‘Taksim’deki cami Maksem’in yüksekliğini geçmemeli’
Yıllardır süren “Taksim’e cami” tartışması için Erdoğan, Maksem'in arkasını işaret etti. Sizce burası uygun bir alan mı?
Uygun; zaten ben de imza attım, 1 /1000'likte imzam var. Ama benim bir şartım var, yapılacak cami Maksem'in yüksekliğini geçmeyecek.
Maksem, bir caminin yüksekliğini kaldırabilecek boyda mı?
Demek ki ufak bir şey olacak.
"Ağa Cami cemaate yetmiyor" gerekçesini ortadan kaldırmayacak bir camiden mi bahsediyorsunuz?
Mesele “Ağa Cami yetmiyor” meselesi değil. Ben kısa pantolonlu olduğumdan beri burada bir cami meselesi vardır. Bu zaman zaman politik amaçla kullanılan bir olaya dönüştü. Yorumlamaların bir kısmı "Taksim'de cami yapmak Cumhuriyet meydanına ve anıtına saygısızlıktır" şeklinde mütalaa edilmiştir. Eğer demokrasinin araçlarından biri referandumsa, Beyoğlu'nda bir referandum yapılabilir ve sonuca göre burada bir cami yapılabilir. Ama her şeyi referanduma götürmenin de manası yoktur. Şu veya bu kişilerin istedikleri var, bugünkü yönetim de bunu isteyebilir. Ama bunu yaparken, "Taksim'e cami olursa laiklik elden gider" diyen kesimle de konsensusun sağlanması lazım. Bu tarafın da eğer karşı çıkıyorsa bir öneriyle gelmesi lazım. Şu an Taksim’de bir cami müsveddesi var, tenekeden minaresiyle Taksim meydanına ayıp olmuyor mu?
‘Taksim bir otobüs durağı; böyle meydan olur mu?’
"Taksim meydanı, meydan değil; kentsel boşluk" da diyorsunuz. Bu alanı sizin için “meydan” kılacak özellikler neler?
Meydan nedir? Bir boşluktur, ama o boşlukta insan kendisini sınırlı hisseder. Ancak siz Taksim Meydanı'nda trafik içine girmiş hissediyorsunuz, sizi sınırlayan bir şey yok. Fransız mimar-şehir plancısı Henri Prost, İstanbul'a bir meydan kazandırmak istiyor. Cumhuriyet anıtı yapılmış, “Önündeki ahırlar burada olur mu” deyip onları yıkıyor. Bir de bugünkü AKM'nin olduğu yerde eski bir bina vardı. Şimdi bir de The Marmara var. Karşısı boşluk ve ta ötedeki eski Sheraton, yeni InterContinental Ceylan'ı görüyorsunuz.
Sınırlardan kastınız yeni binalar mı, yoksa ağaçlar ve heykellerle düzenleme mi?
Herhangi bir sınır olması lazım. Bugün İtalya'ya veya Fransa'ya gittiğinizde nereye baksanız meydan görürsünüz. Bizde buna benzer bir meydan, belki Sultan Ahmet Meydanı’dır. Bizde meydan kavramı mimarlığımızda, şehirciliğimizde yoktur. İnsanlar hep camilerin avlularında, çarşılarda buluşmuşlardır. Burası artık adam olmalı. Bedrettin Dalan zamanında yarışma açıldı, Vedat Dalokay kazandı. Trafiği yer altına almayı öneriyordu. Daha sonra Nurettin Sözen döneminde “Trafiği yer altına alalım” dedik. Eskiden bütün yollar Roma'dan geçermiş gibi, Taksim'den geçerdi. Ama artık öyle değil, metro var. Bugün Taksim bir otobüs durağı ve yayaların trafikte boğuştuğu bir alan. Böyle bir meydan olabilir mi?
|