Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nden...
Mimarlar Odası Ankara Başkanı'nı Seçti
"Demir Kafes 7. Plan İptal...
"Bakımsız ve Kimsesiz Kalan...
"Bilimi ve Tekniği Rehber...
"Kanal Ankara Projesi Durdurulmalı"
Ağaç Katliamına Göz Yuman...
Saraçoğlu Mahallesi’nde Yeni...
Mimarlar Yeni Kanun Teklifi'ni...
Kanal İstanbul'a Ankaralılar...
Mimarlar Odası'ndan TOGO İkiz...
Yargı TOGO Kulelerini Kamu...
Mimarlar Odası Ankara'dan...
Genel Kurul ve Seçimlerini Yapacak Mimarlar: Mimarlık Ülke Sorunlarından Ayrı Düşünülemez
Mimarlar Odası Ankara Şubesi düzenlediği basın toplantısında, Mimarlar Odası Ankara Şubesi 46. Olağan Genel Kurulu’na ilişkin soruları yanıtladı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin, 46. Olağan Genel Kurulu’na ilişkin düzenlediği basın toplantısına, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen katıldı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, AnkaRA logosuyla Ankara’ya yaratıcı bir üretim ve tasarım sunduklarını belirterek, Genel Kurul’a Ankara’nın Cumhuriyet’in Başkenti vurgusunun hakim olacağını söyledi. Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz Ankara’da yerel yönetimin değişmesiyle birlikte Ankara’nın yeniden onarılması için Ankara restorasyon atölyeleri kurmuştuk. Onun iletişim dili olarak AnkaRA’yı seçtik. Küllerinden yenden doğacak bir başkentin simgesini ortaya koymak için, dolayısıyla. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 2023’e kadar Ankara’nın başkent Oluşunun 100. Yılına kadar AnkaRA ile çalışmalarının devam ettireceğini göstergesidir. 46. Olağan Genel Kurulumuz Cumartesi gerçekleşecek. Mimarlar Odası Ankara Şubesi bir kent odası olmaktan öte Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkent’inin odası. Yönetim kurulumuz iki yıl boyunca bunun ağırlığı ve sorumluluğu ile çalışmalarını yürüttü. Çeşitli kesimlerle karşı karşıya geldik. Rant çevreleriyle, iktidarın zenginleşme alanının mülkiyet sahipleriyle karşı karşıya geldiğimiz zamanlar oldu. Bilimi ve tekniği rehber edinmeyen, mimarın ve mimarlığın yaratıcılığının farkında olmadan onu tek tip bir sürece doğru sürükleyen, mimarlık disiplini alt üst ederek yapı üretim sürecinden denetimi çıkartan ve hesapsız ulusal mimarlık politikası olmadan 146 tane mimarlık fakültesi açarak her yıl 8 bin mimarın mezun olmasına, bunların iş bulamamasına neden olan iktidar politikalarıyla karşı karşıya geldik. Bugün genç işsizlik yüzde 27. Bu ülke mimar yetiştiriyor ama mimarlık ve yapı üretim süreci ayrıcalıklı imar haklarının verildiği şahsiyetlerinin elinde şekilleniyor. Mimarlar devre dışı bırakılıyor. Önümüzdeki dönem muhtemelen bir ulusal mimarlık politikasının hayata geçirileceği yeni iktidar tartışmaları gündeme gelecek. Yeniden Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılının imar, toprak ve yapı politikaları gündeme gelecek. Bütün bunları öngördüğümüz ve bütün bu yanlış politikaları uygulayan her kesimle karşı karşıya geldik. Çünkü biz diplomalarımızı bu ülkeye senet olarak verdik. Kendi menfaatlerimiz, kariyer planlarımız yok. Cumhuriyet’in aydınlık yüzünü temsil ediyoruz. Bu iki yıllık faaliyetlerin varlığı karanlığa karşı gelişen dünyadaki kadının hareketinin Mimarlar Odası Ankara şubesinde yeniden hayat bulması buna ortam yaratan örgütlenmenin varlığıdır.” “Buna olanak sağlayan ve kadını öne çıkartan ve kadının mücadelesini destekleyen koca bir örgütün varlığından bahsediyoruz. Önümüzdeki dönem Mimarlar Odası ve Türkiye için çok kritik dönemdir. Rejimle hesaplaşma devam ediyor. Rejimin altı boşaltılıyor ve sistem çökme durumuna getirtiliyor. Onun yerine neyi inşa edeceğimizi gösteren mücadele ve dayanışma dönemi olacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün ana noktalarını hukuku demokrasiyi alt üst eden ve kendi meslek alanımıza doğru geldiğimizde