Ken Yeang
YKE: İki firmanız var, birisi Hamzah Yeang ile birlikte ortak projeler yürüttüğünüz Hamzah&Yeang, ötekisi Llewelyn Davies and Yeang. Farklı firmalarda üretilen işler ölçek, konum/coğrafi bölge, ekoloji bağlamında farklılık gösteriyor mu? KY: Her iki firma bağımsız olarak çalışan, farklı uzmanlık alanlarına sahip firmalar. Her iki firmada da ekoloji ya da mühendislik alanlarında uzmanlar var. Ama bazı projelerde karşılıklı paslaşmalar var diyebilirim. Bazen İngiltere’deki büroda Noel tatili oluyor bu nedenle üretimi öteki büroya kaydırabiliyoruz. Gerektiği zaman, proje bazında birbirinden destek alabilen bir ilişkimiz var. YKE: "Eco Design", ekolojik tasarım adına hayli gelişmiş bilgiler içeren önemli bir kitap. Kitaplardaki bilgiler, sizce var olan sistemleri iyileştirmede rol oynayabilir mi? Bu tür kuramsal araştırmaların ve çalışmaların sertifikasyon programlarını iyileştirici yönleri olduğunu düşünüyor musunuz? KY: Evet, düşünüyorum. Bu kitap üzerinde çalışmaya 2002’de başladım. ?imdi bazı bölümlerini yeniden yazıyoruz. Planlama ve danışmanlık konusunda bir bölüm daha eklenecek. Şu an yeni bir kitap üzerinde çalışıyorum: "Eco masterplanning" Biraz daha kentsel bağlamda ilkeler koymak adına bir kitap olacak. YEM Yayın Eco Design kitabını Türkçeye kazandırıyor. Bu, okuyucu için mühendislik bazlı kitapların dışında mimari tasarıma yönelik bilgiler de sunan bir kaynak olacaktır. Mimarlar da yeşil tasarım konusunda benden fikir alıyorlar. Hatta genelde bir binayı sıfırdan inşa etmek değil de o binayı nasıl yeşil binaya dönüştürebilecekleri konusunda atölye çalışmaları yapıyoruz. Ancak artık pek karşılığını alamadığım çalışmalara zaman ayırmak istemiyorum. Bu anlamda kitaplar bilgi paylaşımı için daha yararlı bir yol. YKE: Ekolojik malzemeler de ekolojik tasarımın ana taşlarından biri. Siz tasarımlarınızı uygularken malzeme seçimi aşamasında zorluk yaşıyor musunuz? Yeşil malzeme pazarının geleceğini küresel anlamda nasıl görüyorsunuz? KY: Son zamanlarda özellikle Amerika’daki ilgili kurumlarda, Amerikan Mimarlar Enstitüsü’nde yeşil malzemeler üzerinde yoğun çalışmalar yapılıyor. Yeşil malzemeler konusunda endişelenmemize gerek yok, tek yapmamız gereken malzemeye bu gözle bakmak. Amerika’da üretilen bina malzemelerini, yapım detaylarını ve spesifikasyonları mimarlar, müteahhitler ve mühendislere bir arada sunan "Sweets" kataloğu var. Kataloğun yeşil tasarıma ayrılmış bölümlerinde her türlü ekolojik malzeme, ekolojik yapım sistemi ve bunlarla ilgili ayrıntılar var. İstenirse bulmak zor değil. Ancak yeşil malzemeler ülkelere özgü, bu da şu demek: genellikle nakliye masrafları ve bütün bu ulaşım sürecinin çevreye yarattığı zararı da içeriyor. Böyle bir bedeli olduğu için gerçekten spesifik bir malzeme seçmek ve genelde yerel malzemeler üzerinden gitmek gerekiyor. YKE: Doğu ile Batı’nın ekolojik tasarıma yaklaşımı farklı mı? Özellikle Uzak Doğu’da egemen olan siyasi bir görüş var mı bu konuda? KY: Japonların kendi sertifikasyon sistemleri var. Çin’in de benzer bir sistemi var. Hong Kong ve Singapur’da da LEED benzeri geliştirilmiş sistemler bulunuyor. Ancak Doğu’da gelişmekte olan ülkelerde vurgu, daha hızlı ve daha ucuza inşa etmek üzerine yapılıyor. Artan konut gereksinimine yönelik olarak hız ve maliyet önemli rol oynuyor. "Yeşil" düşünmek, sonuçta ticari değil ahlaki bir mesele. Yeşil tasarıma dönmek için pek çok sebep var. Aslında yeşil düşünmenin biraz gelişmişlikle de ilgili olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerde üretim potansiyeli gelişmekte olan ülkelere kıyasla az ve buralarda yeşil üretime geçmek daha kontrollü ve daha kapsamlı ele alınabilir durumda. Özetle, etik hareket eden ülkeler gelecekte daha çok kazanacak.
|