Cem Sorguç: Öncelikle mevcut mevzuata dair bir farkındalık oluşturulmalı
İş sağlığı ve güvenliği, kesinlikle herkesin uyması gereken önemli bir konu; mimarın, işverenin, şantiyenin sorumluluğundadır, hiç kimse elini çekemez. Nasıl ki örneğin Yangın Yönetmeliği’ne uymak mecburiyetindeyiz, buna da uymamız gerekiyor. Zaten bu konuda bir mevzuat yok değil, var; daha da iyileştirilebilir ayrı konu, ama öncelikle o bir alışkanlık haline getirilmeli. Aksayan yönleri, yola çıkınca görülecektir. Ama öncelikle herkesin bunun varlığından haberdar olması gerek.
Yavuz Selim Sepin: Ders olsun diyoruz, ama bize hiçbir ders kar etmiyor
İşine önem verme, işini sevme, işin ehli tarafından yapılması çok önemli. Para hırsıyla bazı şeylerin göz ardı edilmesi, güvenlik konusuna ciddi yaklaşılmaması bir sorun. Burada mimarinin çok önemi var; ilk çizgisinden son çizgisine kadar her şeyin çok iyi düşünülmesi gerek. Eğer böyle yapılsaydı, bunun gibi bir problem de ortaya çıkmazdı. Ders olsun diyoruz, ama bize hiçbir ders kar etmiyor; iki gün sonra yine aynı şeyleri duyuyoruz. Kanunlar, yönetmelikler çıkarsanız da, bu anlayışla bir yerlere varamıyorsunuz. Çünkü bir yaptırım söz konusu değil.
Umut İyigün: Kurumsallık artıkça iş güvenliği de önem kazanacak
İş güvenliği önemli; ama bunun iki ayağı var; bunlardan biri de işçilerin bu konuyu önemsemeleri ve benimsemeleri. Çünkü Türkiye’de herkes cengaver; adam hiçbir tedbir almadan iskelenin en tepesine en hızlı ben çıkarım diyor. İş güvenliğini uygulamaya çalışan şirketler var ki, diğerlerine göre daha kurumsallar. Kurumsallık artıkça iş güvenliği de önem kazanacak. Biz mesleki kontrollük yaptığımız işlerde, bunu mutlaka vurguluyoruz. Ama sonunda iş daha çok müteahhitlerin eline kalıyor. Öncelikle devlet, denetim mekanizmalarını çalıştırmalı ki şirketler de kendi mekanizmalarını oluştursunlar. Bir 10 sene öncesine göre iyiye gidiş var ve bu da kurumsallaşmayla ilgili.
|