strong>İlgili mevzuat
- 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesinde işyeri tanımı, işveren ile alt işveren arasındaki ilişkiyi düzenleyen fıkra; “İş Sağlığı ve Güvenliği” ni düzenleyen 77-89 arası maddeleri kapsayan 5. Bölüm ile bu maddelere atıfta bulunan ceza maddeleri; “Çalışma Hayatının Denetimi ve Teftişini” içeren 7. Bölüm
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 46-56. Maddeler arasını kapsayan “İşçilere Ait Yatıp Kalkma Yerlerinde ve Diğer Müştemilatında Bulunması Gereken Sağlık Şartları ve Güvenlik Tedbirleri” başlıklı bölüm; “İşyerlerinde Yangına Karşı Alınacak Güvenlik Tedbirleri” başlıklı bölüm.
- Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliğinin yangına karşı önlemleri içeren 4. maddesi
- Yapı Denetimi Hakkında Kanun
Olayla İlgili Mevzuatın Açıklanması:
İş Kanunu 2. Madde işyerini, yapılan iş ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan yerlerle birlikte ve bu kapsamda “dinlenme” yerleri de dahil olmak üzere bir bütün olarak kabul etmektedir. Yine İş Kanunu 2. Madde, asıl işveren alt işveren ilişkisinde, asıl işvereni Kanundan doğan yükümlülüklerde alt işveren ile birlikte sorumlu tutmaktadır. Bu açıdan, taşeron şirkete ait kamp yerine ilişkin olarak asıl işverenin, kamp yerinin sağlıklı ve güvenli olmasına ilişkin yükümlülüğü olduğu görülmektedir. Ayrıca kamp alanının elektriğinin şantiye sahasından verilmiş olması da, şantiyeyle organik bağı gösteren ek bir olgudur.
İş Kanunu’nun 77. Maddesi işverenleri, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden “her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak” ile yükümlü tutmuştur. Ayrıca işverenler alınan önlemlere uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri riskler, tedbirler, iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitmek zorundadır.
İş Kanunu 91. Maddeye göre çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izleme görevi devlete aittir. Devlet adına bu görevi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın iş teftiş birimleri yürütmek durumundadır.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 46, 47, 48. Maddelerinde işçi koğuşlarının özellikleri belirtilmektedir. Buna göre bekar işçiler için “müşterek koğuşları bulunan binalar halinde” konutlar olmalıdır. Bu konutlar kolayca temizlenebilmelidir, yataklar yerlere değil karyola ve somyalara yerleştirilmeli ve aralarındaki mesafe 80 cm’den az olmamalıdır. Koğuşlarda tavan yüksekliği 280 cm’den aşağı olmayacak ve kişi başına en az 12 metreküp hava hacmi düşecektir. Koğuşların soğuk mevsimlerde sağlığa uygun şekilde ısıtılması gerekmektedir. İşveren veya vekilleri, konutlar ve müştemilatının uygun durumda olup olmadığını denetleyeceklerdir. (abç)
İSİG Tüzüğü 55. Maddeye göre “yol, demiryolu, köprü inşaatı gibi açık havada ve meskün yerlerden uzakta yapılan işlerde çalışanlar için basit barakalar veya çadırlar sağlanır. Bu yerler korunaklı olacak, yerler düzeltilecek ve drenaj tedbirleri alınacaktır. İSİG Tüzüğü’nde meskün yerlerden uzaktaki çalışmalarda “çadır” tanımlanmıştır. Ancak, yangının yaşandığı Marmara Park şantiyesi şehir içinde olduğundan dolayı işçiler 46, 47, 48. Maddelerde söz edilen konut ve koğuşlarda kalmalıdır.
İSİG Tüzüğü’nde işyerlerindeki merdiven ve geçit boyutları da tanımlanmıştır (Madde 23). Buna göre merdivenlerin genişliği 110 cm’den aşağı olmayacak, merdivenlerin yatayla açısı 45 dereceden fazla olmayacaktır. Oysa, konteynırların tahliyesini sağlayan merdiven 60 cm genişliğinde ve yaklaşık 55-60 derecelik bir açıya sahiptir. Bu gözlemler, görüşülen işçilerin “tahliye sırasında sıkışıklık oldu” şeklindeki ifadelerinin nedenini göstermektedir. Koridor genişlikleri de yetersizdir.
Çadır ve konteynırların sağlık şartları açısından da uygun şekilde yerleştirilmediği görülmektedir. İSİG Tüzüğü’nün yukarda aktarılan maddelerine göre, işçi başına düşen hava hacmi ve yatak yerleşim mesafelerine göre olay yerindeki çadırlarda en fazla 22-24 işçinin kalması gerekirken, 30-40 işçinin yerleştirildiği görülmektedir. Konteynırlarda ise en fazla 5 işçinin kalması gerekirken 10-12 işçi bir konteynıra yerleştirilmiştir.
|