Modernleşme Sürecinin Tanığı: AKM

SALT tarafından, Kalebodur desteği ve Tabanlıoğlu Mimarlık katkısıyla hazırlanan “Modernin İcrası: ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ, 1946-1977” sergisi 21 Eylül 2012 - 6 Ocak 2013 tarihleri arasında Türkiye’deki modernleşme sürecinin mimarlık ve üretimdeki yansımalarını SALT Galata’da izleme olanağı veriyor.

20 Eyl2012

Yasemin Keskin Enginöz

Soldan sağa:İhsan Karagöz, Pelin Derviş, Vasıf Kortun, Gökhan Karakuş, Murat Tabanlıoğlu

Sergi, Hayati Tabanlıoğlu mimarlık arşivinden belgeleri de içeren bir çalışmayla binanın incelikli tasarım ve yapım süreçlerini bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarıyor. Mekânsal ve dekoratif unsurlarla, AKM’nin kurumsal tarihinin yanısıra Hayati Tabanlıoğlu’nun mimari yaklaşımını da inceleyen proje, İstanbul'un en sofistike yapılarından biri olan AKM'nin 31 yılı bulan zorlu yapım süreci ve dönemin üretim koşulları ile modern mimarinin gelişimini gözler önüne seriyor.

Küratörlüğünü Pelin Derviş ve Gökhan Karakuş’un üstlendiği serginin 20 Eylül günü Murat Tabanlıoğlu, Gökhan Karakuş, Vasıf Kortun, Pelin Derviş ve Kale Grubu Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı İhsan Karagöz’ün katılımıyla yapılan basın toplantısında sorulan sorulara yanıt veren Murat Tabanlıoğlu; Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin taklitlerinin işverenlerce talep edildiği bir dönemde Modernliğin simgesi olan AKM’yi bir sergi ile aktarmanın önemli olduğuna işaret ederken Vasıf Kortun, 'binanın kendi tarihçesi'ne; binanın yapıldığı dönemde Türkiye’nin teknoloji ve malzeme alanındaki durumunu belgeleme üzerine bir sergi olarak dikkat çekici olduğunu belirtti. Kortun ayrıca, Türkiye’nin ve hatta İstanbul’un durumunun, eski bir İmparatorluk içinde kalan kara bir nokta gibi olduğunu belirterek; kendi modernizm öyküsünü çok az işlemiş, bununla çok az yüzleşmiş bir ülkede bu kara noktaya ışık tutacak bir araç olarak AKM’nin ve bu serginin önemli olduğunun da altını çizdi. Benzer şekilde Gökhan Karakuş da “Bugün Türkiye’nin modernizm yaklaşımı hiç olmamış gibi davranılıyor. Bunu doğru anlatabilmek için arşive gereksinim var” diyerek hem Atatürk Kültür Merkezi’nin Türkiye tarihine ışık tutma hem de bu serginin arşiv oluşturma anlamındaki niteliğine dikkat çekti. Karakuş ayrıca sergide aktarılan konulardan biri olarak, AKM’nin ilk yangından önce cephe tasarımının ve malzemesinin Almanya’dan getirtilmesine karşılık yangından sonra Türkiye’de teknoloji ve malzeme alanındaki gelişmelere paralel olarak burada, Aydın Boysan’ın cephe projesi yönetimiyle gerçekleştirilmesinin de Türkiye’deki yapı üretimindeki gelişmeleri yansıtan değerli bir ayrıntı olduğunu ifade etti.