Körfez Geçiş Projesine Dava Açıldı
Körfez Geçiş Projesi’nin ÇED...
Körfez Geçişi Projesi İnciraltı'nın...
Körfez Geçiş Köprüsü'nde İki...
Körfez Geçiş Köprüsü Bittiğinde...
Körfez Geçiş Projesi'ne Yüzde...
İzmit Körfez Geçiş Köprüsü...
Körfez Geçiş Köprüsünün Kopan...
Körfez Geçişi Projesine Olumsuz Rapor
İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü'nde...
Körfez Geçişine Jeolojik Ayar
İzmir Körfez Geçişi’nin Önü İşte Böyle Açıldı!
'Yapılırsa İzmir’in iki yakası bir araya gelmeyecek' denilen İzmir Körfez Geçişi (İKG) Projesi ile ilgili yeni bir tartışma gündemde.
Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre, İzmir'de Gediz Deltası’ndaki koruma statülerini değiştirerek Körfez Geçişi Projesi’nin önünü açtığı ileri sürülen Ulusal Sulak Alan Komisyonu kararında iki doğa koruma örgütünün yer alması eleştiri oklarını bu kurumlara yöneltti. Komisyon kararında adı geçen WWF Türkiye Sorumlusu Eren Atak, o kararı imzaladığı sırada projeden haberi olmadığını ileri sürerek, “Kararlar İKG’nin önünü açtı mı bilmiyorum, açmış da olabilir. Ama mevzuata uygundu” dedi.
‘Söz dinleyen çevre dernekleri’ İzmir Kent Stratejileri Merkezinden Araştırmacı Ali Rıza Avcan, ‘İzmir Körfez Geçişinin önünü açmak’ başlıklı yazısında Gediz Deltası’nda, binlerce kuşun ve canlının barındığı alanda önemli adımlar atıldığını belirterek, kentin en önemli değerlerinden olan İzmir Kuş Cenneti’nde bir katliamın ön hazırlıklarının yapıldığını yazdı. İktidar bürokratlarının akademisyenleri ve ‘Söz dinleyen WWF Türkiye ve Doğa Araştırmaları Derneği’ gibi iki doğa koruma örgütünü yanlarına alarak bir ‘şer ittifakı’ oluşturduklarını ve İKG’nin önünü açmaya çalıştıklarını ileri süren Avcan yazısında şu iddialara yer verdi; “Bu şer ittifakı, İzmir Körfez Geçişi Projesi’nin önündeki en önemli engellerden biri olan Gediz Nehri Sulak Alanı Koruma Bölgesi’nin hem sınırlarını daraltmaya hem de bu yatırımın yapılmasını engelleyen niteliğini düşürmeye çalışıyorlar. Böylelikle dünya çapında önemli ve korunan bir sulak alanın tam ortasından koskocaman bir köprüyü geçirebilmek için kendi çaplarında ‘kahramanlık’ yapıyorlar” ‘İki doğa örgütü suç ortağıdır’ Bu çabaların 2017 yılı başında yapılan Ulusal Sulak Alan Komisyonunun ilk toplantısında ortaya çıktığını ifade eden Avcan, bu toplantıda Gediz Deltası Sulak Alan Koruma Bölgesi’nde yeni bir düzenleme yapıldığını aktardı. Avcan, “Bu kararı Komisyon Başkanı olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşarı ve bakanlık bürokratları dışında üniversiteden gelen üye Prof. Dr. Sedat Yerli ile WWF Türkiye Doğa Koruma Sorumlusu Eren Atak ile Doğa Araştırmaları Derneği Alan Koruma ve İzleme Programı Sorumlusu İlker Özbahar da imzaladı. Böylelikle Gediz Deltası Sulak Alan Koruma Bölgesi’nde biri uluslararası vakıf diğeri de ulusal bir dernek olmak üzere iki doğa örgütünün suç ortaklığı çerçevesinde ciddi bir operasyon yapıldı. Çünkü bütün amaç, İzmir Körfez Geçişi Projesi’nin bu değişiklik çerçevesinde yapımını kolaylaştırmaktı. Böylelikle bu büyük projenin önü bir anda açılmış oldu” dedi. Avcan, komisyonun, ‘Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne aykırı bir biçimde ‘Hassas kullanım’ alanı şeklinde bir alan yaratarak İzmir Körfez Geçişi Projesi’nin önünü açtığını iddia etti. ‘Körfez geçişi’nin önünü açmış da olabilir, bilmiyorum’ Avcan’ın iddialarında adı geçen WWF Türkiye adına USAK kararında imzası olan örgütün Türkiye Sorumlusu Eren Atak, yaptıkları çalışmanın mevzuata uygun olduğunu ileri sürdü. “Bu zonlama çalışması İKG’nin önünü açtı ya da açmadı gerçekten bilmiyorum. Açmış da olabilir, o amaçla da yapılmış olabilir. Bunu bilmiyorum, elimde buna dair bir bilgi yok. Ama mevzuata uygun yapılan bir çalışmaydı” dedi. USAK komisyonu incelemesi sırasında İzmir Körfez Geçişi Projesinden haberinin olmadığını ileri süren Atak, “Ben daha iki ay önce duydum. Sulak Alanlar Yönetmeliği 2015’te çıktı, bugün bizi İKG’nin önünü açmakla suçlayanlar o zamanlar neredeydi? Niye dava açmadı? Biz bazı maddelere dava açtık ve tampon bölge maddesi gibi maddeleri iptal ettirdik” dedi. İKG’nin bölgeye etkileri konusunda ellerinde bilimsel bir verinin olmadığını söyleyen Atak, “Kuşlar var deniyor ama kaç tane, barınabilecekleri başka bir alan yok mu vs. daha somut veri lazım. Ayrıca bu yönetmelik bütün diğer sulak alanlara ve Ramsar alanlarına da uygulanacak. Oralara da