Rio'da Olimpiyat Neden Protesto...
Milyonlar Harcanan Tesis Harabeye Döndü
Brezilya'nın Öteki Yüzü: Favelalar
İşte Soçi'nin Öteki Yüzü!
İstanbul'un Mega Projeleri...
Almanya'da Halk "Olimpiyatları" İstemedi
'Tokyo Olimpiyat Stadı Çok...
Olimpiyat Bütçesi Nasıl ve...
Türkiye’yi Bitiren Olimpiyat Oyunu
Olimpiyatlara Giden Yolda...
Euro 2020 için "Açılır-Kapanır" Çatı
Türkiye Neden Kazanamadı?
The Times: İstanbul, Olimpiyatlar'ı...
Türkiye Bu Kararı Bekliyor
İki Kıta, İki Olimpiyat Adaylığı, İki Enformel Mahalle
Bugün Türkiye’de yaşanan ‘Gezi Direnişi’ ve Brezilya’daki halkın bu direnişi selamlayışı bir tesadüf değildir. Yaşanmış benzer hikayeler ve ortak tarihsel deneyimlerdir Brezilya’dan ‘aşk bitti burası artık Türkiye!’’ selamını bize taşıyan... İki ülkenin enformel mahallelerinin kaderlerini kesiştiren önemli olaylardan biri de olimpiyat oyunlarıdır.
1
Panem et circenses! Bu iki kıtadan iki emek mahallesinin kaderlerini kesiştiren olimpiyat oyunları ise hep bir yukarıdan aşağı müdahalenin sevimli aracı olmuş görünür. Zeus’un isteği üzerine gerçekleştirilen ilk olimpiyatlar bir çok kaynakta “tanrıların oyunu” olarak anılır. Bu bağlamda söylenen latince atasözü ise, olimpiyatların amacını net biçimde ortaya koyar: “panem et circenses” yani “biraz ekmek, biraz oyun”. Bugüne vardığımızda ise “iktidar oyunlarının yoksulun ekmegindeki gözü” olarak güncellenebilen bu deyiş, olimpiyatlar öne sürülerek iki ülke topraklarında yoksul halkınların yaşadığı yerinden edilmelere açıklık getirir niteliktedir. 1930’larla birlikte spor müsabakası olmanın yanı sıra uygulanan stratejilerle kenti dönüştürme yöntemi olarak kullanılan olimpiyatlar, özellikle de son otuz yıllık tarihinde yoksulların kapısını çalan bir kabusa dönüştürülmüştür. İlk olarak 1932 Los Angles Olimpiyat Oyunlari’nda sporcular ve atletler için inşa edilen “olimpik köy” konsepti, o günden bu yana gelenekselleşmiş, hemen hemen her ev sahibi şehir tarafından uygulanan, şehrin ve ülkenin ekonomisine pozitif/negatif etkileri olan yatırım halini almıştır [5]. II. Dünya Savaşı sonrasında ülkeler arasındaki siyasi rekabetin de zeminine ayak uydurabilen olimpiyat oyunlarının etkisi artmış ve daha da önem kazanmıştır. Fakat oyunların kentlere yönelik etkisindeki asıl sıçrama 1970’ler ile gerçekleşmiş; oyunlar kentleri yeniden şekillendirmenin aracı olarak kullanılmaya ve kentsel dönüşüm ile anılmaya başlanmıştır. Rolnik’e göre özellikle kent merkezinde yeni spor tesislerinin inşası ve bu tesislere bağlantı yolları daha o yıllarda kentsel yenileme projelerine zemin hazırlayan araçlar olarak kullanılmaya başlanmıştır [6]. Los Angeles 1984 olimpiyatları kentsel müdahalelere sahne olan ilk olimpiyat oyunlarıdır. Oyunlar kente sermayedarları çekmek için bir araç olarak görülmüş ve çeşitli kentsel projeler ile birlikte geerçekleştirilmiştir. Daha sonra bu uygulama bir çok olimpiyatlara ev sahipliği yapan şehirde de karşımıza çıkmaya devam etmiştir. Hazırlanan stratejik planlar ile kente yapılacak olan mudehalelerin açıklandığı olimpiyatlara adaylık toplantılarında, kimi zaman karşımıza bir ulaşım projesi, köprü projesi, tarihi bir alanın restorasyonu ya da Türkiye’de olduğu gibi Marmaray gibi büyük projeler Olimpiyat oyunları altında halka sunulmuştur. Olimpiyatlar ve benzeri büyük uluslararsı organizasyonlar altında; kenti kalkındırmak, yerel ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek, kentleşmeyi hızlandırmak gibi hedeflerle ortaya atılmış bu stratejik planlar bugün günümüzde artık uluslarası sermayeyi davet etmek, kenti “soylulaştırmak”, yarışmacı kentler yaratmak ve dünya kentleri listesinde yerini almak gibi amaçlara hizmet etmektedir. Bunu yaparken tüm iktidarların öne sürdüğü gerekçe milli turizm, geleceğe yatırım, ülkenin tanıtımı ve uluslarası reklam olup, süreç içindeki en önemli aktörlerden biri medyanın bir defans oyuncusu edasıyla iktidarın takımında oynamasi da oyunu haksız rekabete dönüştürmektedir. Gerçeğin resmi aslında o kadar da bulanık değil, hepimizin görmesi mümkün! 1894’te Pierre de Coubertin’in düşü üzerine gerçekleştirilen Uluslarası Olimpiyat Komitesi altında 205 ulusal olimpiyat komitesi barındıran, dünyanın dört bir yanına müdahale hakkını kendinde gören ve yaptırım gücü yüksek bir şirkettir. Dünya üzerindeki birçok büyük şirketten çok daha fazla ekonomik ve politik müdahaleyi elinde tutan bu şirketin izlerini Güney Afrikadan Çin’e, Avrupa ülkelerinden Latin Amerika’ya her kıtada görmek mümkündür. Sadece son otuz yılın olimpiyat mağdurlarından yeni bir ülke nüfusu yaratmak, yıkılan alanların molozlarindan bir ülke toprağı sağlamak ve bu ülkede oy birliği ile karşı olimpiyat oyunları düzenlemek mümkündür. Yazının devamı için ilerleyiniz.
|
-
Elinize sağlık,çok etkilendim bilhassa baştaki resim müthiş... YANITLA