Kentsel dönüşüm yasası kapsamında son 3 yılda önemli bir aşama kaydedildiğini ifade eden Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, "Yasanın çıkarıldığı 2012 yılından itibaren 3 yönetmelik değişikliği ve 1 Anayasa Mahkemesi iptali ile belli bir rotanın çizildiği kamuoyunda belli bir algının oluştuğu aşikardır" dedi.
Kentsel dönüşümün milli bir dava olduğu şehirlerimizin yenilenmesi gerektiğini ifade eden Kiraz, "Ancak bu yapılırken mülkiyet hakkı açık ve aleni ihlal edilmemeli ve gerek Bakanlık gerekse de yargı bu konuda net bir duruş sergileyebilmelidir. Aksi halde Türkiye’yi hep uzun yıllar mahkum eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde Türkiye kendisine ciddi tazminatlar ödeyeceği yeni bir cephe açmış olacaktır" diye konuştu.
Bakanlığın çok net bir şekilde uygulama yönetmeliğinin 15/2.maddesinde revizyona giderek mülkiyet hakkını koruyucu önlemler alması gerektiğini söyleyen Kiraz, "Aksi halde Türkiye’nin ödeyeceği ciddi tazminatların sorumlusu büyük bir kentsel dönüşüm hamlesi başlattığı halde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olacaktır" diyerek, konuyla ilgili açıklamlarda bulundu.
Ancak yasanın mülkiyet hakkı konusunda özellikle Anayasa’da yer alan Mülkiyet hakkının kutsallığı ve yine Türk Medeni Kanunu Eşya Hukuku kapsamında yer alan mülkiyet hakkına yapılan ihlallerin koruma altına aldığı kısımları koruyamaması nedeniyle bazı sorunları yaşandığını anlatan Kiraz, şunları söyledi: "6306 sayılı yasada maliklerin riskli yapı kararı kesinleştikten sonra yapmaları gereken 2/3 arsa payı çoğunluğu ile karar alınmasıdır. Bu kararı almadan önce SPK lisanslı değerleme şirketinden rapor alınması ve akabinde tüm maliklerin toplantıya çağrılması esastır. İşte tüm hak sahiplerinin toplantıya davet edilmesi zorunluluğu sonrasında 6306 sayılı yasanın uygulama yönetmeliğinin 15/2.maddesi devreye girmektedir. Yönetmelik bu konuda maliklerin oy birliği ile anlaşamamaları halinde 2/3 arsa payı çoğunluğu ile karar alabileceklerini belirtmiş ve bu kararın da belirleyici olduğunu açıklamıştır. Buraya kadar olan kısım da bir sıkıntı bulunmamaktadır. Temel sıkıntı 2/3 arsa payı çoğunluğu ile alınan kararların içeriği ve niteliğinde yatmaktadır."
"2/3 arsa payı çoğunluğu neye karar vermektedir?" diyen Kiraz, "Hak sahipleri 2/3 arsa payı çoğunluğu ile yapım şekline karar vermektedir. Burada işte ilk büyük sıkıntı ortaya çıkmaktadır. Yönetmelik maliklerin kat karşılığı, hasılat paylaşımlı, hisse satışı vb. usullerle yapım şeklini beliryebileceklerini belirlemiştir. Burada mesela tek başına 2/3 arsa payına sahip çoğunluğa sahip bir hissedarın tüm bina için tek başına karar verebilmesi lüksü direkt olarak ortaya çıkmaktadır. İstanbul’da bazı binalarda tek başına 2/3 hisseyi elinde tutan hissedarların ellerinde avuçlarında kalan bir tane konut sahibi ve yatırımı olan diğer maliklere “ben artık burada size daire vermeyeceğim hisselerinizi bana satın” tehditi yaptıklarını biliyoruz" diye ifade etti.
Kiraz, böyle bir durumda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yasayı çıkaran kurum olarak mülkiyet hakkı ihlali varsa yargıya başvurun diyerek mülkiyet hakkı ihlaline hiçbirşey diyemediğinin altını çizdi.
Yargıda kararsızlık hakim
Yargının ne şekilde hareket ettiğini de söyleyen Kiraz, şöyle konuştu: "6306 sayılı yasayı neredeyse 3 yıl geçmesine rağmen hala net olarak algılayamayan yargı adeta bir mayın tarlası gibidir. Bir mahkemenin evet dediğine bir başka mahkeme hayır diyebilmektedir. Daha yargı 6306 sayılı yasa konusunda görev sorununu çözememiştir. Kat mülkiyeti kanunu ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir yasa ile ilgili bazı Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli gibi yargı faaliyetine devam etmekte, bazı Asliye Hukuk Mahkemeleri de açılan davalarda bu Kat mülkiyeti kanununu ilgilendirmektedir diyerek görevsizlik kararı vermektedir."
Ya otel yapılması istenirse?
"2/3 arsa payı çoğunluğu yapılacak olan projeye ve şekline karar vermektedir" diyen Kiraz, "Burada ise büyük bir tehlike ortaya çıkmaktadır. Mülkiyet hakkının aynen korunduğu inşaatları bir kenara bırakacak olursak bazı durumlarda 2/3 mesela mesken olan bir yapı içinde ben buraya otel yapacağım diyebilmektedir. Otel bir ticari alandır ve kat mülkiyeti ile kurulmaz. Burada ilk tehlike size tek bir tapu içerisinde sadece bir hissenin verilecek olmasıdır. Yine bazı olaylarda otel yapacağın iddia eden 2/3 bunu şirket olarak yapacağını ve herkesin mülkiyet hakkın şirkete devredeceğini şirket hissesi vereceğini söylemektedir. Yani ayni mülkiyet hakkını zorla 2/3 kurulacak olan şirkete devrettirmekte sizin burada sadece şirket hisseniz var olmaktadır" diye belirtti.
Son olarak Kiraz, "Ayni mülkiyet hakkı, şirket hissesine 2/3 çoğunluk ile çevrilebilir mi? Maalesef bu soruya da Bakanlık bu bizi ilgilendirmez 2/3 çoğunluk ile verilen karara uyarız bir mülkiyet hakkı ihlali var ise yargıya gidin cevabını yinelemektedir" dedi.
|