müdahale etsinler o zaman.” dedi. Bakanlıklardan herhangi bir destek ya da fon almadıklarını söyleyen Atak, Bakanlıkların bazı projelerde paydaşları olduğunu dile getirdi. ‘Bizim İKG konusunda bilgimiz yoktu’ USAK kararlarında adı geçen diğer STK olan Doğa Araştırmaları Derneği İKG’nin önünü açtıkları iddiasını reddetti. Dernek Başkanı Osman Erdem “Yapılan değişiklik yönetmelik değişikliğinin gerektirdiği bir çalışma olup, Doğa araştırmaları Derneği kesinlikle hiçbir çalışmanın önünü açmamıştır” dedi. Erdem, “İKG’nin sulak alan ekosistemine verdiği zararlardan daha ziyade körfeze etkilerini tartışmak lazım” dedi. Erdem, dernekleri hakkındaki ithamları ise “ağır ve rencide edici” bulduğunu belirterek, “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğini ilk kaleme alan kişiyim. Bakanlık yönetmelikte değişiklik yapmak istediğinde de bunun yanlış olduğunu defalarca söyledik” diye konuştu. Bakanlığın yönetmelik değişikliğinin ardından eski yönetmeliğe göre belirlenen koruma bölgelerini revize etmeye başladığını ifade eden Erdem, “Gediz Deltası’nda yapılan çalışma budur. Bu çalışmanın “Körfez Geçişi Projesi” ile bir ilgisi yoktur. En azından bizim bu konuda herhangi bir bilgimiz yoktur.” Sahayı görmeden imzalamış Diğer yandan WWF Türkiye Doğa Koruma Sorumlusu Eren Atak, kendilerinin USAK komisyonu olarak Gediz Deltasındaki arazide inceleme yapıkları sırada Doğa Araştırmaları Derneğinin incelemeye katılamadığını söyledi. Dernek Başkanı Erdem de saha incelemesi sırasında orada olmadıklarını doğruladı. Bu durumda Doğa Araştırmaları Derneğinden İlker Özbahar’ın içinde yer almadığı bir inceleme ile ilgili kararlara nasıl imza attığı ise işin bir başka boyutu. Doğa Araştırmaları Derneği hakkında bilgi edinmek için girdiğimiz derneğin internet sitesindeki “ortaklarımız/destekçilerimiz” kısmına baktığımızda Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının da adlarını görüyoruz! Bakanlıkların ortağı/destekçisi olduğu bir ortamda bu derneğin Bakanlığın herhangi bir projesine ne derece karşı durabileceği ya da duramayacağını ise kamuoyunun taktirine bırakalım. Diğer taraftan derneğin önceki gün ulaşılabilinen internet sitesi iddialarla ilgili soruları gönderdiğimizin hemen ertesi günü ulaşılamaz duruma geldi. İki gündür derneğin internet sitesine girmek istendiğinde sitenin askıya alındığına dair “This Account has been suspended” mesajı ile karşılaşılıyor. İKG, kuşların yaşama alanından geçiyor Sulak Alan Yönetmeliğine ÇEHAV, Doğa Derneği ve vatandaşlar olarak dava açıp yönetmelik maddelerinin bir kısmını iptal ettirdiklerini belirten Avukat Cem Altıparmak, Gediz sulak alanının, sahip olduğu kuş varlığı ile dünya sıralamasının başlarında yer aldığını dile getirdi. Deltadaki kuş sayımında en yüksek sayının tam da İzmir Körfez Geçişi bölgesinde ve yakınından elde edildiğini aktaran Altıparmak, “Bu bölgede yıllardan beri sayım yapılıyor ve sonuçları da sürekli olarak ilan ediliyor. Yani meraklı olan herkesin ulaşabileceği şeffaf ve somut veriler var deltaya ilişkin olarak. Bu yüzden WWF gibi doğa koruma iddiasındaki bir STK’nin Gediz Deltası gibi bir bölgede kuş varlığına dair somut bir veri arama iddiası hoş kaçmamış” dedi. Gediz bölgesi koruma alanlarını değiştiren USAK kararındaki sorunun, yönetmeliğin uygulanması sorunu olmadığını belirten Altıparmak, kararın var olan sulak alan yönetmeliğine bile aykırı olduğunu dile getirdi. Altıparmak, “İçinde WWF ve Doğa Araştırmaları Derneği gibi doğa koruma alanında isim yapmış iki sivil toplum kuruluşunun da yer aldığı bir heyet tarafından, Gediz Deltası’nın koruma bölgeleri, var olan sulak alan yönetmeliğine ve başta Ramsar ve Bern Sözleşmeleri gibi uluslararası sözleşmelere aykırı olarak değiştirilmiştir. Bu hukuka aykırı kararda şüphesiz ki WWF ve Doğa Araştırmaları Derneği de dahil olmak üzere, her bir imzacının sorumluluğu vardır” diye konuştu. Kararda imzası olan STK’lerin bu karar ile İKG’nin önünü açıp açmadığı tartışmasını doğru bulmadığını ifade eden Altıparmak, “Böyle bir kasıtla hareket ettiklerini de düşünmüyorum. Ancak imzaladıkları kararın ne olduğu ve neye yol açacağı konusunda yeterli hukuki donanım, alan bilgisi ve öngörüye sahip olmadıklarını düşünüyorum. Kötü niyetli değiller belki ancak cehenneme giden yolun iyi niyet taşları ile döşeli olduğunu da unutmamak gerekir. USAK kararı da Gediz Deltası’nın cehennemidir” dedi. |