denetimi, tasarımı ve imarı gerçekten işin ehline bırakmadan bilim ve tekniği devre dışı bırakan bir yapılaşma devam edecek mi, yoksa gerçekten bu sürecin tıp ki Cumhuriyet’in ilk yıllarında olduğu gibi planlı bir şekilde üretim üzerinden şekillenen o üretimin parçası olarak o zaman fabrikalar yapılıyordu şimdi yapay zeka ile birlikte Endüstri 4.0’ın yeniden üretim mekanlarının yapılacağı noktaya mı gidilecek. Yani çağdaş olacak mıyız, Cumhuriyeti muassır medeniyetler seviyesine ulaştıracak mıyız bilimle teknolojiye buluşacak mıyız? Bunun mücadelesi yürütülecek Mimarlar Odası Ankara Şubesi de bu mücadeleye kendi meslek disiplininden adaydır. Bir kere bu süreci tek başımıza inşa etmediğimizi biliyoruz. Bu süreçte meslektaşlarımız, gençler, mahalleliler, esnaflar, siyasi partiler, meslek odaları, sendikalar, bize kendi bilimsel bilgisini sunan hocalarımız vardı. İlham aldığımız çocuklar ve kadınlar vardı. Bunların hepsi Mimarlar Odası’nın genel kurulunda var olacak” diyen Candan, şunları kaydetti: “Genel kurulumuz bir kentin değil Cumhuriyet’in Başkent’inin Odasının genel kuruludur. Onun için Başkentlilik vurgusu ağır basacak. Başkent olmanın önemi bir kez daha Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin örgütlenme yapısı içinde açığa çıkacak. 15 Şubat’ta DSİ Konferans Salonu’nda gerçekleşecek genel kurulumuzun ilk oturumu saat 10’da başlayacak. Saat 13:00 kadar birlikte mücadele yürüttüğümüz insanlar Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin iki yıllık çalışma dönemini değerlendirecek. Öğleden sonra da mimar meslektaşlarımızla değerlendireceğiz. Onun için herkesi bir kez daha Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin bu kentin gözü kulağı ve dayanışma mekanı olan ve bize emanet edilmiş değerleri koruyan Odası olarak herkesin sözünü ve varlığını göstermesini istiyoruz ve herkesi genel kurulumuza davet ediyoruz” Mimarlık ortamının sorunları ülke sorunlarından ayrı düşünülemez Mimarlık ortamı mimarlık geleneği son dakika çıkmış yapıların neyi hedefledikleri öncesinden ifade edilmeyen yapılara yönelik çok cevaz vermeyeceğidir. Tartışmak isteriz biz, onun için hangi programla aday olduklarını bilmiyoruz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi kent mücadelesine devam ediyor.1300 davamız var. Bu davalar çok kıymetli. 15 Şubat Cumartesi saat 17:00 itibariyle genel kurula bir liste sunulacağını bildirdiler. Demokrasi özgürlük yoksa Cumhuriyet değerleri alt üst edilmiş ise kimse bu ülkede kafasındaki mimarlığı yaşayamaz, yapamaz. Yapmaya çalışırsanız TOGO ikiz kuleleri ile YDA centerı yapmaya çalışırsınız. Bu da kent suçudur. Bu mimarlığın kabul edeceği bir şey değildir. Mimarlar Odası’nın ve mimarlık ortamını sorunlarının ülke sorunlarından ayrı çözülemeyeceği aşikardır bunu herkes biliyor. Önümüzdeki dönem mimarlık ortamını karar vereceği bir süreç olacak. Bu ülkenin geleceğin Cumhuriyet değerlerini bertaraf edilmesi süreci le mi birlikte mi ele alınacak yoksa daha hepimiz açısından bu da bizim işimiz değil deyip biz sadece mimarlık yapalım mı diyeceğiz. Bizim karşımızda saf tutanların genel yaklaşımları oldu. Mimarlar Odasının toplumcu bakış açısının toplumsal sorunlarla birlikte çözümleneceği karşısında oldular. Hayat gerçekleri acı bir şekilde öğretiyor ki… demokratik hakları biz yok etmedik üniversitelerden hocaları biz ihraç etmedik 146 mimarlık fakültesini biz açmadık. Oradan çıkan insanların işsiz kalmasına biz izin vermedik basının tek sesli gelmesini biz yaratmadık. İmar mevzuatlarını biz değiştirmedik. Ayrıcalıklı imar haklarını biz vermedik. Ekonomik krizi biz yapmadık bunun sonuçlarını ama biz ve meslektaşlarımız yaşıyor. Meslektaşlarımız işsiz ofislerini kapatıyor. 46.dönem bu sorunların derinleşeceği dayanışma ve mücadele yılı olacak. ” Mimarlık yaşamı yeniden örgütlemektir |