|
Kompen Genel Müdürü Erdal Küçükşehir, 2000 yılından bu yana yürürlükte olan 'Binalarda Isı Yalıtım Yönetmeliği'ne göre bu tarihten sonra inşa edilen yeni binaların ısı yalıtımlı olarak yapılmak zorunda olduğunu hatırlatarak, yönetmeliğin 1 Kasım 2008 tarihli revizyonu ile mevcut eski binalarında enerji verimliliğine uygun projelendirilmesinin zorunluluk olduğunun altını çizdi. Aradan geçen zamana rağmen Türkiye’de bulunan yaklaşık 18 milyon konutun ancak yüzde 15’inde yalıtım bulunduğunu belirten Küçükşehir, “Bu durumun ne kadarının standart yalıtım değerlerini karşıladığı ise ayrı bir tartışma konusu. Oysa ülkemiz her yıl 50 milyar doların üzerinde enerji ithalatına para ödemekte. Bu rakam ülkemizin cari açığının en büyük gerekçesi olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
11 milyar TL tasarruf yapılabilir
İthal edilen enerjinin 3’te 1’inin binalarda harcandığını belirten Küçükşehir, yaklaşık olarak 27 milyon ton eşdeğer petrolün binalarımızın ısıtılması için harcandığının altını çizdi. Uygun yapılacak bir yalıtımla 10 milyon ton eşdeğer petrolün tasarruf edilebileceğini belirten Küçükşehir, bunun parasal değerinin 11 milyar TL’yi geçtiğini söyleyerek, “Her yıl konuyla alakalı toplanmakta olan enerji verimliliği kurultaylarında birçok karar alınmasına rağmen pratikte ne yazık ki takibi yapılmamaktadır. Herhangi bir binada ısı kaçaklarının yüzde 40’ı duvarlardan, yüzde 30’u ise pencerelerden gerçekleşmektedir. Bu açıdan bakıldığında sadece duvar ve pencerelerde yapılacak olan yalıtım enerji faturalarını neredeyse yarı yarıya düşürecektir” dedi.
TS 825 'Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standartı' mutlaka gözden geçirilmeli
Türk Standartları Enstitüsü’nün mevcut TS 825 'Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standartı'nı mutlaka gözden geçirmesi gerektiğini de söyleyen Küçükşehir, şunları söyledi:
“Ülkemiz yalıtım değerleri olarak 4 bölgeye ayrılmış ve her bölge için farklı değerler hesaplanmıştır. Ancak bu değerler Avrupa Birliği standartlarının çok altındadır. Bölgelere göre yalıtım levhası kalınlıkları 5 ila 8 cm arası belirlenmişken Avrupa Birliği’nde birçok ülkede bu kalınlıklar 15 cm civarı uygulanmaktadır. Bu uygulama aralıkları sonucunda bizler sadece ısıtma ya da soğutma için herhangi bir Avrupa Birliği vatandaşının 10 katı maliyetlere katlanmak zorunda kalıyoruz”.
Pencere alırken sorun
Duvar yalıtımlarının bir standarta getirilmesi için çalışmalar yapılırken, pencerelere dair hiçbir çalışmanın yapılmamasının bir eksiklik olduğunu belirten Küçükşehir, enerji verimliğinde özellikle yüksek katlı binalarda pencerelerin çok önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Vatandaşın ve müteahhitlerin yaptıracakları pencerelerde geçerli olan ısı geçirgenlik katsayı değerinin (k) sormamasının önemli bir tasarruftan mahrum kalmalarına yol açtığının altını çizen Küçükşehir, “Sadece uygun sistem ve uygun ısıcam ile ısı geçirgenliklerini yüzde 70’e yakın düşürmek mümkündür” dedi.
Mutlaka 'Enerji Kimlik Belgesi' alın
Son yıllarda cam teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin iklime bağlı birçok nitelikli cam çeşidini ortaya çıkardığına da değinen Küçükşehir, bu camlarla güneş ışığının evlere kontrollü girişini sağlayarak ısıtma ve soğutma giderlerinin de azaltabileceğinin altını çizerek şunları söyledi:
“1 Ocak 2011’den itibaren yürürlüğe giren binalarda enerji kimlik belgesi alma zorunluluğu umarım bu konuya gereken önemin gösterilmesine yardımcı olur. 2017 yılı Mayıs ayına kadar mevcut binalarda bu belgeyi almak gerekiyor. Aksi takdirde C sınıfı enerji kimlik belgesinin altında kalan binalar için ciddi yaptırımlar uygulamaya konacaktır. Bizler eğer sokağı ısıtmak yada soğutmak istemiyorsak enerji verimliliği noktasında daha bilinçli olmak zorundayız. Oturduğumuz konutlarda yada satın almayı düşündüğümüz binalarda enerji verimliği noktasında ne gibi çalışmalar yapıldığını sorgulamalıyız. Unutmayalım Avrupa 2020’ye kadar konutlarda m² başına 15 kw enerji tüketimi için neler yapılabileceğini tartışırken, Türkiye enerji açığı olduğu halde ortalama konutlarda m² başına 150-200 kw enerji tüketmeye devam edemez. Bunun milli servetin israfı olduğunu unutmamalıyız”.
|
