br />
Anadolu’nun iki kaplanı acil tedbir istiyor
1990’lardan bugüne Anadolu’nun yaşadığı değişimden, ekonominin
dinamikleşmesinden, bu dinamizmin yarattığı ‘yeni orta sınıf’ olgusundan ve daha
özelde de, değişim sürecini simgeleyen ‘Anadolu Kaplanları’ tanımlamasından
konuşurken ilk akla gelen kentlerin başında, Kayseri ve Konya vardır.
İki kentimiz de, küresel rekabette ayakta kalmayı başarmak için devlet
desteğinden ziyade, teknolojik gelişmeleri takip etmeyi ve öz kaynaklara dayalı
girişimciliği ön plana çıkarmış; bu süreçte dayanışma, yardımlaşma gibi
muhafazakâr değerlere sahip çıkmayı benimsemiş; iki kentimiz de küreselleşme ve
AB sürecini kendi gelişimleri için kullanmış...
Hem Kayseri hem Konya, önemle üzerinde durulması gereken kentlerimiz:
Anadolu’nun son yıllarda yaşadığı ekonomik dinamizmin simgeleri. Fakat her iki
kentimizin yaşadığı kentsel dönüşüm sürecinin içerdiği sorunlar da var; örneğin,
ekonomik dinamizm hala kültürel ekonomiye, kentsel hayatın dinamizmine,
farklılıkların birlikte yaşamasına dayalı bir kentsel yaşama yansımış değil.
Diğer bir deyişle, kentsel dönüşümün ‘yaşa-nabilirlik’ ölçütünü belirleyen, (a)
ekonomi, (b) sağlık, (c) eğitim, (d) güvenlik, (e) kent hayatı, (f) kültür sanat
kıstasları temelinde bakıldığı zaman, Kayseri Türkiye sıralamasında 35., Konya
46. çıkıyor. (1) Her iki kentin de, özellikle, kentsel yaşanabilirliği
güçlendirecek bir çaba içinde olması gerekirken, hem Kayseri, hem de Konya,
etkileri özellikle işsizlik ve durgunluk konusunda giderek daha fazla hissedilen
ekonomik krizle karşı karşıya. Kriz bu başarılı kentleri ciddi olarak tehdit
ediyor; kentler hükümeti seçime odaklanmak yerine, acil tedbir almaya davet
ediyor. Her iki kent de önünü göremiyor; Kayseri korkuyor, Konya ise
tedirgin...
Konya tedirgin ve güvensiz
Daha çok öz kaynak kullandığı ve az borçlanma eğilimi taşıdığı için Konya
krize dayanır, ama krizin uzun sürmesinin maliyeti yüksek olur. Kayseri gibi
Konya da seçimlerin bitmesini ve hükümetin ekonomiye eğilmesini bekliyor
Kayseri gibi Konya da, özellikle 1980 sonrası dönemde serbest pazar ekonomisi
temelinde, küreselleşemeye açılarak, AB sürecini iyi kullanarak ve bireysel
girişimciliği ön plana çıkartarak sanayi alanında önemli atılımlar yapmış bir
kent. Bulunduğu coğrafi alanın geçmişten gelen bir transit ticaret merkezi
olması özelliği de, Konya’nın yaşadığı ekonomik dinamizme ve kültürel dönüşüme
katkıda bulunuyor.
Konya, çok yönlü ve esnek sanayisi ile büyük üretim kapasitesine sahip
yatırımlar için geniş sektörel yatırım altyapısına sahip. Konya, 32 bin KOBİ’ye
sahip olması nedeniyle (Konya sanayisinin yüzde 99’luk bölümü KOBİ’lerden
oluşuyor) Türkiye’nin KOBİ başkenti olarak görülüyor. DİE’nin 2002 Genel Sanayi
ve İşyeri Sayımı sonuçlarına göre kentte 56 bin 185 adet işyeri bulun uyor ve bu
işyerlerinde 135 bin 443 kişi çalış ıyor. İhracat rakamlarına bakıldığında,
Konya’ da 2007’de 576 civarlarında olan ihracatçı firma sayısı 2008 ocak-nisan
döneminde 654’e yükselmiş. Konya, 148 ülkeye ihracat yapıyor ve ekonomik anlamda
küreselleşmeye başarılı biçimde eklemleniyor. Mart 2009’da Konya Sanayi
Odası’nın yaptığı çalışmaya göre, kentte öne çıkan 12 sektör var. Bunlardan
bazıları gıda, tekstil, otomotiv yan sanayi, makine ve teçhizat, deri ve deri
ürünleri (özellikle ayakkabı), ambalaj ve kâğıt sanayi, tarım makineleri
sektörleridir.
|