş başında durarak, ilgili yapı deneticisine bildirir. Buradan bakıldığında şantiyelerde, şantiye şefinin gerçek anlamda iş yapmasının önü açılmalıdır. Ayrıca şantiyeler, tecrübenin edinildiği yapı sahalarıdır. Bunun için herhangi bir yapı sınıfı ayrımı yapılması, mimar ve mühendisler dışında kalan teknik elemanları tecrübesiz ve işsiz; şantiyeleri de şefsiz bırakacaktır. Şantiyelerde metrekare sınırlaması doğru bir yaklaşım olmakla beraber, metre kare sınırlamasının sadece teknik elemanlara yönelik olması; mimar ve mühendisleri için herhangi bir sınırlamanın getirilmemesi, teknik elemanların istihdamını, tecrübe edinimini engelleyeceği gibi, sağlıklı şantiyecilik yapılmasının da önüne geçecektir. Bu tasarı, teknisyen, tekniker ve teknik öğretmenlere öteki gözü ile bakmaktadır; bütüncül yaklaşımdan uzak, tekilci bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Oysa yapıların, teknik organizasyonun senkronize şekilde işlemesi ile inşa edilmesi gerekir. Bu senkronizasyon, her meslek grubunun belli ölçekler dâhilînde yetkilendirilmesi ile mümkün olur. Ancak bu şekilde inşa edilen yapılarda can ve mal güvenliğimizi sağlayabiliriz.
Önemli not: Her hakkı yazara aittir; izinsiz çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.
|