Rodrik'ten 'Zor Günler' Uyarısı
Avrupalı Vatandaş Su Hakkı İstiyor
AB Ekonomisinde Beklentiler Olumlu
AB 2020'ye Kadar Enerjiye...
"Gümrük Birliği Yanlış İliklenen Gömlek"
İhracatçının Problemi Enerji...
AB'de Yolsuzluğun Ekonomiye...
Türkiye Küresel Rekabette 44. Sırada
İş Arayanlarda 2018'e Kadar...
Türkiye'nin AB'ye İhracat...
Türkiye "Şeffaflık"ta 53'üncü!
Kimin Kime daha Çok İhtiyacı Var?
Berlin'de bulunan Avrupa Akademisi, AB uzmanlarının katılımıyla düzenlediği bir konferansta "AB'nin mi Türkiye'ye, Türkiye'nin mi AB'ye ihtiyacı var?" sorusuna yanıt aradı.
2005 yılında başlayan Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri, geçen zaman içerisinde inişli çıkışlı bir seyir izledi. Müzakere süresinin zamana bağlanmamış olması ve başta Almanya, Fransa gibi bazı üye ülkelerin muhalefeti nedeniyle Türkiye'nin AB hevesinin gittikçe azaldığı gözleniyor. Her ne kadar Türkiye Başbakanı Erdoğan, Almanya ziyaretinde AB konusunda destek istese de sadece Türkiye'nin Avrupa'ya değil, Avrupa'nın da Türkiye'ye ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Bu nedenle Türkiye'nin AB üyeliği kimilerine göre ahde vefa, kimilerine göre neticesi imtiyazlı ortaklığa varması gereken bir süreç, kimilerine göre de zoraki bir evlilik olarak yorumlanıyor. Peki, müzakerelerde bugün gelinen nokta gelecekle ilgili neler söylüyor?
”AB’yi Türkiye’ye kapayanlar, bu olaylarla birlikte yeni bir ivme kazandılar. Ve bu, Türkiye’nin AB’ye yaklaşma politikası açısından zorlayıcı bir durum. Bunu her gün medyada takip edebiliyoruz; bunu politik elitin Türkiye üzerine yaptıkları yorumlardan da anlıyoruz. Bu tür bir gelişme Türkiye’nin geleceği için ciddi bir sorun olarak görülüyor ve şüphesiz öyledir de." "Hukuk sistemindeki istikrarsızlık ya da sistemin tam oturmamış olması dış yatırımcıyı elbette tedirgin etmektedir. Dolayısıyla istikrarsızlığın ve siyasette olan çalkantıların bir an önce çözülmesi gerekiyor. Ancak o zaman ülkede sağlam bir ekonomiden ve gelişimden söz edebiliriz. Ama şuanda siyasette ve hukuk sisteminde yaşananlar Türkiye adına son derece negatif bir imaj çiziyor." "AB, Türkiye'nin en büyük ticari partneridir. AB için Türkiye ise, altıncı büyük ticari partneri konumundadır. Dolayısıyla aslında bizim AB’ye daha fazla ihtiyacımız var. Tabii bir de sürekli işaret edilen Avrupa’da azalan nüfus açığının Türkiye’de artan nüfus tarafından karşılanabileceği iddiası var. Ancak AB Türkiye’den alacağı nüfusu onu AB’ye almadan da karşılayabilir. Bunu atlamamak gerekiyor" "Bir cümle ile söylemek gerekirse, bu aşk ümitsizdir. Buna bel bağlamamak lazım. Zaten Türkiye'nin stratejik politikası da daha çok çeşitlenen ve çeşitlenmesi gereken bir politikadır. Batıya yönelik demokratikleşme çabası ise, benim için nihai hedeftir ve bu yolda diğer politikaların daha çok çeşitlenmesi lazım." |